Tasarrufun İptaliYargıtay Kararları

Tasarrufun İptali Davasının Amacı

4. Hukuk Dairesi         2021/1410 E.  ,  2021/8105 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.

-K A R A R-

Hükmüne uyulan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 12.11.2013 gün, 2012/7644 E- 2013/15618 K sayılı ilamında “… mahkemece zorunlu hasım olan borçlunun en yakın mirasçıları mirası reddettiğinden ve reddetmiş sayıldığından konunun miras hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği, mahallin Sulh Hukuk Hakimine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesinin sağlanması ve anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam olunması, taraf teşkili sağlanmadan kurulan hükmün isabetli görülmediği” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde tereke temsilcisi atanarak taraf teşkilinin sağlandığı, davalı …’nın davalı borçlu muris …’in damadı olduğu, davalı … ile davalı borçlu Kemal arasında kayınpeder damat ilişkisi olması hasebiyle aralarında yapılan tasarrufun iptale tabi bulunduğu, diğer davalı …’ün ise dava konusu gayrımenkulü davalı …’dan banka kredisi ile aldığı, kredi borcunu ödeyemediği, alacaklı … Türk AŞ tarafından gayrımenkulün cebri icra ile sattırıldığı, bu davalının kötü niyetli olduğunun davacı tarafından
ispatlanamadığı gerekçesi ile bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davalı … aleyhine açılan davanın kabulü ile davaya konu taşınmaz satılmış olup, İİK 283/2 mad gereğince, tazminat dönüştüğü, satış tarihindeki rayiç değeri olan 140.000-YTL nin … 7 İcra Müdürlüğünün 2005/3062 esas sayılı takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere davalıdan tahsil edilerek, davacıya verilmesine, diğer davalılar yönünden de açıklanan nedenlerden dolayı, terekenin borca batık olması sebebiyle, açılan davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava İİK 277 ve devamına dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali davasıdır.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
Somut olayda; davacıya borçlu olan davalı muris … adına kayıtlı “ … Mahallesi, 123 ada, 6 parselde kayıtlı 1. kat, 3 nolu meskeni 08.02.2005 tarihinde 25.000 TL bedelle davalı …’ya , … da 25.02.2005 tarihinde davalı …’e devretmiştir.
Dosya içerisinde yer alan nüfus kayıtlarına göre davalı …’nın davalı borçlu …’in kızı … ile evli olduğu, davalı …’ün ise davalı
borçlunun kızı olan … ile evli olduğu, davalı … ve davalı …’ın davalı borçlunun damatları olduğu, ikisinin de davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu gayrımenkul davalı … elindeyken davalı …’ün kendi borcu sebebi ile … tarafından cebri icra kanalı ile satılmış bulunması ve elinden çıkarmış olması sebebi ile davalı …’ün cebri icra kanalı ile elinden çıkardığı tarih itibari ile gerçek değeri ile tazminat ile sorumlu tutulması gerekirken davalı … yönünden yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu