12. Hukuk Dairesi2023 Yılıİhtiyati Haciz

Alacaklı tarafından 7 gün içinde icra mahkemesinde itirazın kaldırılması veya genel mahkemede itirazın iptali davası açmadığı anlaşıldığından ihtiyati haczin (kendiliğinden) hükümsüz hale geldiği, icra takibinin ise (ihtiyati haczin hükümsüz kalmasına rağmen) derdest olduğu, 7 günlük süreden sonra arabulucuğa başvurulmasının ihtiyati haczin hükümsüzlüğüne bir etkisinin olmayacağı-

Alacaklı tarafından 7 gün içinde icra mahkemesinde itirazın kaldırılması veya genel mahkemede itirazın iptali davası açmadığı anlaşıldığından ihtiyati haczin (kendiliğinden) hükümsüz hale geldiği, icra takibinin ise (ihtiyati haczin hükümsüz kalmasına rağmen) derdest olduğu, 7 günlük süreden sonra arabulucuğa başvurulmasının ihtiyati haczin hükümsüzlüğüne bir etkisinin olmayacağı-

Taraflar arasındaki icra memur muamelesini şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi Kiraz Koyuncu C. tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Borçlu icra mahkemesine başvurusunda: alacaklı tarafından faturalara dayalı olarak ihtiyati haciz kararı alındığını ve icra takibine geçildiğini, takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, borca itiraz dilekçesi ve icra dairesinin durdurma kararının 31.12.2021 tarihinde alacaklı vekiline tebliğ edildiğini, İİK’nın 264/2 maddesine göre 7 gün içinde başvuru yapılmaması nedeniyle İİK’nın 264/4 maddesi uyarınca ihtiyati haczin hükümsüz kaldığını, alacaklının 12.01.2022 tarihine kadar başvuru yapması gerekirken dava açılmadığını, Sivas Arabuluculuk Bürosu’nun cevabi yazısına göre de 13.01.2022 tarihinde saat 16:30’da başvuru yapıldığını, başvuru süresinin geçirildiğini, buna rağmen icra müdürlüğünce ihtiyati haczin hükümsüz kalması sebebiyle hacizlerin kaldırılması isteminin reddine karar verildiğini ileri sürerek şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Alacaklı, henüz ödeme emri tebliğ edilmeden yapılan itirazın geçerli bir itiraz olmadığını, aksi kanaatte ise ihtiyati haczin hükümsüz kalması nedeniyle haczin kaldırılmasına icra müdürlüğünce karar verilemeyeceğini, bu sebeple müdürlük işleminin yerinde olduğunu, yine ihtiyati hacizler hükümsüz kalsa dahi takibin ve hacizlerin ayakta kalacağını, arabuluculuk başvurusu yapıldığından ihtiyati haczin varlığını devam ettirdiğini ileri sürerek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. Gerekçe ve Sonuç

Ödeme emri tebliğ edilmeden önce yapılan itirazın süresinde ve geçerli olduğu, tebliğin daha sonradan tamamlandığı, icra müdürlüğünce de yapılan itiraz geçerli kabul edilerek alacaklı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak alacaklı tarafça süresi içerisinde şikayet yoluna başvurulmadığı, geçerli olan itiraz alacaklıya 05.01.2022 tarihinde tebliğ edildiğinden 12.01.2022 tarihine kadar dava yoluna başvurulması gerektiği, alacaklı tarafça 13.01.2022 tarihinde arabuluculuk başvurusu yapıldığı tespit edilmiş ise de İİK’nın 264/2 maddesinde belirtilen süre geçtikten sonra arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu anlaşıldığından ihtiyati hacizlerin hükümsüz kaldığı sonucuna varılarak şikayetin kabulü ile 25.01.2021 tarihli icra müdürlüğü işleminin iptaline, dosyada mevcut ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Alacaklı, ödeme emri tebliğ edilmeden yapılan itirazın geçerli bir itiraz olmadığını, İİK’nın 264/2 maddesinin uygulama yeri olmadığını, aksi kanaatte ise ihtiyati haczin hükümsüz kalması nedeniyle haczin kaldırılmasına icra müdürlüğünce karar verilemeyeceğini, bu sebeple müdürlük işleminin yerinde olduğunu, yine ihtiyati hacizler hükümsüz kalsa dahi takibin ve hacizlerin ayakta kalacağını, arabuluculuk başvurusu yapıldığından ihtiyati haczin varlığını devam ettirdiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesi Kararı

C.1.Gerekçe ve Sonuç

İtirazın alacaklıya 05.01.2022 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı tarafından 7 gün içinde icra mahkemesinde itirazın kaldırılması veya genel mahkemede itirazın iptali davası açmadığı anlaşıldığından ihtiyati haczin (kendiliğinden) hükümsüz hale geldiği, icra takibinin ise (ihtiyati haczin hükümsüz kalmasına rağmen) derdest olduğu, 7 günlük süreden sonra arabulucuğa başvurulmasının ihtiyati haczin hükümsüzlüğüne bir etkisinin olmayacağı gerekçesi ile karar usul ve yasaya uygun bulunarak alacaklının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Alacaklı; istinaf sebepleri başlığında bildirdiği sebeplerin yanı sıra istinaf incelemesinde itirazın geçerliliğine ilişkin bir değerlendirme yapılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, İİK’nın 264/2-4 maddesi uyarınca hükümsüz hale geldiği iddia edilen ihtiyati haczin kaldırılması istemini reddeden 25.01.2021 tarihli icra memur muamelesini şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

İİK’nın 264. maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup alacaklı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 08.02.2023 T. E: 2022/8033, K: 706

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu