12. Hukuk Dairesi2023 Yılı2024 YılıAciz VesikasıBAM Ankara 18 Hukuk Dairesi

-Aciz Vesikası Verilmesinin Koşulları, -Borçlunun mal varlığına ilişkin yapılacak araştırma şekli olmaktan uzak olmalı, mal varlığının bulunmasının ihtimal dahilinde bulunduğu  yerlerde esaslı bir araştırma yoluna gidilmelidir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
DOSYA NO : 2021/1364
KARAR NO : 2022/1831
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
İ S T İ N A F   K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2020
NUMARASI : 2020/155 Esas  2020/602 Karar
DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)
KARAR TARİHİ : 19/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/12/2022
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının süresi içerisinde istinaf incelemesi davacı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü;
Alacaklı vekili; Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2018/13532, 2018/13533, 2018/13535 ve 2018/13544  esas sayılı  dosyalarıyla, borçlular aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlattıklarını, borçlular adına taşınır veya taşınmaz mal kaydı ile  alacaklı oldukları icra dosya kaydına rastlanılmadığını,  bankalara gönderilen 89/1 haciz ihbarnamelerinin sonuçlarının olumsuz geldiğini, borçluların mernis adreslerinde yapılan fiili hacizlerde borçlulara ait  haczi kabil bir mal bulunamadığını, sadece borçlulardan A.T.K. adına kayıtlı 34 VG 6665 plakalı araç kaydı bulunduğunu, araç bedelinin araç üzerindeki diğer hacizlerden dolayı borcu karşılama ihtimalinin olmadığını, alacağın tahsili imkanı kalmadığından ve dosya kapsamında başkaca işlem yapılması ihtimali de bulunmadığından takip dosyalarından güncel dosya bakiyesi miktarınca aciz vesikası verilmesini talep ettiklerini, icra müdürlüğünün 21.11.2019 tarihli tensip kararıyla talebin kabul edilmediğini ileri sürerek bu kararın iptaline karar verilmesi isteminde bulunduğu; Mahkemece, borçluların haczi kabil mallarının bulunduğu, bankalara haciz müzekkeresi yazıldığı, bazı hak ve alacaklarının tespit edildiği, bankalarda mevduat hesaplarının bulunduğu, borçlulardan A.T.K.’ın arabasının bulunduğu, bu arabadan icra takip dosyalarına para sirayet etme durumunun söz konusu olabileceği, borçluların mal varlığının tespiti açısından yeteri kadar bankaya müzekkere yazılmadığı, alacaklıya kesin aciz vesikası verilebilmesi için borçlunun haczi kabil hiçbir mal varlığının bulunmaması gerektiği, ancak borçluların haczi kabil bir takım mal varlıklarının bulunduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği; karara karşı alacaklı vekilinin, şikayet dilekçesindeki nedenleri tekrarla birlikte, kararın kaldırılması istemiyle istinaf incelemesi talep ettiği anlaşılmaktadır.
Başvuru; kesin aciz vesikası verilmesi talebinin kabul edilmemesine ilişkin icra memur işleminin iptali istemine ilişkindir.
Alacaklının istinaf nedenlerinin değerlendirilmesi bakımından yasal düzenlemelere bakıldığında;
İcra takibi sonucunda paraların paylaştırılmasından sonra alacaklıya verilen belgeye kesin aciz belgesi denir. Bu belge İİK 143. maddede açıklanmıştır. Anılan belge İİK 68.madde anlamında borç ikrarını havi bir senet mahiyetindedir. Ayrıca haciz sırasında borçlunun hiçbir malı bulunmaz ise bunu belgeleyen haciz tutanağı  da 143. madde anlamında kesin aciz belgesi niteliğindedir. Bu tutanak doğrudan doğruya kesin aciz belgesi yerine geçtiğinden alacaklıya ayrıca bir aciz belgesi verilmez.
İcra memurunun borçlunun hacze kabil malının bulunup bulunmadığını araştırması ve haciz tutanağında açıkça göstermesi gerekir. Şayet borçlunun haczedilebilir malının bulunduğu anlaşılmış ise kesin aciz belgesi verilemez.  Borçlunun gösterilen adresinde yapılan hacizde hacze kabil malın bulunmamış olması halinde tutulan tutanak aciz vesikası hükmündedir. Ne var ki bu ilkenin yasal sonuçlarını doğurabilmesi için borçlunun mal varlığına ilişkin yapılan araştırmada olumlu bir sonuç alınmaması ve haciz yapılan yerdeki adresi ile bağını koparmamış olması gerekir.
Borçlunun mal varlığına ilişkin yapılacak araştırma şekli olmaktan uzak olmalı, mal varlığının bulunmasının ihtimal dahilinde bulunduğu  yerlerde esaslı bir araştırma yoluna gidilmelidir. Ayrıca borçlu haciz yapılan adresten ayrılmış ve başkaca bir adreste yaşadığı biliniyorsa borçlu haciz yapılan yerde bulunamadığı için hacze kabil mala rastlanmamasına ilişkin tutulan tutanak şekli olup yasanın aradığı anlamda kesin aciz vesikasının yasal sonuçlarını doğurmaya elverişli kabul edilemez. 
Somut olayda; takip dosyaları kapsamında haciz için borçluların takip talebindeki adreslerine gidildiği, borçlulardan D….. Demiryolu….Şti. yönünden borçlunun takip talebindeki adresinde başka bir iş yerinin faaliyet gösterdiği, şirketin taşındığının tespit edildiği, diğer takip borçlusu a.t.k. yönünden ise takip talebindeki adresine gidildiğinde, adresin polis ve çilingir eşliğinde açıldığı, mahallin incelenmesinde dış kapının kilidinin paslanmış ve camlarının kırık olduğu, kırık camlardan mahallin içerisinde haczi kabil mal olmadığının tespit edildiği, ancak takip dosyasında bu borçluların haciz için gidilen adresle bağlarını koparıp koparmadıkları, başka bir adreslerinin olup olmadığının araştırılmadığı, takip dosyalarında bir takım bankalara yazılar yazılarak mal varlığı araştırması yapılmış ise de Türkiye genelinde faaliyette bulunan tüm bankalardan araştırma yapılmadığı, yine borçluların adına kayıtlı taşınmaz kaydı olup olmadığı hususunun da tapu müdürlüklerinden sorulmadığı, taşınmaz mal varlığı araştırmasının UYAP TAKBİS entegre sisteminden yapılmasının yeterli olmadığı, yine uluslararası bankalarda hak ve alacakların bulunabileceği, gemi sicili, uçak sicilinden araştırma yapılıp maden ruhsatı ve bunların üzerine hakları olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, patent entstitüsüne bağlı marka ve telif haklarının olabileceği, gümrük müdürlüklerinden araştırma yapılması gerektiği, bu araştırmaların tümünün yapılmadığı, borçluların bazı bankalarda mevduat hesaplarının bulunduğu, borçlulardan A.T.K.’ın adına kayıtlı araç bulunduğu, üzerindeki takdiyatların ve borç miktarlarının araştırılmadığı, kesin aciz vesikası verilmesinin koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla icra müdürlüğünün şikayete konu 21.11.2019 tarihli işleminde usul ve yasaya aykırılık yoktur,
Şu halde, mahkemece yazılı gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmesinde  isabetsizlik görülmemiş ve alacaklının istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Alacaklının istinaf başvurusunun İİK’nun  366 ve HMK’nun  353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL karar harcının davacı/alacaklıdan  tahsiline,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/12/2022

YARGITAY KARARI

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2023/2402
KARAR NO: 2024/318
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 19/12/2022
NUMARASI : 2021/1364-2022/1831
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK’nın  370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 427,60 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 15.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

YEREL MAHKEME KARARI

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/155 Esas
KARAR NO : 2020/602
ŞİKAYET : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)
ŞİKAYET TARİHİ : 17/02/2020
KARAR TARİHİ : 19/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH  : 20/11/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Şikayet (İcra Memur Muamelesi) talebinin yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ŞİKAYET:
Şikayet eden vekili mahkememize sunduğu şikayet dilekçesinde özetle; Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2018/13532, 2018/13533, 2018/13535 ve 2018/13544 Esas sayılı icra takip dosyalarında aciz vesikası verilmesi talebinde bulunduklarını, söz konusu icra takibinde dosya taraflarının aynı olduğunu, borçluların taşınır/taşınmaz malvarlığı sorgulamasında bazı borçlular üzerinde kayıtlı malların bulunmasına rağmen üzerinde haciz işlemi olduğundan borcu karşılama ihtimalinin olmadığını, bu sebeple yukarıda belirtilen icra dosyaları ile aciz vesikası verilmesi talebinde bulunduklarını beyan etmiş ve şikayete konu işlemlerin iptal edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin şikayet olunan tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Şikayet olunanlara şikayet dilekçesi ekli meşruhatlı davetiye usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, şikayet olunanlar tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Başvuru, kesin aciz vesikası verilmesi talebinin reddine ilişkin icra müdürlüğü işlemine karşı şikayet niteliğindedir.
“Borç ödemeden aciz vesikası” başlıklı İİK’nın 105.maddesinde; “Haczi kabil mal bulunmazsa haciz tutanağı 143 üncü maddedeki aciz vesikası hükmündedir.
İcra Müdürlüğünce takdir edilen kıymete göre haczi kabil malların kifayetsizliği anlaşıldığı surette dahi tutanak muvakkat aciz vesikası yerine geçerek alacaklıya 277. maddede yazılı hakları verir” hükmü bulunmaktadır.
İİK.nın 105/2.maddesinde düzenlenen geçici aciz belgesi, alacaklıya sadece İİK’nın 277.maddesi uyarınca iptal davası açma hakkı verir.
Geçici aciz belgesinin kural olarak başka bir hükmü yoktur. Özellikle, İİK’nın 143.maddesi anlamında (kesin) borç ödemeden aciz belgesinin diğer hükümleri, geçici aciz belgesi için söz konusu değildir. Bu nedenle, muvakkat aciz belgesi “borç ikrarını içeren senet” (İİK m. 143/2) niteliğinde olmadığı gibi, borcun zamanaşımına tabi olmaması hükmünü de doğurmaz ve sahibine, borçluya yeniden ödeme emri tebliğ etmeden takibe girişebilme (İİK m.143/3) imkânını vermez.
Yine aynı başlık altında düzenlenen İİK’nın 143. maddesinde de; “Alacaklı alacağının tamamını alamamış ve aciz vesikası düzenlenmesi için gerekli şartlar yerine gelmişse, icra dairesi kalan miktar için hemen bir aciz vesikası düzenleyip alacaklıya ve bir suretini de borçluya verir; bu belgeler hiçbir harç ve vergiye tâbi değildir. Aciz vesikasının bir nüshası da her il merkezinde Adalet Bakanlığınca tespit edilen icra dairesi tarafından tutulan özel sicile kaydedilmek üzere bu icra dairesine gönderilir. Aciz vesikası sicili aleni olup ne şekilde tutulacağı ve hangi hususları içereceği Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelikle belirlenir. Bu vesika ile 105 inci maddedeki vesika borcun ikrarını mutazammın senet mahiyetinde olup alacaklıya 277 nci maddede yazılı hakları verir.”
Alacaklıya kesin aciz vesikası verilebilmesi için takip dosyasında, alacaklının cebri icrayı kesintisiz sürdürme iradesini göstererek, borçlunun haczi kabil hiçbir malının bulunmadığının tespiti gerekir. Bu halin kesin aciz vesikası ile belirlenmesi halinde, borçluya karşı aciz vesikasının düzenlenmesinden itibaren 20 yıl geçmesiyle borç zamanaşımına uğrar  (İİK m. 143/VI)  kesin aciz belgesine bağlanmış olan alacak hakkında faiz işlemez (İİK m. 143/IV) ayrıca kesin aciz belgesi, borç ikrarını içeren bir senet (İİK m. 68/I) niteliğindedir.
Borç ödemeden aciz belgesinin verilmesi ile alacaklının alacağı son bulmaz, aksine bu alacak borçluya karşı mevcut olmakta devam eder; hatta alacaklının durumu borç ödemeden aciz belgesi ile kısmen kuvvetlendirilmiş de olur; mesela, zamanaşımı süresinin yirmi yıla çıkarılması gibi. Bundan başka, aciz belgesi alacaklı için önemli bir ispat aracıdır. Alacaklı, bu belgeyi aldıktan sonraki dönemde alacağını ispat ile yükümlü olmayıp, sadece aciz belgesini ibraz etmekle yetinecektir.  Borçlu, alacağın mevcut olmadığını iddia ederse, bu iddiasını ispat zorunda kalacaktır (Prof. Dr. Baki Kuru -İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen kitabevi syf 635).
İlgili takip dosyaları UYAP üzerinden celp edilmiş ve incelenmiştir.
Takip dosyalarının incelenmesi neticesinde; borçlular hakkında yapılan sorgulamalarda borçluların haczi kabil bazı mallarının bulunduğu, bankalara haciz müzekkereleri ve haciz ihbarnamelerinin yazıldığı ve bazı hak ve alacaklar tespit edildiği, menkul haczi işlemi için hacze çıkıldığı ancak haczi kabil mal bulunamadığı, alacaklının kesin aciz vesikası düzenlenmesi talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği anlaşılmaktadır.
İlgili takip dosyaları ve yukarıdaki açıklamalarla birlikte tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2018/13532, 2018/13533, 2018/13535 ve 2018/13544 Esas sayılı icra takip dosyalarında şikayet eden (alacaklı) tarafın kesin aciz vesikası verilmesini talep ettiği ancak şikayete konu yukarıda belirtilen dört icra takip dosyasında da borçluların mevduat hesaplarının bulunduğu, ayrıca borçlulardan A.T. arabasının bulunduğu, bu arabaya başka icra takip dosyalarından konulan hacizler olsa da, bu arabadan icra takip dosyalarına para sirayet etme durumunun söz konusu olabileceği, ayrıca Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2018/15533 Esas takip sayılı dosyasında borçlunun mal varlığını tespit açısından yeteri kadar bankaya müzekkere yazılmadığı, sadece bir bankaya müzekkere yazıldığı, diğer bankalara da borçluların bankaları nezdinde herhangi bir hak ve alacağının bulunup bulunmadığının sorulması gerektiği, netice itibariyle Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2018/13532, 2018/13533, 2018/13535 ve 2018/13544 Esas sayılı icra takip dosyalarının tamamında borçluların belirli mal varlıklarının bulunduğu, alacaklıya kesin aciz vesikası verilebilmesi için icra takip dosyalarında, borçluların haczi kabil hiçbir malının bulunmadığının tespitinin gerektiği ancak borçluların haczi kabil bir takım mal varlıklarının bulunduğu anlaşılmış ve bu bağlamda şikayetin reddine dair aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurmak gereği hasıl olmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Şikayetin REDDİNE,
2-Harç peşin olarak alındığından YENİDEN ALINMASINA YER OLMADIĞINA,
3-Yargılama esnasında şikayet eden tarafından yapılan yargılama giderlerinin ŞİKAYET EDEN ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Şikayet olunanlar tarafından yapılan masraf olmadığından bu hususta HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
5-Ankara 28. İcra Dairesi’nin 2018/13532 Esas takip sayılı dosyasının kararın kesinleşmesine müteakip İADESİNE,
6-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının HMK. 333. maddesi gereğince şikayet edene İADESİNE,
Dair; şikayet eden vekilinin yüzüne karşı kararın tefhiminden, şikayet olunanların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde Mahkememize veya bulundukları yer ya da başka bir yer İcra Hukuk Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf  yasa yolu açık olmak üzere ve süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmaması halinde hüküm kesinleşmek üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
19/11/2020

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu