T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2018/6340
KARAR NO : 2019/4917
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Mersin 4. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/07/2016
NUMARASI : 2016/446-2016/521
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine ilama dayalı olarak başlatılan takipte, alacaklı vekilinin icraya konu ilamın henüz kesinleşmediğini, borçlu şirket tarafından icra dosyasına yatırılan teminat mektubu neticesinde tehiri icra kararı alındığını ve icra takibinin durduğunu, 24/06/2016 tarihinde icra dosyasından feragat ettiklerini ve %2,27 oranında tahsil harcının yatırılmasına rağmen icra müdürlüğünce dosyadaki teminat mektubunun tahsilat anlamına geldiği ve % 4,55 tahsil harcı ile % 2 cezaevi harcı alındığında dosyanın işlemden kaldırılacağına karar verildiğini, bu kararın kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece dosyanın tamamen tahsil edilmiş olması nedeniyle şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İcra takiplerinde, takip çıkış miktarı üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarifenin B/I- 3. fıkrasına ve takip safhasına göre tahsil harcı alınır. Ancak bu tahsil harcının doğabilmesi için takibin o safhasının yerine getirilmesi gerekir (Ödeme veya icra emrinin tebliği, haciz işleminin yapılması veya satış işleminin kesinleşmesi gibi).
Ödeme emri veya icra emrinin tebliğ edilmesinden önce ödeme yapılması ve aynı dönemde icra takibinden vazgeçilmesi halinde, tahsil harcı almak mümkün değildir (HİGM 20.02.1989 T. 8385 sayılı genelgesi).
492 Sayılı Harçlar Kanuna ekli I sayılı tarifenin icra iflas harçları B bölümünün I-3. maddesindeki tahsil harcının, ancak ödeme emri veya icra emri tebliğinden sonraki işlemler nedeniyle alınacağı öngörülmüştür (12. HD’nin10.03.2003 T ve 1505 – 4760 sayılı ilamı).
Somut olayda; alacaklının, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10.11.2015 tarih ve 2014/499 E. – 2015/1446 K. sayılı ilama dayalı olarak ilamlı icraya başvurduğu, borçluya 07.12.2015 tarihinde icra emrinin tebliğ edildiği, buna göre icra emrinin tebliğinden sonra ancak hacizden önceki dönemde 24/06/2016 tarihinde alacaklı vekilince vazgeçme beyanında bulunulduğu, bu beyan doğrultusunda alacaklı tarafından 24/06/2016 tarihinde % 2,27 oranında harç yatırıldığı görülmektedir.
492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 23. maddesinde; “Her ne sebep ve suretle olursa olsun, icra takibinden vazgeçildiğinin zabıtnamaye yazılması için vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısı alınır. Ancak haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçilirse tahsil harcı tam olarak alınır” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, icra emrinin tebliğinden sonra, ancak hacizden önce vazgeçme beyanında bulunulduğu dikkate alınarak, alacaklıdan (492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 23. maddesi hükmü doğrultusunda) takip safhasına göre, tahsil harcının yarısının (yani % 2,27 oranında) tahsili gerekirken, %4,55 oranında tahsil harcı alınması usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, mahkemece, şikayetin kısmen kabulü ile icra müdürlüğü kararının tahsil harcına ilişkin kısmının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, istemin tümden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi