YEREL MAHKEME KARARI
T.C.
ÇEŞME
İCRA HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/196
KARAR NO : 2020/98
DAVA : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ : 02/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/10/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Şikayet (İcra Memur Muamelesi) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize ibraz ettiği 25/12/2019 tarihli dilekçesini özetle; Çeşme icra müdürlüğünün 2018/390 E sayılı dosyasında yasaya ve düzenlemelere uygun biçimde sunulan hacizli taşınmazların kıymet takdiri ve satımına yönelik 28.10.2019 tarihli taleplerinin reddine ilişkin, icra müdürlüğünün 22.11.2019 tarihli kararının iptaline ve 28.10.2019 tarihli talepleri gereği dosyadan konulan haczin devam ettiğinden gerekli kıymet takdiri ve satış avanslarının icra müdürlüğünce belirlenerek dosyaya alınmasına ve kıymet takdiri işlemlerinin ikmali ile koşulları oluştuğunda dosyadan hacizli taşınmazların satılarak paraya çevrilmesine ve bu dava süresince karar verilene kadar bir hak kaybına yol açmamak ve gereksiz bir kamu sorumluluğu oluşmaması için icra müdürlüğünce resmi merciilere verilecek yanıtlarda dosya haczinin aynen devam ettiği yönünde bilgi verilmesine, bu tedbir uygulamasının da ilgili icra dosyasına mahkememizce bildirilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Mahkememizce davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat çıkarıldığı, davalı vekilince mahkememize ibraz edilen 23/03/2020 tarihli cevap dilekçesini özetle; müvekkili şirket aleyhine Çeşme İcra Müdürlüğünün 2018/390 Esas sayılı dosyasından başlatılan takipte, müvekkilinin İstanbul İli Kadıköy İlçesi Tapu Müdürlüklerine 26.06.2018 tarihinde haciz müzekkereleri yazıldığını, taşınmazlar üzerine haciz konulmasından sonra 21.06.2019 tarihinde satış talebi ile İİK 100 madde malumatlarının toplanması istendiğini, ancak taşınmazların kıymet takdirlerinin yapılması için yatırılması gereken gider avansı yatırılmadığını, İİK 59. Maddeye göre, alacaklının icra müdürlüğünden yapılmasını talep ettiği işlemlerin masraflarını peşinen icra müdürlüğüne ödemesi gerektiğini, aksi takdirde geçerli bir talepten söz edilemeyeceğini, davacı tarafça ödeme yükümlülüğü yerine getirilmediğini, bu sebeple de İİK 110 gereği taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kalktığını, her ne kadar davacı alacaklı tarafından 21.06.2019 tarihli talebi ile, kıymet takdirleri için masrafların belirlenmesi talep edilmişse de, bu durum hacizlerin İİK 110 gereği kalktığı gerçeğini ortadan kaldırmadığını, İİK 59 hükmü, alacaklıya yapılmasını talep ettiği satış işlemlerinin yani kıymet takdiri işlemlerinin masrafını peşin olarak ödeme yükümlülüğünü yüklediğini, alacaklının kıymet takdirlerinin yapılması için cüz’i bir masrafı icra müdürlüğüne ödemesinin yeterli olduğunu, şayet alacaklı tarafından yatırılan masraf yeterli gelmemiş ise, İcra Müdürlüğü eksik kalan masrafın ödenmesini alacaklıdan istemesi gerektiğini, alacaklı tarafından satış talebi ile birlikte cüz’i de olsa herhangi bir satış avansı yatırılmaması halinde geçerli bir satış talebinden söz edilemeyeceğini, bu nedenlerle davacı tarafın haksız ve kötü niyetli davasının reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Mahkememizce Çeşme İcra Dairesinin 2018/390 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklıların mahkememiz dosyasının davacısı, borçlunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, toplamda 532.973,73-TL’nin tahsili istemi ile takibe girişildiği görülmüştür.
Dava; memur muamelesini şikayete ilişkindir.
Davacı taraf, Çeşme İcra Müdürlüğünün2018/390 takip numaralı dosyasıda 21/06/2019 tarihinde satış talebinde ettiklerini, icra müdürlüğünce 29/08/2019 tarihinde dosyanın satış aşamasına gelmediğinden talebin reddine karar verildiğini, daha sonra yine 12/11/2019 tarihinde satış talep edildiği, icra müdürlüğünce bu kez 22/11/2019 tarihinde satış talebi her ne kadar süresinde olsa da satış avansı olarak süresinde yatırılmış bir tahsilat bulunmadığından talebin reddine karar verildiğini, ancak her ne kadar icra müdürlüğü tarafından avans yatırılmadığından bahisle talepleri reddedilmişse de kendilerine İİK m.110 uyarınca gider avansı yatırmak için süre verilmediğini bu sebeple 22/11/2019 tarihli red kararının hukuka aykırı olduğunu ve bu kararın iptalini talep etmektedir.
İİK m.106 “Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir.Borçlunun üçüncü şahıslardaki alacağı taşınır hükmündedir.” hükmüne yer verilmiş, ayrıca İİK m.110 “Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya icra müdürü tarafından verilecek karar gereği gerekli gider onbeş gün içinde depo edilmezse veya talep geri alınıp da kanuni müd-det içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar. Hacizli malın satılması yönündeki talep bir defa geri alınabilir. ” hükmünden bahsedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilmekle; Somut olayda davacı tarafça İİK m.106 uyarınca süresinde istenen satış talebi, icra müdürlüğünce gerekli gider avansı yatırılmadığı gerekçesiyle reddedilmişse de İİK m.110 uyarınca icra müdürlüğünce gerekli gider avansı yatırılması için bir karar verilmediği anlaşılmakla, davacı taraftan böyle bir karar olmadan keyfi olarak gider avansı yatırması beklenemeyeceğinden, davacının şikayetinin kabulü ile icra müdürlüğünün 22/11/2019 tarihli kararının iptali gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Şikayetin KABULÜNE, Çeşme İcra Müdürlüğünün 22/11/2019 tarihli işleminin iptaline,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40-TL peşin harçtan şikayetçi tarafından yatırıldığı anlaşılan 44,40-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 10,00-TL harcın davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
3-Şikayetçi tarafından yapılan 27,50-TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Şikayetçi tarafından yatırıldığı anlaşılan gider avansı bulunması halinde kararın kesinleşmesinden sonra talep ile yatırana iadesine,
5-Davacı taraf kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre hesap ve takdir olunan 1.130,00-TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Mahkememiz kararından bir suret ilgili takip dosyasına (2018/390 Esas) eklenerek takip dosyasının Çeşme İcra Dairesine iadesine,
Dair, davacı vekillerinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tefhimden itibaren 10 gün içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili dairesine hitaben mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/09/2020
—————————————————————————————————————————–
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/790 Esas
KARAR NO : 2021/2781 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ÇEŞME İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/09/2020
NUMARASI : 2019/196 Esas, 2020/98 KararDAVA : Şikayet
İSTİNAF TARİHİ : 03/11/2020
KARAR TARİHİ : 03/12/2021
G.KARAR YAZIM TARİH : 03/12/2021
İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesini özetle; Çeşme İcra Müdürlüğünün 2018/390 takip numaralı dosyasıda 21/06/2019 tarihinde satış talep ettiklerini, icra müdürlüğünce, 29/08/2019 tarihinde dosyanın satış aşamasına gelmediğinden taleplerinin reddine karar verildiğini, daha sonra yine 12/11/2019 tarihinde satış talebinde bulunduklarını, icra müdürlüğünce bu kez 22/11/2019 tarihinde satış talebi her ne kadar süresinde olsa da satış avansı olarak süresinde yatırılmış bir tahsilat bulunmadığından talebin reddine karar verildiğini, ancak, kendilerine İİK m.110 uyarınca gider avansı yatırmak için süre verilmediğini bu sebeple 22/11/2019 tarihli red kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek, anılan kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; herhangi bir satış avansı yatırılmaması halinde geçerli bir satış talebinden söz edilemeyeceğini, bu nedenlerle davacı tarafın haksız ve kötü niyetli davasının reddine karar verlmesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Çeşme İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, Çeşme İcra Müdürlüğünün 22/11/2019 tarihli işleminin iptaline karar verilmesi üzerine, davalı vekilince istinaf Yasa yoluna başvurulmuş, Mahkemece 02.09.2020 tarihli ek kararla, süresinde yapılmayan istinaf talebinin reddine karar verilmiş, bu ek karara karşı da davalı vekilince, 02/09/2020 tarihli duruşmaya davalı vekili olarak katılan Av. İk…….. tarafından dosyaya ibraz edilen yetki belgesinde baro pulu bulunmadığından geçersiz olduğunu, geçersiz yetki belgesine dayanılarak istinaf süresinin başlatılamayacağı, taraflarınca yapılan istinaf başvurusunun gerekçeli kararın tebliği tarihine göre yasal süresi içerisinde olduğu, bu nedenlerle mahkemenin istinaf dilekçesinin süreden reddine yönelik ek kararının hatalı olduğu ve ayrıca Yargıtayın emsal içtihatlarında işaret edildiği gibi İİK’nun 59. maddesi uyarınca alacaklı tarafından satış talebi ile birlikte cüzi de olsa herhangi bir satış avansının yatırılmaması halinde geçerli bir satış talebinden söz edilemeyeceği, bu nedenle şikayete konu icra müdürlüğü işleminin doğru olduğu belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak şikayetin reddine karar verilmesi talebi ile istinaf Yasa yoluna başvurulmuştur.
AÇIKLAMA: 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 27. maddesi ile TBB Staj Kredi Yönetmeliğinin 4. maddesi hükmü uyarınca; vekaletname ibraz etmek zorunda olan tüm kurum ve kuruluşları vekaletname ya da yetki belgesi asıl ve suretlerine pul yapıştırmak zorundadırlar.
Vekalet pulu 1136 sayılı Avukatlık Kanunu gereğince kredi kaynağı olarak alınmakta olup vergi, resim, harç gibi mali bir yükümlülük olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Avukatlık Kanunu ile TBB Staj Kredi Yönetmeliğinde vekalet pulunun eksik olması halinde vekaletnamenin kabul edilemeyeceği hükme bağlanmış olup hiçbir kurum ve kuruluşa istisna getirilmemiştir.
Bu çerçevede yetki belgelerine de baro pulu yapıştırılması yasal bir zorunluluk olduğundan ve dosya kapsamında davalı olarak karar tefhimi yapılan, Av.İlkim Can tarafından ibraz edilen yetki belgesinde baro pulu bulunmadığından, vekile yapılan tefhim geçersiz olup, gerekçeli kararın asıl vekile tebliğ tarihine göre davalı vekilinin istinafı süresinde olduğundan istinaf isteminin reddine ilişkin 02.09.2020 tarihli ek karar kaldırılarak işin esasına geçildi.
Dava; İİK.nun 16. Maddesi hükmü gereğince memur muamelesini şikayete ilişkindir.
24.11.2021 tarih ve 7343 sayılı Kanunun 9. maddesi uyarınca İİK.nun 106. maddesi, “Alacaklı, hazczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir” şeklinde değiştirilmiştir. 6352 sayılı Kanunun 106. maddesi gereği, aynı Kanunun 21. maddesinin, yasanın yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
Yine İİK’nun 59. maddesi uyarınca, bir işlemin yapılmasını isteyen alacaklı, o işlemin yapılması için gerekli masrafı, icra müdürünün kararına gerek olmadan avans olarak peşin yatırmalıdır. Az da olsa satış avansının yatırılmış olması halinde, usule uygun satış talebi yapılmış sayılır. İİK’nun 110. maddesi hükmüne göre, satış talebi yapıldığında, icra müdürünün, alacaklıdan, satış avansını 15 gün içinde depo etmesini talep etmesi gerekir. İcra müdürünce verilen süre içinde belirtilen satış avansı depo edilmez ise, anılan hüküm gereği haciz kalkar.
Haciz tarihi itibarı ile uygulanması gereken İİK’nun 106. maddesi hükmünde; “Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun’un 110. maddesinde ise; “Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, şikayete konu taşınmazlar üzerine 02/07/20148 tarihinde haciz konulmuş olup, alacaklı vekili 11/07/2014 tarihli dilekçesiyle taşınmazların satışına ve takdir edilecek satış avansının dosyaya depo edilmesine karar verilmesini talep etmiş, ancak bu tarihte dosyaya az da olsa satış avansı yatırmamıştır. İcra müdürlüğü 29.08.2019 tarihli kararı ile satış aşamasına gelinmediğinden talebin reddine karar verilmiştir. Alacaklı vekili 28.10.2019 tarihli dilekçesi ile taşınmazların satışının yapılmasına, satış avansının da yine müdürlükçe belirlenip taraflarınca tahsiline karar verilmesini istemiş; icra müdürlüğü 22.11.2019 tarihli kararı ile; İİK.nun 106 ve 110 maddeleri gereğince satış talebi süresinde olsa da, satış avansı olarak süresinde yatırılmış bir tahsilat bulunmadığından, haczin hükümsüz kaldığı gerekçesi ile taleplerinin reddine karar verildiği görülmektedir.
Az yukarıda açıklanan dosya safahatından da görüleceği üzere, alacaklı vekilinin dilekçesinde satış talebiyle birlikte, uygun görülecek satış avansının dosyaya depo edilmesini talep ettiği ancak icra dosyasının incelenmesinde ise, alacaklı tarafından yatırılmış bir satış avansı bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle süresinde satış avansının yatırılarak geçerli bir satış talebinde bulunulmadığından şikayetin reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Tüm bu nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK 353/1-b(2) maddesi uyarınca kaldırılmasına, şikayetin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile HMK’nun 353/1-b(2) maddesi uyarınca Çeşme İcra Hukuk Mahkemesinin 02/09/2020 tarih, 2019/196 Esas ve 2020/98 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
a-Şikayetin REDDİNE,
b-Alınması gerekli 59,30 -TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
c-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereği takdir olunan 1.700,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 21,25-TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Kararın taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK ‘nun 361 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/12/2021
YARGITAY KARARI
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2022/3221
KARAR NO : 2022/8415
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 03/12/2021
NUMARASI : 2021/790-2021/2781
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi Duygu Dilek tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
02.03.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 365/1. maddesinde; “İstinaf yoluna başvurma, yasal süre geçtikten sonra yapılır veya istinaf yoluna başvurulmasına olanak bulunmayan bir karara veya vazgeçme nedeniyle itiraz veya şikâyetin reddine yahut süresi geçmiş bir şikâyete ilişkin olursa, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri gereğince istem icra mahkemesince reddedilir” hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin 3. fıkrasında ise; “Bölge adliye mahkemesi, birinci fıkra kapsamına girdiği hâlde reddine karar verilmemiş başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, satış isteminin reddine dair icra memur işlemini şikayet olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır.
Buna göre, Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nun 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK’nun 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352.maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 01/09/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.