Asil cezaevinde hükümlü olarak bulunduğundan, dava dilekçesinin usulüne uygun olarak vasiye tebliğ edilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır (Teb. K. m. 10/1). Adres kayıt sisteminde bulunan adresin bilinen en son adres olarak kabul edilebilmesi, bilinen en son adrese tebligat yapılamamış olması veya bu adresin tebliğe elverişli olmaması halinde mümkündür. Bilinen en son adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan veya bu adreste tebligat yapılamadığı görülmeden doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde tebligatın yapılması; yapılan tebligatı usulsüz kılar (Teb. K. m. 10/2). Mahkemece dava dilekçesi, davalı erkeğin vasisi olarak Süleyman’a tebliğe çıkarılmıştır. Ancak dava dilekçesi tebliğ tarihinde; İzmir 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014-1531 esas ve 05.01.2016 tarihli kararı ile ilgili kişi Süleyman’ın vasilik görevine son verilerek Erdal’a talebi üzerine kardeşi Muzaffer’in vasi olarak atanmasına, karar verildiği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı erkeğin vasisi Muzaffer olduğundan yapılan dava dilekçesinin tebliği usulsüz olup davalının savunma hakkı kısıtlanmıştır.
O halde mahkemece yapılacak iş; davalı erkek halen cezaevinde hükümlü olarak bulunuyor ise dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde vasisine tebliğ edilmesi, hükümlülük hali sona ermiş ise dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde davalı erkeğe tebliği ile cevap dilekçesi sunma hakkı tanınması, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşma gününün tebliği, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti (HMK m. 140) ile taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği taktirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen deliller toplanıp, birlikte değerlendirerek bir sonuca ulaşmaktan ibarettir. Açıklanan bu hususlara riayet edilmeksizin hüküm tesisi hukuki dinlenilme hakkının (HMK m.27) ihlali niteliğinde olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
2. HD. 13.02.2019 T. E: 34, K: 1072