T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2023/8629
KARAR NO: 2024/4494
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 05.10.2023
NUMARASI : 2023/1636-2023/1688
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu/ipotek maliki tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte ipotek malikinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda; sair şikayet nedenlerinin yanı sıra hesap kat ihtarnamesi tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığını ileri sürerek takibin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini istediği, İlk Derece Mahkemesince; hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesi ile şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verildiği, şikayetçinin istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; hesap kat ihtarının ipotek verene usulsüz tebliğ edilmesi halinde ipotek veren hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılamayacağından icra emrinin iptali gerekeceğini, mahkemece yetki itirazının da reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, icra emrinin iptali talebinin kabulü ile icra emrinin iptaline, yetki itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK’nın 150/ı maddesinde; ”Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayri nakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayri nakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse icra müdürü 149 uncu madde uyarınca işlem yapar” düzenlemesine yer verilmiştir.
İİK’nın 68/b maddesinde ise; “Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden on beş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır” düzenlemesi yer almaktadır.
İpotek veren taşınmaz maliki üçüncü kişiye, İİK’nın 150/ı maddesi gereğince hesap özeti gönderilmesi zorunluluğu bulunmamakta ise de; ipotek veren üçüncü kişi hakkında takip yapılabilmesi için Türk Medeni Kanunu’nun 887. maddesi uyarınca, alacağın kendisinden istenilmesi, yani muacceliyet ihtarının gönderilmesi gerekmektedir. Bir başka ifadeyle, söz konusu düzenleme gereğince, ipotekli taşınmaz maliki üçüncü şahsa ihbar yapılmadıkça, onun yönünden borç muaccel olmayacağından hakkında icra takibi başlatılamaz. Ayrıca belirtmek gerekir ki, İİK’nın 150/ı maddesinin son cümlesi; “Hesap özetinin, tazmin talebinin veya ihtarın ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması, Türk Medeni Kanununun 887. maddesinde öngörülen ödeme istemi yerine geçer” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, şikayetçinin ipotek akit tablosunda bildirilen adresine hesap kat ihtarının tebliğe çıkarıldığı, şikayetçi …….Biryol’a çıkarılan kat ihtarı tebliğinin 28.10.2019 tarihinde “muhatabın o anda çarşıda olması sebebiyle muhatap yerine muhatapla aynı konutta ikamet ettiğini beyan eden görünüşe göre 18 yaşını bitirmiş ve ehliyeti olan kızı ……..Örtlek imzasına tebliğ edildi” açıklaması ile TK’nın 16. maddesine göre yapıldığı, dosyada mübrez nüfus kayıt örnekleri, adres araştırma formuna göre ise ……… Örtlek’in adresinin 05.02.2019 tarihinden itibaren “Kooperatifler Mh. Elazığ bulvarı kapı No: 41/113/1 Yenişehir/Diyarbakır” olduğu ayrıca ilgili kolluk birimine yazılan ve 28.10.2019 tarihi itibari ile araştırma yapılması istenilen raporda da 28.10.2019 tarihinde ..Biryol’un ikamet adresinde kızı …….Örtlek’in oturmadığı, bu tarihte ……Örtlek’in “Kooperatifler Mh. Elazığ Bulvarı Jandarma Lojm.41/113 Yenişehir/Diyarbakır” adresinde oturduğunun tespit edildiği, şikayetçi ipotekli taşınmaz maliki ile tebligatı alan kızı …….Örtlek birlikte aynı çatı altında yaşamadığından tebliğ işleminin usulsüz olduğu görülmektedir.
Dairemizde, asıl borçlu ve/veya ipotekli taşınmaz malikine icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekmekle birlikte İİK’nın 16/2. maddesi gereğince kat ihtarı tebliğ işlemi usulsüz ise süreli; hiç gönderilmemiş veya tebligat yapılmamış ise süresiz şikayete tabi olduğu yönünde uygulama yapılmakta iken İİK 150/ı maddesinde yapılması belirtilen tebligat ilamlı takipte takip şartı kabul edilip, usulsüz yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu şikayetinin İİK 16/2 kapsamında süresiz olarak incelenmesi kanaatine varılarak görüş değişikliğine gidilmiştir. Alacaklı bankanın İİK’nın 150/ı maddesi gereğince ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapabilmesi kat ihtarının tebliğine bağlı olup bu husus takip şartıdır.
O halde Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetçi borçlunun yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliğ edilmediği şikayetinin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde icra emrinin iptali ile yetinilmesi isabetsiz olup kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :
Şikayetçi ipotek malikinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 05.10.2023 tarih ve 2023/1636 E- 2023/1688 K sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.