Yıl: 2024
-
May- 2024 -30 Mayıs
-
29 Mayıs
-
29 Mayıs
-
28 Mayıs
Şikayetçi borçluların ticaret sicil adresine TK’nın 35. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, bu adrese gönderilen tebligatın, adresin kapalı olması ya da muhatabın adresten taşınmış olması şerhi ile tebliğ edilemeden iade edilmesinin zorunlu olduğu, şikayete konu tebligat tarihlerinden önce, borçlu şirketlerin ticaret sicil adreslerine çıkarılıp tebliğ edilmeden iade edilen tebligatların; muhatap şirketin tanınmadığı şerhi ile iadesi usulsüz olup, bu tebligat esas alınarak TK’nın 35/4. maddesine göre yapılan tebligatların usulüne uygun olmayacağı-
Devamını Oku » -
28 Mayıs
Şikayetçi borçlu şirketin ticaret sicil adresine TK’nın 35. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, bu adrese gönderilen tebligatın, adresin kapalı olması ya da muhatabın adresten taşınmış olması şerhi ile tebliğ edilemeden iade edilmesinin zorunlu olduğu, satış ilanı tebliğ tarihinden önce, borçlu şirketin ticaret sicil adresine gönderilen tebligatın; “muhatabın tanınmadığı” şerhi ile iade edilmesi üzerine bu tebligat esas alınarak TK’nın 35/4. maddesine göre yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı-
Devamını Oku » -
27 Mayıs
-
24 Mayıs
İK. 89. madde kapsamında haciz ihbarnamesi gönderilmiş olup, bunun bir örneği icra dosyasında mevcut olup, bir örneği de şikayetçi tarafından dilekçe ekinde ibraz edilmiştir. Şikayetçiye 05.05.2016 tarihinde tebliğ edilen haciz ihbarnamesine ilişkin tebligat parçası üzerinde maaş haciz müzekkeresi yazılması haciz ihbarnamesini haciz müzekkeresine çevirmeyeceğinden, şikayetçi üçüncü kişinin itirazda bulunmakta ve haciz ihbarnamesinin iptalinin istemekte hukuki yararı bulunmaktadır.
Devamını Oku » -
24 Mayıs
Haciz ihbarnamesi, borçlunun üçüncü kişideki alacağının kendisine tebliğ edildiği an itibariyle hüküm ifade eder. Borçlunun tebliğ tarihi itibariyle 3.kişi nezdinde alacağının sonraki günlerde tahakkuk etmeyeceği anlamına gelmez. Bu nedenle ilk haciz ihbarnamesinin gönderilmesinden sonra alacaklı tarafça üçüncü kişiye yeniden haciz ihbarnamesi gönderilmesinde yasaya uymayan bir yön yoktur.
Devamını Oku » -
24 Mayıs
Her ne kadar şirketin kapalı olması durumunda adreste bulunmama nedeninin araştırılması gerekmemekte ise de, komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği, Dairemiz uygulamalarında TK.nun 21/1. maddesinin tüm koşullarının sıkı bir şekilde uygulanmayacağı belirtilmiş olmakla beraber bunun haber verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, haber verilen komşunun isminin usulüne uygun bir şekilde tutanağa geçirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Buna göre şikayete konu tebligatta haber verilen komşunun ismi yazılmadığından bu hali ile tebliğ işleminin şeklen Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.
Devamını Oku » -
24 Mayıs
Ödeme emri tebligatının bila tebliğ iade edilmesi üzerine, alacaklının, borçlunun mernis adresine TK’nın 21/2. maddesi gereğince tebligat gönderilmesi talebinin icra müdürlüğünce reddedilmesi nedeniyle ödeme emri tebligatının TK’nın 21/1. maddesi gereğince yapıldığının tespit edildiği, buna göre de TK’nın 21/2. maddesindeki şartların oluşup oluşmadığının araştırılamayacağı,
Devamını Oku » -
24 Mayıs
Kiracının kira sözleşmesinde adresinin .. adresi olarak belirtilmesine rağmen, bilinen adres olan bu adrese tebligat çıkartılmaksızın davacının iade gelen eksik adres bildirilen tebligat üzerine doğrudan mernis adresine TK’nın 21/1. maddesi gereğince tebligat yapılması ve bu tebligatın iade gelmesi nedeniyle TK’nın 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligat usulsüz olduğundan
Devamını Oku » -
24 Mayıs
İpotek veren taşınmaz maliki üçüncü kişiye, İİK’nın 150/ı maddesi gereğince hesap özeti gönderilmesi zorunluluğu bulunmamakta ise de; ipotek veren üçüncü kişi hakkında takip yapılabilmesi için Türk Medeni Kanunu’nun 887. maddesi uyarınca, alacağın kendisinden istenilmesi, yani muacceliyet ihtarının gönderilmesi gerekmektedir. Bir başka ifadeyle, söz konusu düzenleme gereğince, ipotekli taşınmaz maliki üçüncü şahsa ihbar yapılmadıkça, onun yönünden borç muaccel olmayacağından hakkında icra takibi başlatılamaz. Ayrıca belirtmek gerekir ki, İİK’nın 150/ı maddesinin son cümlesi; “Hesap özetinin, tazmin talebinin veya ihtarın ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması, Türk Medeni Kanunu’nun 887. maddesinde öngörülen ödeme istemi yerine geçer” hükmünü içermektedir.
Devamını Oku » -
24 Mayıs
Borçlunun genel kredi sözleşmesindeki adresine çıkarılan tebligatın “Muhatap adresinin kapalı olması sebebiyle en yakın komşu/kapıcı/yönetici H. Gökkur’dan soruldu. Muhatabın çarşıya gittiği sözlü beyan edilmiş, imzadan imtina edilmiştir. Tebligat Arpadere mahalle muhtarı S. Varol imzasına ..tarihinde teslim edilmiş olup 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır. Ayrıca en yakın komşu/kapıcı/yönetici….’ya haber verilmiştir.”şerhi ile TK’nun 21.maddesi gereğince tebliğ edildiği, haber bırakılan kişinin kim olduğu açıkça belirtilmediğinden muacceliyet ihbarının bu hali ile TK’nun 21.maddesine aykırı olarak tebliğ edilmekle usulsüz olduğu anlaşılmıştır.
Devamını Oku » -
24 Mayıs
-
24 Mayıs
6552 Sayılı Kanun’un 121.maddesi ile 5393 Sayılı Kanun’un 15.maddesine eklenilen “…ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır.” ibaresinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması birlikte değerlendirildiğinde, 7 günlük ödeme süresinin geçmesi ile borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması nedeniyle alacaklının talebi doğrultusunda borçlu aleyhine haciz kararı alınmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı
Devamını Oku » -
24 Mayıs
-
23 Mayıs
Mülkiyetin tespitine ilişkin olmaları nedeniyle istihkak davasının kabulüne dair ilamlar kesinleşmeden infaz edilemez. Takibe dayanak ilam her ne kadar istihkak davasına ilişkin ise de hacizli mallara ilişkin mülkiyetin incelenmediği, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği bu haliyle hükmedilen tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücretinin takibe konulması için kesinleşme şartının aranmayacağı
Devamını Oku » -
23 Mayıs
Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarında benimsendiği üzere, tapuda adresi bulunan hissedara satış ilanı tebliği zorunludur ve hissedarlardan birsinin satıştan önce ölmesi halinde satış ilanının onun mirasçılarına tebliği şarttır. Murisin mirasçılarının satıştan haberdar edilmesi halinde ihalede pey sürebilecekleri, müşteri bulabilecekleri ve talebi artırıcı faaliyetler gösterecekleri tartışmasızdır.
Devamını Oku » -
23 Mayıs
İİK’nun 127. maddesi gereğince satış ilanının bir suretinin borçluya tebliğinin zorunlu olduğu, ancak satış ilanının tebliğ edilmediği ve usulsüz tebliğ edildiği iddiasının, ancak ilgilisince ileri sürülebileceği, taşınmaz malikine ve diğer hissedarlara tebligat yapılmamış olmasının, şikayetçi borçlulara değil, tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı vereceği, mahkemece, satış ilanının malike tebliğ edilmemesi nedenine dayalı olarak satış kararının iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Devamını Oku » -
23 Mayıs
Tebliğ memuru, muhatabın adreste bulunmama sebebini, borçlunun adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden “şehir dışında” açıklaması ile yetinerek muhtara tebliğ ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamlamıştır. Bu durumda anılan tebligatlar yukarıda yazılan ilkeler uyarınca usulsüzdür.
Devamını Oku » -
23 Mayıs
-
23 Mayıs
Satış ilanı tebliğ mazbatalarının ikisi üzerinde her ne kadar komşunun “sözlü-imzalı beyanıyla” yazılmış ise de tebliğ evrakları üzerinde beyanı alınan komşunun imzasının bulunmadığı görülmekle tebliğ işlemleri 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre usulsüzdür. Ayrıca, borçluya takip dosyasında bilinen adresine 7201 sayılı TK.’nın 10/1. maddesi uyarınca normal tebligat çıkarılarak tebliğ edilmesi, bildirilen tüm adreslere çıkarılacak tebligatların bila tebliğ dönmeleri halinde ise aynı Kanun’un 10/2. maddesi yollamasıyla TK’nın 21/2. maddesine uygun olarak tebligat çıkarılması gerekirken bu sıralamaya uyulmadan doğrudan doğruya T.K.’nın 21/2.maddesine göre gönderilen tebliğ işlemlerinin de usulüne uygun yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Devamını Oku » -
21 Mayıs
-
21 Mayıs
-
21 Mayıs
-
21 Mayıs
-
21 Mayıs
-
20 Mayıs
-Yetki Belgesi İle Yetkilendirilen Vekile Tebligat, -7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11/1. maddesinde ise vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı, vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılmasının yeterli olduğu, eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihinin asıl tebliğ tarihi sayılacağı, ancak, Ceza Muhakemeleri Usulu Kanunu‘nun, kararların sanıklara tebliğ edilmelerine ilişkin hükümlerinin saklı olduğu düzenlenmiştir.
Devamını Oku » -
15 Mayıs
-
15 Mayıs
-
15 Mayıs
İİK’nun 89/3. maddesi uyarınca, 3. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihine göre şikayetçi B. Kimya …. Ltd. Şti. tarafından süresi içerisinde menfi tespit davası açılıp davanın açıldığının takip dosyasına bildirildiğine göre menfi tespit davası neticesinde verilen karar kesinleşene kadar takibin durdurulması gerektiğinden, takibin devamı ile şikayetçi aleyhine haciz işlemi yapılması yasanın açık hükmüne aykırılık teşkil etmekte olup, mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken
Devamını Oku » -
15 Mayıs
Davacı üçüncü kişi, İcra ve İflas Kanunu’nun 89/3 maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre içerisinde davasını açarak, menfi tespit davası açma süresi içerisinde davayı açtığına dair belgeyi 07.04.2015 tarihinde yani 20 günlük yasal süre içerisinde icra müdürlüğüne sunarak talepte bulunmuş ve talebi kabul edilmiştir. Sonrasında, anılan menfi tespit davasının 04.11.2015 tarihli kararına dayanılarak şikayetçi aleyhine tekrar haciz uygulaması usul ve yasaya aykırıdır.
Devamını Oku » -
15 Mayıs
-
15 Mayıs
Davanın İİK’nun 89/3. maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu değerlendirilerek yasada öngörülen 15 günlük süre geçtikten sonra dava açıldığı tespit edilmek suretiyle davanın süreden reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince ise; davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle menfi tespit davasının İİK’nun 89/3. maddesi kapsamında olmayıp İİK’nun 72. maddesi kapsamında olduğu değerlendirilerek sonuca gidildiği, oysa İİK’nun 89/3. maddesine göre açılan menfi tespit davasında; davanın red veya kabulü yönünde kanunda bir ayrım olmadığı, aksine her halükarda, cebri icra işlemlerinin kararın kesinleşmesine kadar duracağının belirtildiği, genel mahkemede menfi tespit davasında tedbir kararı verilmesi için teminat alınmasının da sonuca etkili olmadığı anlaşılmıştır.
Devamını Oku » -
15 Mayıs
-
15 Mayıs
-
15 Mayıs
-
15 Mayıs
-
14 Mayıs
Her ne kadar davalı vekili tarafından hastalık özüne dayanılarak yasal süresi içerisinde muhtıra gereğinin yerine getirilmediğinden bahisle eski hale getirme talebinde bulunulmuş ise de, salt doktor raporunun varlığı yeterli olmayıp, anılan yasa hükmü uyarınca belirtilen hastalığın kişiyi yapması gereken işlerden alıkoyacak derecede acze düşürmüş olması gerekir.
Devamını Oku » -
14 Mayıs
İİK’nın 135/1.maddesi uyarınca ihalenin kesinleşmesi üzerine icra müdürü, taşınmazın alıcı adına tescili için tapuya yazı yazar. Buna göre icra müdürünün görevi yalnızca tapu sicil müdürlüğüne alıcı adına tescil yazısı yazmaktan ibarettir. Tapu harçları ise tescil işlemi sırasında tapu sicil müdürlüğü tarafından tahakkuk ve tahsil olunur. Tapu sicil müdürlüğünün tapu harcı tahakkuk ve tahsili, idari bir işlem olup, anılan işleme karşı yapılacak itirazı inceleme görevi de idari yargıya aittir.
Devamını Oku » -
14 Mayıs
Sıra cetveline karşı şikâyet üzerine icra mahkemesince sadece sıra cetvelinin iptaline karar verilebilir. Yoksa icra müdürünün yerine geçerek yeni bir sıra cetveli düzenleyemez (Pekcanıtez/Simil, s. 393). Sıra cetveline yönelik şikâyetlerde icra mahkemesi, önüne gelen şikâyetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, şikâyete konu işlemin kanuna veya olaya aykırılığı tespit edilirse sıra cetvelinin iptaline karar verilir.
Devamını Oku » -
13 Mayıs
-
13 Mayıs
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin konut kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır.
Devamını Oku » -
13 Mayıs
İİK’nın 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK’nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
Devamını Oku » -
13 Mayıs
Baroya kayıtlı avukat olarak kendisine elektronik tebligat yapılması zorunlu ise de gerekçeli kararın tebliği tarihi itibarıyla elektronik tebligat adresi bulunmadığından elektronik tebligat yapma imkânı olmadığı dikkate alındığında bu zorunlu sebepten dolayı gerekçeli kararın dahili davalı vekiline klasik usulle tebliğ edilmesinin 7201 sayılı Kanun’nun 7/a maddesinin üçüncü fıkrası ve yine Yönetmeliğin 16 ncı maddesine uygun olduğu
Devamını Oku » -
12 Mayıs
-
12 Mayıs
-
11 Mayıs
Dava konusu taşınmazın ipotek işlem tarihinde aile konutu vasfında bulunduğu, taşınmaz üzerinde dava konusu ipotek işlemi öncesinde davalı eş tarafından davalı banka lehine 27.03.2015 tarihinde ipotek işlemi gerçekleştirildiği, davalı bankaca dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığına dair iddiasıyla birlikte ipotek işlemi sırasında davacı eşin ipotek işlemine açık muvafakatinin alındığını savunduğu, usulüne uygun ara kararlara rağmen söz konusu muvafakatname belgesinin aslının sunulmadığı, imza inkarında bulunan davacının eli ürünü imzasının bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılamadığı, davalı banka ipotek işlemi sırasında davacının verdiğini iddia ettiği muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olduğunu kesin olarak ispat edemediği, davacı eşin “açık rızası alınmadan” yapılan işlemin “geçersiz olduğunu” kabul etmenin zorunlu olduğu,
Devamını Oku » -
10 Mayıs
İhale konusu taşınmaz veya taşınır üzerinde alıcının yaptığı takip nedeniyle koydurduğu hacizden ya da ipotekten başka haciz bulunması halinde, İİK’nın 140.maddesi gereğince sıra cetveli yapılması gerekecektir. Alacaklıların ne miktar hak sahibi olacakları yapılacak sıra cetvelinin kesinleşmesi ile belirlenecektir. Sıra cetveli yapılıp, ihale alıcısı aleyhine fark doğduğunun tespit edilmesi yani alacaklının ihale bedelini yatırmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesi gerekir.
Devamını Oku » -
10 Mayıs
İhale bedeli ile ihaleyi alacağa mahsuben alan haciz alacaklısının takip dosyasındaki alacak miktarı arasındaki fark için ihale alıcısına icra müdürlüğünce düzenlenecek muhtıra çıkarılması gerekir, geri kalan miktar için ise, düzenlenmiş sıra cetvelinin kesinleşmesi beklenir. Muhtıra ile verilen sürede aradaki farkın icra dosyasına ödenmemesi halinde İİK’nın 133. maddesi gereği taşınmaz ikinci en yüksek teklif veren şikayetçi alacaklıya teklif edilir.
Devamını Oku »