2024 YılıHGKTebligat

Baroya kayıtlı avukat olarak kendisine elektronik tebligat yapılması zorunlu ise de gerekçeli kararın tebliği tarihi itibarıyla elektronik tebligat adresi bulunmadığından elektronik tebligat yapma imkânı olmadığı dikkate alındığında bu zorunlu sebepten dolayı gerekçeli kararın dahili davalı vekiline klasik usulle tebliğ edilmesinin 7201 sayılı Kanun’nun 7/a maddesinin üçüncü fıkrası ve yine Yönetmeliğin 16 ncı maddesine uygun olduğu

Hukuk Genel Kurulu         2023/657 E.  ,  2024/41 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3022 E., 2023/672 K.
KARAR : İstinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 31.10.2022 tarihli ve
2022/5366 Esas, 2022/6397 Karar sayılı BOZMA kararı

Taraflar arasındaki ecrimisil, meni müdahale ve kal davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin Pendik İlçesi Dolayoba Mahallesi 5393 ada 16 parselde bulunan taşınmazın 20/100 payını İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğünce yapılan açık artırma sonucu 08.07.2013 tarihinde satın aldığını, taşınmazı satın aldıktan sonra taşınmazına bitişik binanın tecavüzünün olduğunu anladığını, bu durumun taşınmazda büyük değer kaybına yol açtığını ileri sürerek tecavüzlü kısmın yıkılarak tecavüzün ortadan kaldırılmasına, yıkımının mümkün olmaması hâlinde taşınmazın büyük değer kaybına uğradığı göz önüne alınarak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tecavüzlü kısmın bedeline karşılık 10.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … Gayrimenkul A.Ş. vekili; müvekkilinin sahibi olduğu taşınmaz ile davacının sahibi olduğu taşınmazın ilk malikinin aynı kişi olduğunu, müvekkilinin de davacı gibi taşınmazı icra ihalesinden aldığını, davacının iddia ettiği gibi bir tecavüz ve haksız işgal olsaydı ihale şartnamesinde açıkça yazılı olması gerektiğini, müvekkiline ait taşınmazda kal’i gereken bir bölüm de olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.05.2021 tarihli ve 2016/376 Esas, 2021/181 Karar sayılı kararı ile; tüm dosya kapsamı, yapılan keşif ve bilirkişi raporuna göre davalıya ait 5393 ada 15 parsel sayılı taşınmazda mevcut olan yapının davacıya ait dava konusu 5393 ada 16 parsel sayılı taşınmazın 28.05 m²’lik alanına müdahalede bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne davacıya ait İstanbul İli, Pendik İlçesi, Dolayoba Mahallesi, 5393 ada 16 parsel sayılı taşınmaza dosyada mevcut 11.05.2018 tarihli fen bilirkişisi raporunda A harfi ile işaretli ve sarı renk ile boyalı 28.05 m² ‘lik alana davalıya ait 5393 ada 15 parsel sayılı taşınmazda bulunan yapılar nedeniyle el atmanın önlenmesine ve bu kısımlarda bulunan yapıların kal’ine, fen bilirkişisi tarafından sunulan 11.05.2018 tarihli bilirkişi raporunun hükmün eki sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.06.2022 tarihli ve 2021/2511 Esas, 2022/1107 Karar sayılı kararı ile; yargılama sırasında 6100 sayılı Kanun’un 125 inci maddesi gereğince davalı sıfatı ile davaya dahil edilen … vekili …’e gerekçeli kararın 02.07.2020 (02.07.2021) tarihinde daimi çalışan sıfatı ile … imzasına tebliğ edildiği, tarafların kararı istinaf etmemesi üzerine kesinleşme şerhi düzenelendiği, bu aşamadan sonra daha önce dosyada vekâleti bulunmayan dahili davalı … vekili olarak … tarafından 01.09.2021 tarihinde istinaf dilekçesi ve ekinde vekâletname sunulduğu, istinaf başvuru dilekçesinde kararın davalı vekilinin daimi çalışanı sıfatı bulunmayan …’a teslim edildiğinden usulsüz tebliğ edildiğini, bu nedenle kararı 20.08.2021 tarihinde öğrendiklerini yasal süresi içinde istinaf başvurusu yaptıklarını beyan ettiği, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11 ve 17 nci maddeleri dikkate alındığında davanın 23.09.2016 tarihinde açıldığı, davalı …’ın taşınmazı 11.05.2018 tarihinde temlik aldığı, davacı vekili tarafından yeni malike davanın yöneltildiği, davalı vekili olan Av. …’in vekâletnamesini ibraz ettiği, bu aşamadan sonra tebligatların davalı vekilinin adresine yapıldığı, ilk olarak 22.10.2020 tarihli ara karar gereği yapılan tebligat olmak üzere yargılamanın devamı esnasında yapılan diğer tebligatlar olmak üzere tümünün davalı vekilinin dosyada kayıtlı adresinde daimi çalışanı sıfatı ile … isimli kişinin imzası ile teslim alındığı, davalı vekilinin bu yolla yapılan tebligatlar üzerine davadaki vekillik görevini yürüttüğü, yargılamanın seyrinden dahili davalı vekilinin “…” imzasına teslim edilen tebligatlara muttali olduğu ve süresinde gerekli yargısal faaliyetleri yerine getirdiği, bu süre zarfında … imzasına teslim edilen tebligatlarla ilgili bir beyan ve itirazda bulunulmadığı, … isimli kişinin düzenli olarak davacı vekilinin işyeri adresinde bulunarak daimi çalışan sıfatı ile tebligatları aldığının sabit olduğu, bir iş sözleşmesine dayalı olarak çalışanların SGK kayıtlarının yapılması yasal zorunluluk olmakla birlikte işçinin SGK kaydının yapılmasının işçi işveren ilişkisinin varlığının kabulü yönünden bir kurucu unsur ya da yasal ön koşul olmadığı, tebligatları dahili davalı vekili adına alan kişinin vekilin bürosunda daimi çalışan sıfatı ile bulunduğu, bu nedenlerle davacı vekilinin gerekçeli kararın tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik beyanına itibar edilmesine olanak bulunmadığı, gerekçeli kararın dahili davalı vekiline 02.07.2021 tarihinde tebliğ edildiği, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal başvuru süresi içerisinde kararın istinaf edilmediği, hükmün 20.07.2021 tarihinde kesinleştiği gerekçesiyle istinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…Dava, ecrimisil, meni müdahale ve kal istemlerine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı … vekilinin istinaf başvurusu üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 345, 346/2 ve 352/1 maddeleri uyarınca süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … vekili temyiz etmiştir.
Bilindiği üzere; 28.02.2018 tarihli ve 7101 sayılı Kanun ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanununun 7/a maddesinin 1. fıkrasının 9. bendinde; baro levhasına yazılı avukatlara tebligatın elektronik yolla yapılmasının zorunlu olduğu, 4. fıkrasında ise elektronik yolla tebligatın, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı düzenlenmiştir.
Anılan maddeye dayanılarak hazırlanan ve 06.12.2018 tarihli 30617 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, elektronik ortamda yapılacak tebligata ilişkin usul ve esasları düzenleyen Elektronik Tebligat Yönetmeliği 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Elektronik Tebligat Yönetmeliğinin 3. maddesinde;
“Elektronik tebligat: Tebligat Kanunu ve bu Yönetmeliğe uygun olarak elektronik ortamda yapılan tebligat,
Elektronik tebligat adresi: PTT tarafından, gerçek kişiler için kimlik bilgileri, tüzel kişiler için ise tabi oldukları sistem bilgileri esas alınmak suretiyle tek ve benzersiz şekilde oluşturulan ve UETS’ye kaydedilen tebligat adresi,
UETS: Tebligat Kanunu ve bu Yönetmelik uyarınca yapılan elektronik tebligat işlemlerini yürütmek amacıyla PTT tarafından kurulan, işletilen ve güvenliği sağlanan sistem,
Zaman damgası: 5070 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde tanımlanan zaman damgası”olarak tanımlanmıştır.
5070 sayılı Elektronik İmza Kanununda ise “Zaman damgası: Bir elektronik verinin, üretildiği, değiştirildiği, gönderildiği, alındığı ve/veya kaydedildiği zamanın tespit edilmesi amacıyla, elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı tarafından elektronik imzayla doğrulanan kaydı ifade eder.” şeklinde belirtilmiştir.
Elektronik Tebligat Yönetmeliğinin 5/ğ. maddesinde tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olanlar arasında “Baro levhasına yazılı avukatlar” gösterilmiştir
Yönetmeliğin 6. maddesinde elektronik tebligat adresi alma zorunluluğuna tabi olanlar için yapılacak başvuru, 8. maddesinin 1. fıkrasında PTT’nin başvurunun yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde elektronik tebligat adresini, gerçek kişiler için kimlik bilgilerini, tüzel kişiler için ise tabi oldukları sistem bilgilerini esas almak suretiyle tek ve benzersiz olacak şekilde oluşturacağı ve UETS’ye kaydedeceği, elektronik tebligatın hazırlanması ve muhataba ulaştırılmasını düzenleyen 9. maddesinde tebligat çıkarmaya yetkili makam ve mercinin, elektronik tebligat mesajını hazırlayarak, UETS’ye teslim edeceği, UETS’nin elektronik tebligat mesajını zaman damgasıyla ilişkilendirerek muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştıracağı, elektronik yolla tebligatın muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, yukarıda yazılı yasal düzenlemelere göre; tebligat yapılan kişinin avukat olduğu nazara alındığında, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 7/a maddesinin birinci fıkrası tebligatın elektronik yolla yapılmasını zorunlu kılıp posta yolu ile yapılan tebligat yok hükmünde olduğundan, davalı …’ın gerekçeli karardan 20.08.2021 tarihinde icra emri ile haberdar olduğu dikkate alınarak, davalı … vekilinin 01.09.2021 tarihli istinaf başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, istinaf dilekçesinin süre yönünden ret edilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir….” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararının tebliği tarihi itibarıyla davalı vekilinin elektronik tebligat adresinin bulunmadığı, elektronik tebligat yapma imkânının olmadığının sistem üzerinden yapılan incelemeden anlaşıldığı gerekçesi ve önceki gerekçe de tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Direnme kararına karşı süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili, vekil vasıtası ile takip edilen işlerde tebliğin asile değil vekile yapılması gerektiğini, gerekçeli kararın vekillerden hiçbirinin UETS adresine elektronik olarak tebliğ edilmediğini, avukatın UETS hesabının olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tebligatın vekâletnamede adı bulunan avukatlardan herhangi birinin UETS adresine yapılmadığını, avukatla takip edilen işlerde avukatın UETS hesabı yerine büro adresine yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, avukatlara elektronik tebligat yapılması zorunluluğunun kamu düzeni kuralı olduğunu, müvekkilinin hak arama özgürlüğünün ihlal edildiğini öte yandan vekillerin UETS adreslerine tebligat yapılmasının imkânsız olduğunun kabul edildiği düşünüldüğünde dahi ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararına ilişkin yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, gerekçeli kararı tebliğ alan kişinin tebliğ tarihinde dosyada vekâleti bulunan üç avukatın da sekreteri veya katibi olmadığını, esasa ilişkin kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Uyuşmazlık
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda gerekçeli kararın tebliğ tarihi itibarıyla dosyada davalı … vekili olan avukatın elektronik tebligat adresinin bulunup bulunmadığı ve elektronik tebligat yapma imkânının olup olmadığı; tebligat yapılan kişinin avukat olduğu nazara alındığında 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinin birinci fıkrası gereği tebligatın elektronik yolla yapılmasının zorunlu olduğu gözetilerek posta yolu ile yapılan gerekçeli karar tebligatının yok hükmünde mi olduğu buradan varılacak sonuca göre davalı … vekilinin 01.09.2021 tarihli istinaf başvurusunun süresinde olduğunun kabulü ile işin esasının incelenmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

D. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
7201 sayılı Tebligat Kanunu (7201 sayılı Kanun) 7/a maddesi, 06.12.2018 tarihli 30617 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektronik Tebligat Yönetmeliği (Yönetmelik) 3 ilâ 16 ncı maddeleri.

2. Değerlendirme
1. Öncelikle konuyla ilgili kavramlar ve yasal düzenlemeler üzerinde kısaca durulmasında fayda bulunmaktadır.

2. Tebliğ, kelime anlamıyla kısaca bildirim, yazılı bildirme anlamına gelir. Tebliğ kelimesinin çoğulu (tebliğler) olan ve ancak artık bugün için dilimizde (tekil) tebliğ kelimesi ile özdeş olarak kullanılan tebligat terimi, hukuksal bir işlemin ilgili kimsenin bilgisine sunulması için yetkili makamın, yasanın öngördüğü esas ve usule uygun bir biçimde (elektronik ortam dâhil) yazı ile veya ilân yoluyla yaptığı belgeleme işlemi demektir (Ejder Yılmaz /Tecer Çağlar, Tebligat Hukuku, 6. Bası, Ankara 2013, s. 39).

3. Hukuki anlamda tebligat, hukuki işlemlerin kanunda belirtilen usule uygun olarak muhatabına ya da muhatap adına kanunen kabule yetkili şahıslara yazılı olarak bildirimi ve bu bildirimin belgelendirilmesi işlemidir. Tebligatın, yazılı bildirim ve belgelendirme olmak üzere iki ana unsuru vardır. Tarafların, mahkemenin, icra ve iflas dairelerinin yaptıkları işlemlerin tamamlanıp hüküm ifade edebilmesi için genellikle tebliğ edilmiş olması gerekmektedir (Yargıtay İçtihadı Birleştime Büyük Genel Kurulunun 20.11.2020 tarihli ve 2019/2 Esas, 2020/3 Karar sayılı kararı).

4. Elektronik tebligat, tebliğ işleminin elektronik vasıtalarla veya elektronik ortamda yapılmasını, Tebligat Kanunu anlamında elektronik tebligat, PTT tarafından kurulan ve işletilen Ulusal Elektronik Tebligat Sisteminden (UETS) alınan elektronik tebligat adresine, tebligat yapabilecek mercilerin, tebligat mevzuatına uygun bir şekilde yapabildiği tebligatı ifade eder (Hakan Albayrak, Tebligat Hukuku, Güncellenmiş 2. Baskı, Ankara 2022, s. 49).

5. Hukuk sistemimize elektronik tebligat kavramı ilk defa 11.01.2011 tarihinde 7201 sayılı Kanun’a 6099 sayılı Kanun ile eklenen 7/a maddesi ile girmiş, akabinde 2013 yılında Elektronik Tebligat Yönetmeliği yayımlanmış, ancak daha sonra teknolojik gelişmelerle birlikte 15.03.2018 tarihili Resmî Gazete’de yayımlanan 7101 sayılı Kanun ile 7/a maddesi değiştirilerek bu çerçevede önceki Yönetmeliği yürürlükten kaldıran 06.12.2018 tarihinde yayımlanan Elektronik Tebligat Yönetmeliği yürürlüğe konulmuştur.

6. Tebligat Kanunu’nda 7101 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce elektronik tebligat yapma zorunluluğu sadece anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler bakımından mevcut iken 7101 sayılı Kanun değişikliği ile elektronik tebligata tabi olacakların kapsamı genişletilerek bazı gerçek ve tüzel kişiler yönünden elektronik tebligat yapılması zorunlu hâle getirilmiştir. Bu değişiklik sonrası 7201 sayılı Kanun’un 7/a maddesi;
” Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
….
9. Baro levhasına yazılı avukatlar.

Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.
Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.
Bu Kanun uyarınca yapılan elektronik tebligat işlemleri, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi tarafından kurulan ve işletilen Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi üzerinden yürütülür. Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi, sistemin güvenliğini ve bu sistemde kayıtlı verilerin muhafazasını sağlayacak her türlü tedbiri alır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir.

7. Anılan maddeye dayanılarak hazırlanan ve 06.12.2018 tarihli 30617 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, elektronik ortamda yapılacak tebligata ilişkin usul ve esasları düzenleyen Elektronik Tebligat Yönetmeliği 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

8. Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 3 üncü maddesinde gerekli tanımlara yer verilmiş ve;
“Elektronik tebligat: Tebligat Kanunu ve bu Yönetmeliğe uygun olarak elektronik ortamda yapılan tebligat,
Elektronik tebligat adresi: PTT tarafından, gerçek kişiler için kimlik bilgileri, tüzel kişiler için ise tabi oldukları sistem bilgileri esas alınmak suretiyle tek ve benzersiz şekilde oluşturulan ve UETS’ye kaydedilen tebligat adresi,
Elektronik tebligat mesajı: Tebligat çıkarmaya yetkili makam ve merci tarafından güvenli elektronik imza veya elektronik sertifikayla imzalanmış, tebliğ edilecek içerik, ekli dokümanlar ve tebliğ için gerekli muhatap bilgilerinden oluşan elektronik iletiyi,
İşlem kaydı: PTT tarafından elektronik tebligat hizmetinin verilmesi esnasında meydana gelen ve mevzuat gereği kaydının tutulması zorunlu olan tüm bilişim sistemi işlem kayıtlarını,
Muhatap: Elektronik tebligat alıcısı gerçek veya tüzel kişiyi,
PTT: Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketini,
Tebligat çıkarmaya yetkili makam ve merci: Tebligat Kanunu uyarınca tebligat çıkarmaya yetkili merci, idare, kurum, kuruluş ve kişileri,
UETS: Tebligat Kanunu ve bu Yönetmelik uyarınca yapılan elektronik tebligat işlemlerini yürütmek amacıyla PTT tarafından kurulan, işletilen ve güvenliği sağlanan sistemi” şeklinde tanımlanmıştır.

9. Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 5/ğ maddesinde tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olanlar arasında Baro levhasına yazılı avukatlar gösterilmiştir. Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde elektronik tebligat adresi alma zorunluluğuna tabi olanlar için yapılacak başvurunun zorunluluğun başladığı tarihten itibaren bir ay içinde ilgili kurum, kuruluş veya birlik tarafından PTT’ye yapılacağı, 8 inci maddesinin birinci fıkrasında PTT’nin başvurunun yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde elektronik tebligat adresini, gerçek kişiler için kimlik bilgilerini, tüzel kişiler için ise tabi oldukları sistem bilgilerini esas almak suretiyle tek ve benzersiz olacak şekilde oluşturacağı ve UETS’ye kaydedeceği, ikinci fıkrasında ise PTT’nin elektronik tebligat adresi alma zorunluluğuna tabi olanlar için oluşturduğu elektronik tebligat adresini, adres sahibine teslim edilmek üzere ilgili kurum, kuruluş veya birliğe göndereceği, teslim işleminin gerçekleştiği bilgisi kendisine iletildikten sonra bu adresi tebligat çıkarmaya yetkili makam ve mercilerin kullanımına derhâl sunacağı, elektronik tebligatın hazırlanması ve muhataba ulaştırılmasını düzenleyen 9 uncu maddesinde ise tebligat çıkarmaya yetkili makam ve mercinin, elektronik tebligat mesajını hazırlayarak, UETS’ye teslim edeceği, UETS’nin elektronik tebligat mesajını zaman damgasıyla ilişkilendirerek muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştıracağı, elektronik yolla tebligatın muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı belirtilmiştir.

10. Yine Yönetmeliğin 16 ncı maddesinde Kanun’un 7/a maddesindeki düzenlemeyle paralel şekilde elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde Tebligat Kanunu’nda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılacağı düzenlenmiştir.

11. Görüldüğü üzere muhataba elektronik yolla tebligat yapılabilmesi için onun kayıtlı elektronik tebligat adresinin olması gerekir. Elektronik tebligat adresi bulunan muhataplara elektronik tebligat adresi aldıktan sonra klasik yolla tebligat yapılamayacak doğrudan elektronik yolla tebligat yapılması gerekecektir. Bu durumun istisnası elektronik tebligatın zorunlu sebeple yapılamaması hâlidir. Elektronik tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde 7201 sayılı Kanun’da belirtilen diğer usullerle tebligat yapılacağı hem 7201 sayılı Kanun’nda hem de Yönetmelik’te düzenlenmiş ancak elektronik tebligatın yapılamamasının neden olan zorunlu sebeplerin neler olduğuna açıkça yer verilmemiştir.

12. Tebligatın çıkarılacağı tarihte altyapının zarar görmesi sebebiyle UETS’nin çalışmaması veya muhatabın başvurusu üzerine elektronik tebligat adresinin kapatılmış olması gibi sebeplerin varlığı hâlinde elektronik tebligatın yapılmasını imkânsız kılan bir durumun varlığı kabul edilebilir. Bu gibi hâllerde, muhataba ait olan herhangi bir elektronik adrese elektronik tebligat mesajı gönderilmemelidir. Buna rağmen tebligat evrakı elektronik yolla (mesela UYAP üzerinden) gönderilirse, tebligat işleminin yokluğu söz konusu olur. Zira başka bir sistem veya UETS’ye kayıtlı olmayan bir elektronik adres Tebligat Kanunu anlamında belgelendirme işlevini haiz değildir. Bu yüzden, Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinin üçüncü fıkrasında ve yine Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 16 ncı maddesinde açıkça ifade edildiği üzere elektronik tebligat yapılamıyorsa, Tebligat Kanunu hükümlerinde öngörülmüş diğer klasik usullere göre tebligat yapılmalıdır (Taner Emre Yardımcı, “Yeni Elektronik Tebligat Yönetmeliği Çerçevesinde Elektronik Tebligat”, Ankara Barosu Dergisi, 2019/3, s.12).

13. Tüm bu açıklamalar karşısında baro levhasına yazılı avukat 7201 sayılı Kanun’un 7/a maddesine göre kendisine elektronik tebligat yapılması zorunlu olan gerçek kişilerden ise de tebligatın yapılacağı tarihte elektronik tebligat adresinin bulunmaması veya kendisi için oluşturulan adresin aktivasyon işlemi yapılarak kullanıma açılmamış olması durumunda elektronik tebligat yapılması mümkün olmadığından yargılama sürecinin işletilebilmesi için 7201 sayılı Kanun’nun 7/a maddesinin üçüncü fıkrası ve yine Yönetmeliğin 16 ncı maddesinde açıkça ifade edildiği üzere bu zorunlu sebepten dolayı 7201 sayılı Kanun’da öngörülen diğer klasik usullere göre tebligat yapılması gereği açıktır. Bu durum zorunlu sebep sayılmadığı takdirde yargılama süreci elektronik tebligat adresi kullanımı zorunlu olduğu hâlde elektronik tebligat adresini kullanıma açmayan gerçek veya tüzel kişinin keyfine bırakılmış olacaktır ki böyle bir durumun kabul edilmesi mümkün değildir.


14. Somut olayda yargılama sırasında dava konusu taşınmazı temlik alan ve davalı sıfatı ile davaya dahil edilen … vekili Avukat … tarafından 22.07.2020 tarihinde dosyaya vekâletname ibraz edildiği, duruşma günü tebliği için çıkarılan iki adet tebligatın 15.09.2020 ve 09.11.2020 tarihlerinde, değişik iş kararına ilişkin tebligatın da 20.01.2021 tarihinde klasik usulle daimi çalışan sıfatı ile … imzasına tebliğ edildiği, İlk Derece Mahkemesi kararının dahili davalı vekili Avukat …’e 02.07.2021 tarihinde yine klasik usulle daimi çalışan sıfatı ile … imzasına tebliğinden sonra tarafların istinaf etmemeleri üzerine kesinleşme şerhi düzenlendiği, bu aşamadan sonra daha önce dosyada vekâletnamesi bulunmayan dahili davalı … vekili olarak Avukat … tarafından 27.08.2021 tarihinde vekâletname ibraz edilerek 20.08.2021 tarihinde gerekçeli karar tebligatının öğrenildiği iddiası ile 01.09.2021 tarihinde istinaf dilekçesi sunulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince klasik usulle önceki vekile yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu, bu nedenle süresinde ibraz edilmediği gerekçesiyle istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

15.Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dahili davalı vekili Avukat …’e yargılama sürecinde tebligatların tamamının klasik usulle yapıldığı, baroya kayıtlı avukat olarak kendisine elektronik tebligat yapılması zorunlu ise de gerekçeli kararın tebliği tarihi itibarıyla elektronik tebligat adresi bulunmadığından elektronik tebligat yapma imkânı olmadığı dikkate alındığında bu zorunlu sebepten dolayı gerekçeli kararın dahili davalı vekiline klasik usulle tebliğ edilmesinin 7201 sayılı Kanun’nun 7/a maddesinin üçüncü fıkrası ve yine Yönetmeliğin 16 ncı maddesine uygun olduğu anlaşılmakla klasik usulle (posta yoluyla) yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu söylenemez.

16. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında yasa koyucunun nizam çabasının kişilerin insiyatifine bırakılmayacağı, hâkimin yargılamanın sağlıklı işlemesi için her türlü tedbiri almakla yükümlü olduğu, mahkemenin zorlayıcı tedbirleri alarak kanunun emredici hükümlerini yerine getirmesi gerektiğinden gerekçeli kararın tebliği tarihinde vekilin elektronik tebligat adresi bulunmasa da mahkemece vekilin elektronik tebligat adresi kullanımı konusunda gerekli tedbirlerin alınması sağlanarak gerekçeli kararı elektronik tebligat yoluyla tebliğ etmesi gerektiğinden direnme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

17. Hâl böyle olunca usul ve yasaya uygun olan direnme kararı onanmalıdır.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı … vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan direnme kararının ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.01.2024 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu