Yıl: 2024
-
Tem- 2024 -18 Temmuz
-
17 Temmuz
Takip tarihi itibariyle mühlet kararının ayakta olduğu ve bu tarih itibariyle İİK’nın 294. maddesi hükmü gereğince hiç bir takip işlemi yapılamayacağı dikkate alınarak takibin şikayetçi borçlu yönünden iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
Kanun koyucu Harçlar Kanunu’na göre daha özel nitelikte bulunan İİK’ya eklemiş olduğu madde ile açıkça harcın yarısının dava açılırken yatırılmasının zorunlu olduğunu belirtmiş olup burada harcın yatırılması “talepte bulunmanın” koşuludur. Bu harcı yatırmayan 3. kişilerin talepte bulunma hakkı olmadığı için kendilerine mahkemece tekrar süre verilmesi de gerekli değildir.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
Satış ilanının, kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerekir. Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, söz konusu mahkeme kararının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatı yok hükmünde olup sonuç doğurmaz. Şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmaması da sonuca etkili değildir.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
-
17 Temmuz
Taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için İcra Müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesi zorunlu değildir. İİK’nın 106 ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak İcra Müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihi esas alınmalıdır.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
İcra takibinin dayanağı ilamda takip alacaklısı ilamın tarafı olarak görünmemektedir, ilamı alacaklısı takibe koyabilir, ilamdan kaynaklı alacakların adi yazılı alacağın temlik sözleşmesi ile devralınarak ancak ilamsız takip yoluyla takip yapılabilir. İlk Derece Mahkemesince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddine ilişkin hüküm kurulması yerinde olmamıştır.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
Kural olarak şikayet hakkı takibin taraflarına ait ise de takibe taraf olmayan üçüncü kişiler, şikayet konusu ettikleri yolsuz işlemlerin iptalinde hukuken korunan yararları bulunmak koşuluyla, şikayet hakkına sahiptirler.(Pekcanıtez H/Simil C – İcra ve İflas Hukukunda Şikayet 2. Baskı s. 49)
Devamını Oku » -
17 Temmuz
Somut olayda İcra Müdürünün haciz uyguladığı tarihte taşınmaz borçlu adına kayıtlı olup, o tarihte, satış vaadi şerhinin tapuda kayıtlı olması ise haczin konulmasına engel değildir. Bu durumda İcra Müdürünün haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Başvuruda, bundan sonra taşınmazın mülkiyetinin kazanıldığı ve mülkiyet hakkına dayanılarak haczin kaldırılması talep edilmiştir. Bu hususlar İcra Mahkemesince icra müdürünün haciz uygulama işlemi kapsamında incelenemez.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
Anonim şirkete ait kâr payına haciz müzekkeresi ile koyulan hacizlerin geçerli olduğu ancak sıra cetvelinde dağıtıma konu olan şirket kar payı alacağının ortaklara dağıtım kararından itibaren İİK’nın 106. maddesi uyarınca 6 ay içerisinde şikayet olunan QNB Finansbank A.Ş. ve diğer haciz sahiplerinin paranın celbini isteyip istemedikleri ve buna göre hacizlerin düşüp düşmediği araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
Şikayetçi ipotek alacaklısının takip dosyasına ibraz edilen takip talebi ile asıl alacağa yıllık %49,50 oranından az olmamak üzere artan oranlardaki cari faiz oranında temerrüt faizi işletilmesi talep edilmiş ancak icra müdürlüğünce tanzim edilerek borçluya tebliğ edilen ödeme emrinde, yıllık %9 oranından az olmamak üzere artan oranlardaki cari faiz oranında temerrüt faizi istenmiştir. Şikayetçi alacaklı tarafından, takip talebine aykırı şekilde tanzim edilerek borçluya tebliği yapılan, bu ödeme emrine karşı aynı yasanın 16. maddesi uyarınca şikayet yasa yoluna başvurulmadığından, bahsi geçen ödeme emrinin şikayetçi bakımından da kesinleştiğinin kabulü gerekir.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
Organize Sanayi Bölgesi alacağının 4561 sayılı Kanun’un 15/3 ve 18/9. maddeleri gereğince ipotek alacaklısından önce ödenmesi gerekir. Zira ipotek alacaklısının alacağını alabilmesi taşınmazın satılmasına bağlıdır. Bu satışın yapılabilmesi için Organize Sanayi Bölgesi Yönetiminin izin vermesi yasal zorunluluktur. İzin verilebilmesi için Organize Sanayi Bölgesi Yönetiminin borçlarının öncelikle ödenmesi şarttır. Kanun ipotek veya parasal alacak ayrımı yapmaksızın, “icrada satış yapılması” halinde izin alınması ve Organize Sanayi Bölgesi alacaklarının öncelikle ödenmesini şart koştuğundan, anılan rüçhaniyet koşulu, hem para alacaklarına yönelik takip hem de ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipler için geçerlidir.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
İcra ve İflâs Kanunu’nun 236 ncı maddesi uyarınca iflasın kapatılmasına kadar masaya alacak yazdırmak mümkündür. Öte yandan masaya kayıt davası açılması için iflas idaresine başvuru yapılması da bir ön şart değildir. Davacının masaya başvurusu olmadığına göre doğrudan dava açmasında hukuka aykırı bir yön olmadığı gibi, bu davanın süresinde olmadığı yönündeki mahkeme gerekçesinde de isabet yoktur.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
-
17 Temmuz
Aynı gün uygulanan hacizlerde, diğerinden daha önceki bir zaman diliminde uygulandığı tespit edilen haciz ilk haciz sayılır. Eğer aynı gün uygulanan hacizlerde saat ve dakika olarak hangisinin daha önce uygulandığı tesbit edilemezse, paylaştırma alacaklıların aynı derecede hacze katılmış oldukları kabul edilerek, garameten yani, alacaklılar arasında, alacakları oranında, aynı derecede yapılır.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
Cüz’i de olsa satış avansının yatırılmış olması, usulüne uygun bir satış talebinin bulunduğu anlamına gelir. Alacaklı tarafça yasal süre henüz dolmadan satış talep edilmiş ve buna ilişkin satış avansı yasal süre dolmadan yatırılmış ise, haczin düşmediğinin kabulü gerekir. Satış avansını yatıranın satış talebinde bulunmuş olduğu da kabul edilmelidir.
Devamını Oku » -
17 Temmuz
-
17 Temmuz
Sıra cetvelinde yer alabilmek için kural olarak, kesinleşmiş bir takibin ve geçerli bir haczin varlığı şarttır. İİK’nın 88. maddesi, ‘Haczolunan paraları, banknotları, hamiline ait senetleri, poliçeler ve sair cirosu kabil senetlerle altın ve gümüş ve diğer kıymetli şeyleri icra dairesi muhafaza eder. Diğer menkul mallar masrafı peşinen alacaklıdan alınarak münasip bir yerde muhafaza altına alınır’ hükmünü ihtiva etmektedir. Taşınır malların haczi fiilen yapılır ve anılan yasa hükmü uyarınca bu malların münasip bir yerde muhafazası ya da yediemin sıfatıyla borçluya yahut üçüncü bir kişiye teslimi gerekir. Aksi takdirde haciz hükümsüz kabul edilir.
Devamını Oku » -
16 Temmuz
-
13 Temmuz
Başvuru; icra dairesince gerçekleştirilen açık artırma ihalesinde satın alınan taş kırma ocağı makinelerinin ihale kesinleşmediği için teslim edilmeden önce çalınması ve bu suretle ortaya çıkan zararın giderilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının, uzun süren yargılama nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
Devamını Oku » -
13 Temmuz
Başvuru; icra dairesince gerçekleştirilen açık artırma ihalesinde satın alınan taş kırma ocağı makinelerinin ihale kesinleşmediği için teslim edilmeden önce çalınması ve bu suretle ortaya çıkan zararın giderilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının, uzun süren yargılama nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
Devamını Oku » -
12 Temmuz
şikayetçinin icra mahkemesine başvurusunun, hukuken geçerli bir borcu bulunmadığı iddiası ile birlikte hesap kat ihtarının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden bahisle takibin iptali istemine yönelik şikayet olup, bu kararın istinafı üzerine verilecek karar beklenmeden ihale yapılması, İİK’nın 363/4. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, dosya kapsamından anlaşılan bu durumun, mahkemece gerek istem üzerine gerek re’sen dikkate alınması gerekmektedir.
Devamını Oku » -
12 Temmuz
4721 Sayılı TMK’nun 873/3. maddesine göre “Aynı alacak için birden fazla gayrimenkul üzerinde rehin tesis edilmiş ise alacaklı bunların aynı zamanda satılmasını talep etmeye mecburdur. Bununla beraber icra memuru ancak gerektiği kadarını satar.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, toplu rehin durumunda, ipotek alacaklısı alacağı gününde ödenmemişse açıklanan yasa hükmü gereği üzerinde toplu (birlikte) rehin kurulmuş olan taşınmazların her birinin aynı zamanda satılmasını talep etmek zorundadır. Bu zorunluluk alacaklının istediği taşınmazı sattırarak keyfi davranmayı önlemeye yöneliktir.
Devamını Oku » -
12 Temmuz
İİK’nın 363/4. maddesi uyarınca, istinaf yoluna başvuru satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz, yine İİK’nın 364/3. maddesi uyarınca, temyiz yoluna başvuru satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. Buna göre, takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen icra mahkemesi kararları kesinleşmeden satışa gidilemez. Bu husus mahkemece de re’sen dikkate alınmalıdır.
Devamını Oku » -
12 Temmuz
Borçlunun tüzel kişi olduğu göz önüne alınarak Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmelikte ayrıntılı olarak düzenlenen, tüzel kişilere uygulanacak tebligat usulüne ilişkin hükümler çerçevesinde inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, borçlu şirket ile üçüncü kişi arasında sanal ofis nedeniyle imzalanan “Tebligat Adresi Sözleşmesi”nin yasal mevzuat hükümleri karşısında sonuç doğurmayacağı
Devamını Oku » -
11 Temmuz
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 150/g maddesinin ” satılması istenen rehin hakkında 92 nci maddenin üçüncü fıkrası ve 93, 96, 97, 97/a, 98 ve 99 uncu maddeler ile 112’den 137 nci maddeye kadar olan hükümler kıyas yolu ile uygulanır” hükmünü içerdiği, buna göre İİK’nın 106. maddesinin kıyasen uygulanacak maddeler arasında bulunmadığı, satış masraflarının peşin yatırılmasına ilişkin düzenlemenin sadece hacizli malları kapsadığı, ipotekli taşınmazlara ilişkin olmadığı görülmektedir.
Devamını Oku » -
11 Temmuz
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 150/g maddesinin ” satılması istenen rehin hakkında 92 nci maddenin üçüncü fıkrası ve 93, 96, 97, 97/a, 98 ve 99 uncu maddeler ile 112’den 137 nci maddeye kadar olan hükümler kıyas yolu ile uygulanır” hükmünü içerdiği, buna göre İİK’nın 106. maddesinin kıyasen uygulanacak maddeler arasında bulunmadığı, satış masraflarının peşin yatırılmasına ilişkin düzenlemenin sadece hacizli malları kapsadığı, ipotekli taşınmazlara ilişkin olmadığı görülmektedir.
Devamını Oku » -
11 Temmuz
-
11 Temmuz
Hakkında mirasçı sıfatıyla takip yapılan H.K.Ş.’in 18.03.2003 doğumlu olduğu, takip tarihi olan 12.10.2020 günü itibariyle 18 yaşından küçük olduğu ve fiil ehliyetinin (takip ehliyetinin) bulunmadığı anlaşıldığından, bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan her zaman (süresiz) şikayet yolu ile ileri sürülebileceğinden icra müdürünün ve icra mahkemesinin bu işlemlerin geçersizliğini kendiliğinden gözetilmesi gerekli
Devamını Oku » -
10 Temmuz
Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz. Ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden hâkim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabilir.”
Devamını Oku » -
10 Temmuz
Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz. Ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden hâkim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabilir.”
Devamını Oku » -
10 Temmuz
-
9 Temmuz
-
9 Temmuz
ilamların aynen infaz edileceği, İcra Mahkemesi’nin ilamın hüküm fıkrasını yorum yoluyla değiştiremeyeceği,ilamın hüküm kısmında müşterek çocuk için aylık 1400,00 TL nafakaya hükmedildiği, protoldeki artış hükmünün ilama bağlanmadığı, protokolün hüküm fıkrasına göre sınırlandırıldığı, hüküm bölümüyle sınırlı olarak infaz yapılacağından %10 artış oranı uygulanarak bulunan aylık nafaka miktarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekir.
Devamını Oku » -
9 Temmuz
-
9 Temmuz
HUMK’nun 443/4. maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boşanma kararının “eklentisi” olan yoksulluk, iştirak nafakası, maddi-manevi tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti de aynı kurala tâbi olup, anılan alacakların icra takibine konulabilmeleri için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla, boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için, eklentiler yönünden ayrıca kararın kesinleşmesi gerekmez.
Devamını Oku » -
9 Temmuz
HUMK’nin 443/4. (HMK’nin 367/2.) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boşanma kararının “eklentisi” olan (yoksulluk) ve (iştirak) nafakası da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için kararın, eklentiler yönünden de kesinleşmesi gerekmez.
Devamını Oku » -
9 Temmuz
Salt bir ibraname olmayan itfa ve imhal anlamına gelmeyen belgeye itibar edilerek kesinleşmiş mahkeme ilamının hüküm fıkrasının değiştirip işlevsiz kılacak şekilde tahakkuk edecek nafaka miktarının belirlenmesi ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi ve buna bağlı olarak haczin kaldırılması isabetsizdir
Devamını Oku » -
5 Temmuz
-
5 Temmuz
-
5 Temmuz
İİK’nın 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şart olduğu gibi, haczin yargılama süresince de ayakta kalması gerekir. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle ve mahkemece re’sen İİK’nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşüp düşmediğinin belirlenmesi gerekir.
Devamını Oku » -
5 Temmuz
Takibe konu senetler incelendiğinde “iş bu nama yazılı senedim” ibaresini ihtiva eden senedin nama yazılı düzenlendiği, bedelin malen alındığı kaydının bulunduğu, borçlunun keşideci, alacaklının lehtardan sonraki ciranta olduğu anlaşılmıştır. Takip dayanağı senet nama yazılı olarak düzenlenmiştir. Buna rağmen lehtar tarafından kaşe basılıp imzalanmak suretiyle yapılan ciro beyaz ciro olup bu devir alacağın temliki niteliği taşımamaktadır.
Devamını Oku » -
5 Temmuz
İİK’nın 58. maddesinin 3. fıkrasında; alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarının ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı günün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiğinin ve faizinin, takip talebinde belirtilmesi gerektiği, yine aynı Kanun’un 60. maddesinin birinci fıkrasının birinci bendinde ise; alacaklının veya vekilinin banka hesap numarası hariç olmak üzere, 58. maddeye göre takip talebine yazılması lazım gelen kayıtların ödeme emrinde bulunması gerektiği belirtilmektedir.
Devamını Oku » -
5 Temmuz
T.C. Anayasası’nın 4709 sayılı Yasa ile değişik 46/son maddesi hükmüne göre; kesin hükme bağlanan (kesinleşmiş) kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi halinde 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizin uygulanması talep edilebilir. Bu oran, kararın kesinleşme tarihinden sonrası için yapılacak hesaplamada dikkate alınacaktır
Devamını Oku » -
5 Temmuz
İİK’nın 89. maddesinde, takip borçlusunun “üçüncü şahıs” nezdinde bulunan hak ve alacakları ile menkul mallarının haczedilebileceği düzenlenmiştir. Yasanın söz konusu emredici kuralına aykırı olarak yapılan işlemler, İİK’nın 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olup, 3. kişilerin haciz ihbarnamesine karşı icra dairesine itirazlarını bildirmiş olmaları, anılan konuda icra mahkemesine şikayette bulunmalarını engellemez.
Devamını Oku » -
5 Temmuz
Asıl borçlu ve/veya ipotekli taşınmaz malikine icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekmekle birlikte İİK’nın 16/2. maddesi gereğince kat ihtarı tebliğ işlemi usulsüz ise süreli; hiç gönderilmemiş veya tebligat yapılmamış ise süresiz şikayete tabi olduğu yönünde uygulama yapılmakta iken İİK 150/ı maddesinde yapılması belirtilen tebligat ilamlı takipte takip şartı kabul edilip, usulsüz yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu şikayetinin İİK 16/2 kapsamında süresiz olarak incelenmesi kanaatine varılarak görüş değişikliğine gidilmiştir. Alacaklı bankanın İİK’nın 150/ı maddesi gereğince ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapabilmesi kat ihtarının tebliğine bağlı olup bu husus takip şartıdır.
Devamını Oku » -
5 Temmuz
İİK’nun 89/4 Maddesinde yer alan tazminatın konusu, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır. Bu davada, üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu davacı takip alacaklısı ispat etmelidir. Üçüncü kişinin beyanının aksi, İİK’nın 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmaksızın her türlü delille ispat edilebilir. Anılan maddenin açık hükmü gereğince; icra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmelidir.
Devamını Oku » -
5 Temmuz
(Görüş Değişikliği) Aynı alacak için değişik takip yollarına başvurulmasında yasal engel bulunmadığından yola çıkılarak, mevcut bir icra takibi devam ederken, alacaklının “tahsilde tekerrür etmeme kaydıyla” aynı alacak için, aynı borçluya, yeni bir icra takibi başlatmasında mükerrerliğin oluşmadığı görüşünün, söz konusu içtihadı birleştirme kararı karşısında uygulama kabiliyeti de kalmamıştır. Bu cümleden olmak üzere; icra takibinde derdestlik için takip türlerinin aynı olmasının gerekmediğinin de kabulü gerekir.
Devamını Oku » -
5 Temmuz
-
5 Temmuz
Tebligat Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu’nun 23/7. ve Tebligat Yönetmeliğinin 35/f maddeleri gereğince tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir.
Devamını Oku »