Yıl: 2024
-
Oca- 2024 -11 Ocak
Kira sözleşmesinde belirli bir giderin kiracıya ait olduğunun belirtilmiş olması, o giderin kira borcundan sayılmasını gerektirmez. Kiracı, kira sözleşmesinde yakıt gideri, kapıcı parası, su parası, elektrik parası, aidat gideri gibi yan giderleri ödemeyi üstlenmiş olsa dahi, sözkonusu giderler asıl kira borcu olmayıp, asıl kira borcunun eklentisi niteliğinde olduğundan, anılan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi tahliyeye neden olmaz.
Devamını Oku » -
10 Ocak
Aynı sıra cetveline karşı açılmış olan itiraz davası ile sıra cetveline ilişkin şikayet dosyasının birleştirilmesi gerektiği- Hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde öncelikle sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde, davalı alacağının varlığına ve miktarına yönelik itirazın incelenmesi gerektiği-
Devamını Oku » -
8 Ocak
Gerçek kişi kefillerin kefaletlerinden sorumlu olacakları sürenin 818 s. BK ve 6098 s. TBK’da farklı düzenlendiği- 05.04.2000 tarihli adi kefalet 10 yıl geçmekle kendiliğinden sona ermişse de, 6101 s. Yürürlük Kanunu gereğince 01.07.2012 tarihinden itibaren 01.07.2013 tarihine kadar kefalet sorumluluğunun uzatılmış olduğu- İcra takibi kefalet süresi yönünden hak düşürücü süre sona ermeden yapılmış ise de, takip tarihi itibariyle asıl borç zamanaşımına uğrarsa, kefil yönünden de zamanaşımına uğramış olacağı ve böyle bir halde kefilin zamanaşımı def’inin kabulü gerektiği- Asıl borçluya karşı kesilen zamanaşımının kefile karşı da kesileceği-
Devamını Oku » -
8 Ocak
Kefalet ilişkisinde 10 yıllık hak düşürücü sürenin TBK ile ilk kez öngörüldüğü, TBK’nun yürürlük tarihi itibariyle 10 yıllık sürenin dolmuş olduğu, davalı bankanın 1 yıllık ek süre içinde takipte bulunma hakkının olduğu, buna göre 01.07.2013 tarihinden itibaren davacının davalıya karşı takip yapmaya hakkının olmadığı, ancak davalı tarafından başlatılan icra takip tarihinin 29.12.1998 olduğu ve takibin kesinleştiği, kesinleşen takipte kefaletin sona erdiğinin düşünülemeyeceği-
Devamını Oku » -
8 Ocak
Kiraya verenin, tahliye taahhüdüne dayalı takiplerde, kiracı tarafından tahliye emrine itiraz edilmesi üzerine, icra mahkemesinden “itirazın kaldırılması” nı istemek zorunda olmayıp, sulh hukuk mahkemesinde de “tahliye davası” açabileceği ve sulh hukuk mahkemesinden alacağı tahliye ilamını, İİK.’nun 26. maddesine göre ilamlı icra takibine konu edebileceği; buna karşın İİK.’nun 269/d ve 274/son maddelerinde, aynı kanunun 67. maddesine gönderme yapılmamış olduğundan, sulh hukuk mahkemesinde “itirazın iptali ve tahliye davası” açıp bu dava sonucunda aldığı ilama dayanarak “ilamsız tahliye” takibinde bulunamayacağı-
Devamını Oku » -
8 Ocak
İİK.nun 269 ve devamı maddeleri uyarınca icra mahkemesine başvurup tahliye kararı alması gerekirken, bu yolu tercih etmeyip sulh hukuk mahkemesine dava açarak aldığı tahliye kararına dayanarak takibe devam edilmesini istemiştir. İstanbul 1. İcra Müdürlüğünün 2017/38247 sayılı dosyasında icra takibinin sürdürülebilmesi için İİK.nun 269/a m. uyarınca icra mahkemesinden karar alması zorunludur. Sulh Hukuk Mahkemesinden almış olduğu tahliye kararına dayanarak bu dosyada takibi sürdürmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır (
Devamını Oku » -
7 Ocak
-
7 Ocak
İİK’ nın 45.maddesinde; rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusunun iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki İİK’nın 167.madde hükmünün mahfuz olduğu, aynı kanunun 167.maddesinde ise; alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklının, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte bulunabileceği-
Devamını Oku » -
7 Ocak
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu mad. 121/2 hükmünde faize faiz yürütülemeyeceği düzenlendiği gibi, 3095 sayılı Kanun’un 3. maddesinde de kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemeyeceği, bu konuya ilişkin Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin saklı olduğunun belirtildiği- 6102 sayılı TTK’nun ticari işlerde oran serbestisini ve bileşik faizi düzenleyen “Ticari İşlerde Faiz” başlıklı 8. maddesinin 2. bendinde, üç aydan aşağı olmamak üzere, faizin ana paraya eklenerek birlikte tekrar faiz yürütülmesi şartının, yalnız cari hesaplarla her iki taraf bakımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde geçerli olduğu, bu fıkranın sözleşenleri tacir olmayanlara uygulanmayacağının düzenlendiği-
Devamını Oku » -
7 Ocak
-
7 Ocak
Takibe konu ilamda hüküm altına alınan asıl alacağa karar tarihinden itibaren faiz uygulanması suretiyle icra emrinin düzeltilmesi gerekirken, faiz alacağı da dahil edilerek toplam alacak tutarına karar tarihinden itibaren faiz uygulanması suretiyle icra emrinin düzeltilmesinin hatalı olduğu-Takibe konu ilamda hüküm altına alınan asıl alacağa karar tarihinden itibaren faiz uygulanması suretiyle icra emrinin düzeltilmesi gerekirken, faiz alacağı da dahil edilerek toplam alacak tutarına karar tarihinden itibaren faiz uygulanması suretiyle icra emrinin düzeltilmesinin hatalı olduğu-
Devamını Oku » -
7 Ocak
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemi- Mahkemece davacı tarafın dava dilekçesi ile itirazın kaldırılmasını talep ettiği asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde faizli alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Devamını Oku » -
7 Ocak
TBK’nun 88. ve 120. maddelerinde akdi faiz ve temerrüt faizi ile ilgili sınırlamaların, ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamakta ise de, anılan hükümlerde getirilen kısıtlamaların, ticari nitelik taşımayan işler bakımından uygulanmasının zorunlu olduğu- Sözleşmede öngörülen faiz oranının uygulanabilmesi için ise, sözleşmede takip dayanağı bonoya açık atıf yapılmış olması, bir diğer ifade ile bono bedeli hakkında sözleşmede kararlaştırılan faizin uygulanacağının, bononun vade ve tanzim tarihleri ile miktarı belirtilmek suretiyle açıklanması gerektiği-
Devamını Oku » -
7 Ocak
Avans faizi istenebilmesi için borçlunun tacir olması ve borcun da ticari işletmesi ile ilgili bulunmasının yeterli olduğu, alacaklının da tacir olmasının gerekmediği, alacaklının haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacakları için tacir olan borçludan avans faizi oranında temerrüt faizi isteme hakkının bulunduğu
Devamını Oku » -
7 Ocak
Bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte istenen yıllık %36 faiz oranı, yasal ya da ticari temerrüt faiz oranına denk gelmediğinden ve faiz oranına süresinde itiraz da edilmediğinden, alacaklının takipten sonrası için, yasal ya da avans faiz oranının uygulanmasını istediği sonucuna varılamayacağı- Dolayısıyla, takip tarihinden sonraki dönem için işleyecek faizin belirlenmesinde, değişen oranlarda avans faiz oranlarına göre hesaplama yapılması mümkün olmayıp; kesinleşen yıllık %36 oranı esas alınması gerektiği-
Devamını Oku » -
7 Ocak
-
6 Ocak
-
6 Ocak
HMK’nın 92/2 maddesinde, yıl olarak belirlenen sürenin, başladığı güne son yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biteceği belirtilmiştir. O halde, 14/12/2018 tarihinde kesilen 3 yıllık zamanaşımı süresinin son gününün 14/12/2021 olduğu, buna göre 3 yıl dolmadan alacaklı vekilince elektronik imzalı olarak haciz talebinde bulunulduğu, icra müdürlüğünce talebin daha sonra kabul edilerek işlem yapılmış olmasının zamanaşımının süresinde kesilmesine engel olmadığı,
Devamını Oku » -
6 Ocak
Meskeniyet şikayeti sonucunda icra mahkemesince verilen kararın Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleştiği, devam eden hacze ilişkin olarak kesinleşmiş mahkeme kararının ardından belirlenen haline münasip eve ilişkin değerin güncellenmesine dair herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığı anlaşılmakla istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Devamını Oku » -
6 Ocak
-
6 Ocak
İlamda 1.000,00 TL maddi tazminata hükmedildiği, gerekçe kısmında alacaklının zararının 100.000,00 TL olduğu tespit edildikten sonra taleple bağlı kalınarak 1.000,00TL tazminata hükmedildiği, şikayete konu takipte ise alacaklı tarafça ilamda hüküm altına alınmayan 99.000,00 TL ve faizinin tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, bu durumda takip konusu alacağın hüküm altına alınmayan kısma ilişkin olduğu, bu nedenle ilamsız icra takibi başlatılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı,
Devamını Oku » -
6 Ocak
-
6 Ocak
-
5 Ocak
-
4 Ocak
Tahsil harcı, ancak icra takibi sırasında, takip dosyasına münhasıran yapılan ödemelerden kesilen bir harç olup, takip kesinleşmediği müddetçe ihtiyati haciz, icrai hacze dönüşmeyeceğinden ve dolayısıyla bu durumda ihtiyati haciz icra takip işlemi sonucunu doğurmayacağından ihtiyati haciz kapsamında, ihtiyati hacizlerin fekki ve teminat mektubunun iadesi talebi nedeniyle tahsil harcının alınması mümkün olmadığı,
Devamını Oku » -
4 Ocak
-
4 Ocak
-
3 Ocak
Davacının davaya konu aracı başka icra dosyalarındaki hacizlerden sonra ve ihtiyati haciz kararının alındığı gün sabah çok erken saatinde resmi mesai başlamadan saat 07.43’de satın almış olması alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlemlerden olduğu ve davacının İİK. mad. 86/2’de öngörülen iyiniyet karinesine dayanamayacağı-
Devamını Oku » -
3 Ocak
İcra müdürlüğünce taşınmazın haczine karar verildikten sonra, taşınmazın üçüncü kişiye satılması ve hacze ilişkin şerhin tapuya taşınmazın üçüncü kişiye satış tarihinden sonra işlenmesi halinde, taşınmaz haciz karar tarihinde borçlu adına kayıtlı olduğundan haczin geçerli olduğunun kabulü gerektiği-
Devamını Oku » -
3 Ocak
Söz konusu şirketin; iflasına karar verildiği tarihten itibaren vergisel yükümlülüklerini doğuracak tarzda aktif bir mükellef gibi ticari faaliyetini yürüttüğünden bahsetmeye olanak yoktur. Zira, iflas dairesince sadece İcra İflas Kanunu ile kendisine yüklenilen görev ve sorumluluklar yerine getirilmekle, iflas işlemleriyle sınırlı olmak üzere faaliyet yürütülmektedir. Bu durumda, ticari faaliyeti olduğuna ilişkin bir tespit bulunmayan İflas Halinde Tatsun Bisküvi Şekerleme Anonim Şirketi’nin faal mükellef olarak gerçek faydalanıcı bildirimi verme zorunluluğu bulunduğundan söz edilemeyeceğinden, ilgili dönemde ticari faaliyeti olmayan şirketin anılan bildirim verilmediğinden bahisle adına kesilen dava konusu özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Devamını Oku » -
3 Ocak
-
3 Ocak
-
3 Ocak
-
2 Ocak
-
2 Ocak
Anayasa’nın 153. maddesi gereğince Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının, yasama yürütme ve yargı organlarını bağlayacağı, yayımlandığı tarihten itibaren kural olarak derhal uygulanacağı- Somut olayda kamulaştırmasız el atma nedeni ile hükmedilen tazminat alacağına ilişkin kararın ilamlı icra takibine konu yapıldığı, bu ilamda aynı zamanda borçlu idare lehine taşınmazın tapuda tesciline karar verilmiş olmasının, yasadan kaynaklanan ve tazminat verilmesine ilişkin kararın doğal bir sonucu olup bu husus taşınmazın aynının çekişmeli olduğunu göstermeyeceği, belirtilen nedenle takip konusu ilamın infazı için kesinleşmesinin gerekmeyeceği-
Devamını Oku » -
2 Ocak
Takip dayanağı ilamın hüküm kısmında tapu iptal ve tescile ilişkin herhangi bir hüküm bulunmasa da, ilama ilişkin davanın tapu iptal ve tescil istemini de içerecek şekilde terditli açıldığı, mahkemece taşınmazın aynına ilişkin değerlendirme yapılarak tapu iptal tescil istemi reddedildiğinden, ilam ile tazminata hükmedilmiş olsa bile, ilamın içeriğinde taşınmazın aynına ilişkin değerlendirme yapıldığından, takip dayanağı ilamın kesinleşmeden icra edilemeyeceği-
Devamını Oku » -
2 Ocak
Takibin konusu, asıl davadaki hüküm fıkrası olup, alacağa ilişkin davanın konusunu oluşturan taşınmazın birleşen davada tapu iptali talebine konu edilmediğinden yapılan yargılamada taşınmazın aynının tartışıldığından söz edilemeyeceği, o halde, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararı yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Devamını Oku » -
2 Ocak
HMK’nın 350 ve 367. maddelerine göre, kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların kesinleşmedikçe yerine getirilemeyeceği, takibin konusu, asıl davadaki hüküm fıkrası olup, alacağa ilişkin davanın konusunu oluşturan taşınmazın birleşen davada tapu iptali talebine konu edilmediğinden yapılan yargılamada taşınmazın aynının tartışıldığından söz edilemeyeceği, o halde, mahkemece şikayetin reddi yerine, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Devamını Oku » -
2 Ocak
İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulması sırasında tehiri icra talep edilmesi ve icra müdürlüğüne başvurularak gerekli teminatın yatırılması halinde icra müdürlüğünce Bölge Adliye Mahkemesinden tehiri icra kararı getirmek için süre (mehil vesikası) verilmesinin gerektiği, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesi tarafından takibe dayanak ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi durumunda, bu karara karşı temyiz yolunun açık olması ve tehiri icra talepli temyiz dilekçesi verilmesi halinde de, icra müdürlüğünce Yargıtay’dan tehiri icra kararı getirmek için süre (mehil vesikası) verilmesi gerektiği (Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasındaki uyuşmazlığın Yargıtay 12. HD.’nce giderilmesine dair karar)-
Devamını Oku » -
2 Ocak
-
2 Ocak
-
2 Ocak