12. Hukuk Dairesi2023 Yılıİstinaf&Temyiz

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince ”tebliğinden itibaren” denilmek suretiyle istinaf süresi konusunda tarafları yanıltacak şekilde hüküm oluşturulduğu bu hükme göre tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf başvurusunun yapıldığı gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince ”tebliğinden itibaren” denilmek suretiyle istinaf süresi konusunda tarafları yanıltacak şekilde hüküm oluşturulduğu bu hükme göre tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf başvurusunun yapıldığı gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-

Dava, alacaklının İİK’nın 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.

Mahkemece, dava konusu haczin borçlu şirketin sicil adresinde veya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmadığı, haciz mahallinde borçlu şirkete ait belge, bilgi bulunmadığı, borçlu şirket yetkilisi yada ortaklarının haciz mahallinde hazır olmadığı hususları bir arada değerlendirilerek mülkiyet karinesinin 3. kişi lehine olduğu, davacının karinenin aksini ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin yüzüne karşı verildiği ve 10 günlük yasal başvuru süresi geçtikten sonra 22.11.2022 tarihinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun süre yönünden usulden reddine kesin olarak karar verildiği görülmektedir.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 363/1. maddesine göre istinaf yoluna başvuru süresi tefhim veya tebliğden itibaren on gündür.

Somut olayda, ilk derece mahkemesince 12.9.2022 tarihli duruşmada taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildiği, ancak tebliğden itibaren 10 gün içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulabileceğinin belirtildiği, davacı vekiline 12.11.2022 tarihinde gerekçeli kararın tebliğ edildiği, davacı vekilinin de 22.11.2022 tarihinde istinaf dilekçesi sunduğu görülmektedir.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.04.2023 tarih, 2021/5 Esas 2023/2 Karar sayılı kararına göre; Hâkimin uyuşmazlıkta uygulanacak kanun hükmünü tespit ederek re’sen uygulama ve bu çerçevede kanun yolu süresini de taraflara doğru gösterme yükümlülüğünün kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece hatalı şekilde kanun yolu süresinin yanlış gösterilmesi nedeniyle kanunda belirtilen süre içerisinde kanun yollarına başvurma hakkının kullanılamaması lehine olan taraf için usule ilişkin kazanılmış bir hakkın doğduğunun kabul edilemeyeceği, zira usule ait kazanılmış hak esasının bir istisnası olarak kamu düzeni ile ilgili konularda usulî kazanılmış haktan söz edilemeyeceği hususu da vurgulanmış, hukuk davalarında hükümde kanun yolu süresinin hatalı gösterilmesi halinde hatalı gösterilen kanun yolu süresi içinde yapılan kanun yolu başvurusunun incelenmesi gerektiğine karar verilmiştir.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesinin kesin nitelikli karara karşı temyiz isteminde bulunulduğu gerekçesi ile verdiği temyiz talebinin reddine dair 10.2.2023 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra Bölge Adliye Mahkemesinin asıl kararının temyiz incelemesine geçilmekle;

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince ”tebliğinden itibaren” denilmek suretiyle istinaf süresi konusunda tarafları yanıltacak şekilde hüküm oluşturulduğu bu hükme göre tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf başvurusunun yapıldığı gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, davacının istinaf isteminin süresinde yapıldığının kabulü ile istinaf başvurusunun esası incelenerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.11.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 29.11.2023 T. E: 5328, K: 7997

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu