Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz YoluYargıtay Kararları

Borçlu şirket, yapılan takibe karşı çift imza ile temsil edildiğini, tek imza ile imzalanan çekten dolayı borçtan sorumlu olmadığını ileri sürmüştür. Borçlu şirketin itirazı İİK.’nun 169/1 ve 169/a maddeleri hükümleri uyarınca borca itiraz niteliğindedir.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2021/7362
KARAR NO : 2022/653

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 09/03/2021
NUMARASI : 2020/1204-2021/580
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından üç adet çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlu şirket İcra Mahkemesine müracaatla ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, takibe konan çeklerin karşılıksızdır işlemine tabi tutulmadığından kambiyo takibine konu edilemeyeceğini, borçlu şirketin müşterek imza ile temsil edildiğini ve tek imzanın şirketi bağlamayacağını belirterek, takibin iptali ile alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiği, İcra Mahkemesince usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilerek tebliğ tarihinin düzeltildiği, çeklerin süresinde ibraz edildiğinden bahisle çeklerin kambiyo takibine konu edilemeyeceğine ilişkin şikayetin reddine ve borçlu şirket takibe konu çeklerin keşide tarihinde çift imza ile temsil olunduğundan takibin durdurulması ile alacaklının kötü niyetli olmadığı değerlendirilerek kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verildiği, tarafların kararı istinaf etmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK’nun 169/a-6. maddesinde; borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, borçlunun isteği üzerine kötü niyeti veya ağır kusurunun bulunması koşuluyla alacaklının, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır.
Borçlu şirket, yapılan takibe karşı çift imza ile temsil edildiğini, tek imza ile imzalanan çekten dolayı borçtan sorumlu olmadığını ileri sürmüştür. Borçlu şirketin itirazı İİK.’nun 169/1 ve 169/a maddeleri hükümleri uyarınca borca itiraz niteliğindedir. O halde Mahkemece, borçlunun borca itirazının kabul edilerek, İİK’nın 169/a-6. maddesi gereğince çeklerin lehtarı olan alacaklının, çeklerin keşidecisinin tek imza ile sorumlu olup olmadığını bilebilecek durumda olması nedeniyle kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekeceğinden, talebi bulunan borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken tazminat isteminin reddine karar verilmesi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi’ nin 09.03.2021 tarih ve 2020/1204 E.-2021/580 K. sayılı istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA, Tosya İcra Hukuk Mahkemesi’ nin 31.10.2018 tarih ve 2018/22 E.- 2018/36 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 19/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Related Articles

Back to top button