Ay: Temmuz 2024
-
Tem- 2024 -30 Temmuz
Her ne kadar şikayete konu takip ilamsız takip ise de; alacaklı vekilince takibe dayanak olarak Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/403 E. – 2017/268 K. sayılı ilamının gösterildiği ve bu ilam takip talebine eklenerek takibe geçildiği, anılan ilamda borçlunun vekilleri bulunduğu ve şikayete konu ödeme emrinin bu vekillerden birine tebliğ edildiği görüldüğünden, ödeme emrinin vekile tebliğinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Devamını Oku » -
29 Temmuz
-
29 Temmuz
-
29 Temmuz
-
29 Temmuz
-
29 Temmuz
-
29 Temmuz
-
29 Temmuz12. Hukuk Dairesi
Borçlunun icra takibinin dayanağı olan bononun tanzim edeni olup, bononun tanzim yerinde de adresinin bulunduğu görülmektedir. Bonoda yazılı olan adrese herhangi bir tebligat çıkarılmaksızın doğrudan borçlunun takip talebinde belirtilen adresine tebligatın yapılması 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine aykırıdır.
Devamını Oku » -
29 Temmuz
-
29 Temmuz12. Hukuk Dairesi
İcra mahkemesince borçlunun tazminatla sorumlu tutulması doğru ise de, tazminata, yabancı para alacağının takip tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığı belirlenerek hükmedilmesi gerekirken yabancı para (Dolar) esas alınmak suretiyle tazminata karar verilmesi isabetsiz
Devamını Oku » -
27 Temmuz
-
26 Temmuz
-
26 Temmuz
Emekli maaşlarının haczedilemezliği ve bundan feragatin geçersizliğine dair hükümlerin emredici mahiyet taşıdığı, kredi sözleşmelerine konulan, bankaya takas/virman/mahsup işlemi yapma yetkisi veren hükümlerle hem tüketici hem de emekli olmakla zayıf ve sosyal devlet ilkesi gereği korunmaya muhtaç durumda olan kişinin kendisi lehine kanun koyucu tarafından öngörülen korumadan mahrum kaldığı, söz konusu sözleşme hükümlerinin 2004 sayılı Kanun’un 83/a ve 5510 sayılı Kanun’un 93 üncü maddesine ayrılık teşkil ettiği, bu nedenle direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Devamını Oku » -
26 Temmuz
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, asıl borçlunun son genel kredi sözleşmesinde bildirdiği adresten farklı adrese kat ihtaratı çıkartılmış ve tebligatın da bila ikmal iade edilmesi nedeniyle gönderilen kat ihtaratının gereği sonuçsuz kalmıştır. Başka bir ifadeyle kat ihtaratına rağmen borcun ödenemediğinden bahsedilemeyeceğinden ve asıl borçlunun ödeme güçlüğünde olduğu da iddia ve ispat edilmediğinden 6098 sayılı Kanun’un 586/1 inci maddesindeki müteselsil kefil olan davalıya başvuru koşulları gerçekleşmemiştir.
Devamını Oku » -
26 Temmuz
Meskeniyet şikâyetine konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin konut kredisine özgülenmediği, doğmuş ve doğacak bütün borçlarının teminatını teşkil etmek üzere üst sınır (limit) ipoteği şeklinde kurulduğu, ipoteğin bu hâli ile zorunlu ipoteklerden olmadığı anlaşılmaktadır. O hâlde hacizden önce tesis edilen ve haciz tarihi itibari ile ipoteğe bağlı borcu ödenmeyen, borçlunun serbest iradesi ile kurulan ipoteğin meskeniyet şikâyetine engel olduğunun kabulü gerekir.
Devamını Oku » -
26 Temmuz
İstemin özü; 23.05.2016 tarihli haciz tarihinde tapuda borçlu adına kayıtlı olan taşınmazın asliye hukuk mahkemesinin 26.04.2016 tarihli kararı ile tapu kaydının iptali ile üçüncü kişi adına tesciline karar verilmesi ve bu kararın 30.06.2016 tarihinde kesinleşmesi karşısında icra mahkemesince 11.07.2017 tarihli ihalenin feshine karar verilip verilemeyeceğine ilişkindir.
Devamını Oku » -
26 Temmuz
2004 sayılı Kanun’un 308/a maddesinde belirtilen “itiraz eden alacaklı” deyiminden sadece tasdik duruşmasından önce itirazlarını yazılı olarak bildirerek tasdik duruşmasına katılan alacaklıların kastedilmediği, alacaklılar toplantısında ya da yedi günlük iltihak süresi içinde “Ret” oyu veren alacaklıların da kararı istinaf edebileceği, 2004 sayılı Kanun’un 308/a maddesinde konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklının kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklıların ise, tasdik kararının ilânından itibaren istinaf yoluna başvurabileceğinin düzenlendiği, alacaklılar yönünden kanun yoluna başvuru süresi ilândan itibaren başladığına göre, itiraz eden alacaklının tasdik duruşmasına katılma şartının aranmadığı, bu nedenlerle alacaklılar toplantısında ya da iltihak süresi içinde olumsuz oy kullanarak iradesini belli eden alacaklının kanun yoluna başvuru hakkının kabulünün gerektiği,
Devamını Oku » -
26 Temmuz
-
26 Temmuz
Sıra cetveline itiraz hakkı, İİK’nın 142. maddesinde sıra cetvelinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde sıra cetvelinde yer alan her alacaklıya tanınmış bir hak olup, şikayetçi borçlunun sıra cetveline itiraz hakkının bulunmadığı, kamu düzeni ile ilgili re’sen dikkate alınacak hususlar kapsamında aleyhe hüküm verme kapsamında olmadığı, mahkemece şikayeçi borçlunun aktif husumet ehliyetinin bulunmadığından
Devamını Oku » -
26 Temmuz
-
26 Temmuz
İş bedelinin tahsili amaçlanan davalarda zamanaşımının teslimden başlayacağı hususunda yapılan açıklamalardan sonra zamanaşımı süresinin ne kadar olduğu hususu da açıklanmalıdır. 6098 sayılı TBK’nın 147/6 maddesine göre “Yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar” 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Yanlar arasındaki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından ve davada talep iş bedelinin tahsiline ilişkin olduğundan olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresi 5 yıldır.
Devamını Oku » -
24 Temmuz
-
23 Temmuz
-
23 Temmuz
-
22 Temmuz
-
20 Temmuz
-
18 Temmuz
-
18 Temmuz
-
18 Temmuz
Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinin konusunun bir paranın ödenmesine veya bir teminatın verilmesine ilişkin alacaklar olup henüz nakde çevrilmeyen teminat mektupları ve çek yaprakları için toplam sorumluluk bedeli olarak takipte talep edilen gayri nakdi alacağın ve ferilerinin tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapılması mümkün olmadığından,
Devamını Oku » -
18 Temmuz
Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, takip talebinde istenen faiz oranının türünün belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden, ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa dahi, faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz.
Devamını Oku » -
18 Temmuz
-
18 Temmuz
-
17 Temmuz
Takip tarihi itibariyle mühlet kararının ayakta olduğu ve bu tarih itibariyle İİK’nın 294. maddesi hükmü gereğince hiç bir takip işlemi yapılamayacağı dikkate alınarak takibin şikayetçi borçlu yönünden iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
Kanun koyucu Harçlar Kanunu’na göre daha özel nitelikte bulunan İİK’ya eklemiş olduğu madde ile açıkça harcın yarısının dava açılırken yatırılmasının zorunlu olduğunu belirtmiş olup burada harcın yatırılması “talepte bulunmanın” koşuludur. Bu harcı yatırmayan 3. kişilerin talepte bulunma hakkı olmadığı için kendilerine mahkemece tekrar süre verilmesi de gerekli değildir.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
Satış ilanının, kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerekir. Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, söz konusu mahkeme kararının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatı yok hükmünde olup sonuç doğurmaz. Şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmaması da sonuca etkili değildir.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
-
17 Temmuz
Taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için İcra Müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesi zorunlu değildir. İİK’nın 106 ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak İcra Müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihi esas alınmalıdır.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
İcra takibinin dayanağı ilamda takip alacaklısı ilamın tarafı olarak görünmemektedir, ilamı alacaklısı takibe koyabilir, ilamdan kaynaklı alacakların adi yazılı alacağın temlik sözleşmesi ile devralınarak ancak ilamsız takip yoluyla takip yapılabilir. İlk Derece Mahkemesince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddine ilişkin hüküm kurulması yerinde olmamıştır.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
Kural olarak şikayet hakkı takibin taraflarına ait ise de takibe taraf olmayan üçüncü kişiler, şikayet konusu ettikleri yolsuz işlemlerin iptalinde hukuken korunan yararları bulunmak koşuluyla, şikayet hakkına sahiptirler.(Pekcanıtez H/Simil C – İcra ve İflas Hukukunda Şikayet 2. Baskı s. 49)
Devamını Oku » -
17 Temmuz
Somut olayda İcra Müdürünün haciz uyguladığı tarihte taşınmaz borçlu adına kayıtlı olup, o tarihte, satış vaadi şerhinin tapuda kayıtlı olması ise haczin konulmasına engel değildir. Bu durumda İcra Müdürünün haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Başvuruda, bundan sonra taşınmazın mülkiyetinin kazanıldığı ve mülkiyet hakkına dayanılarak haczin kaldırılması talep edilmiştir. Bu hususlar İcra Mahkemesince icra müdürünün haciz uygulama işlemi kapsamında incelenemez.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
Anonim şirkete ait kâr payına haciz müzekkeresi ile koyulan hacizlerin geçerli olduğu ancak sıra cetvelinde dağıtıma konu olan şirket kar payı alacağının ortaklara dağıtım kararından itibaren İİK’nın 106. maddesi uyarınca 6 ay içerisinde şikayet olunan QNB Finansbank A.Ş. ve diğer haciz sahiplerinin paranın celbini isteyip istemedikleri ve buna göre hacizlerin düşüp düşmediği araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
Şikayetçi ipotek alacaklısının takip dosyasına ibraz edilen takip talebi ile asıl alacağa yıllık %49,50 oranından az olmamak üzere artan oranlardaki cari faiz oranında temerrüt faizi işletilmesi talep edilmiş ancak icra müdürlüğünce tanzim edilerek borçluya tebliğ edilen ödeme emrinde, yıllık %9 oranından az olmamak üzere artan oranlardaki cari faiz oranında temerrüt faizi istenmiştir. Şikayetçi alacaklı tarafından, takip talebine aykırı şekilde tanzim edilerek borçluya tebliği yapılan, bu ödeme emrine karşı aynı yasanın 16. maddesi uyarınca şikayet yasa yoluna başvurulmadığından, bahsi geçen ödeme emrinin şikayetçi bakımından da kesinleştiğinin kabulü gerekir.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
Organize Sanayi Bölgesi alacağının 4561 sayılı Kanun’un 15/3 ve 18/9. maddeleri gereğince ipotek alacaklısından önce ödenmesi gerekir. Zira ipotek alacaklısının alacağını alabilmesi taşınmazın satılmasına bağlıdır. Bu satışın yapılabilmesi için Organize Sanayi Bölgesi Yönetiminin izin vermesi yasal zorunluluktur. İzin verilebilmesi için Organize Sanayi Bölgesi Yönetiminin borçlarının öncelikle ödenmesi şarttır. Kanun ipotek veya parasal alacak ayrımı yapmaksızın, “icrada satış yapılması” halinde izin alınması ve Organize Sanayi Bölgesi alacaklarının öncelikle ödenmesini şart koştuğundan, anılan rüçhaniyet koşulu, hem para alacaklarına yönelik takip hem de ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipler için geçerlidir.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
İcra ve İflâs Kanunu’nun 236 ncı maddesi uyarınca iflasın kapatılmasına kadar masaya alacak yazdırmak mümkündür. Öte yandan masaya kayıt davası açılması için iflas idaresine başvuru yapılması da bir ön şart değildir. Davacının masaya başvurusu olmadığına göre doğrudan dava açmasında hukuka aykırı bir yön olmadığı gibi, bu davanın süresinde olmadığı yönündeki mahkeme gerekçesinde de isabet yoktur.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
-
17 Temmuz
Aynı gün uygulanan hacizlerde, diğerinden daha önceki bir zaman diliminde uygulandığı tespit edilen haciz ilk haciz sayılır. Eğer aynı gün uygulanan hacizlerde saat ve dakika olarak hangisinin daha önce uygulandığı tesbit edilemezse, paylaştırma alacaklıların aynı derecede hacze katılmış oldukları kabul edilerek, garameten yani, alacaklılar arasında, alacakları oranında, aynı derecede yapılır.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
Cüz’i de olsa satış avansının yatırılmış olması, usulüne uygun bir satış talebinin bulunduğu anlamına gelir. Alacaklı tarafça yasal süre henüz dolmadan satış talep edilmiş ve buna ilişkin satış avansı yasal süre dolmadan yatırılmış ise, haczin düşmediğinin kabulü gerekir. Satış avansını yatıranın satış talebinde bulunmuş olduğu da kabul edilmelidir.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
-
17 Temmuz
Sıra cetvelinde yer alabilmek için kural olarak, kesinleşmiş bir takibin ve geçerli bir haczin varlığı şarttır. İİK’nın 88. maddesi, ‘Haczolunan paraları, banknotları, hamiline ait senetleri, poliçeler ve sair cirosu kabil senetlerle altın ve gümüş ve diğer kıymetli şeyleri icra dairesi muhafaza eder. Diğer menkul mallar masrafı peşinen alacaklıdan alınarak münasip bir yerde muhafaza altına alınır’ hükmünü ihtiva etmektedir. Taşınır malların haczi fiilen yapılır ve anılan yasa hükmü uyarınca bu malların münasip bir yerde muhafazası ya da yediemin sıfatıyla borçluya yahut üçüncü bir kişiye teslimi gerekir. Aksi takdirde haciz hükümsüz kabul edilir.
Devamını Oku » -
16 Temmuz
- 1
- 2