12. Hukuk Dairesi2024 YılıHaczedilmezlik

Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması gerekir. Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi veya kiraya vermesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmaz.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2023/4448
KARAR NO: 2024/1334
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 06.03.2023
NUMARASI : 2022/3382-2023/447
 Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlu aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, müvekkiline ait 541 parsel-105 parsel-106 parsel-375 parsel-456 parsel sayılı taşınmazların haczedildiğini, müvekkilinin asıl işinin çiftçilik olması sebebiyle haczin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek İİK’nın 82/4 maddesi uyarınca haczin kaldırılmasını talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince, borçlunun çiftçi kayıt sisteminde kaydının bulunmadığı geçimini çiftçilikle sağladığı ispatlanamadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği, karara karşı borçlu vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, anılan kararın  borçlu vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
  İİK’nın 82. maddesinin birinci fıkrasının 4. bendinde; ”Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletlerinin…” haczedilemeyeceği belirtildikten sonra, aynı maddenin üçüncü fıkrasında; ”Birinci fıkranın (2), (4), (7) ve (12) numaralı bentlerinde sayılan malların kıymetinin fazla olması durumunda, bedelinden haline münasip bir kısmı, ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır” hükmüne yer verilmiştir. Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.12.1972 tarihli ve 542/1979 sayılı kararında; “maddede sözü edilen aile tabirine, davacının, kanunen geçindirmekle yükümlü olduğu kimselerin dahil olacağı ve haczi caiz olmayan arazi tespitinde, böyle bir ailenin geçimi için zaruri olup olmadığının göz önünde tutulması gerektiği” belirtilmiştir.
 Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması gerekir. Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi veya kiraya vermesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmaz. Böyle bir durumda, borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığı araştırılıp tesbit edildikten sonra, kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen haczedilmeyen tüm taşınmazları, keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Öte yandan çiftçi olan borçlunun, emekli maaşı alması da çiftçilik vasfını ortadan kaldırmaz. Böyle bir durumda borçlunun, kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı belirlenirken, aldığı emekli maaşı da dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekir. 
 Somut olayda, Ziraat Odası Başkanlığı ve  Ziraat Odası Başkanlığı cevabı yazılarına göre borçlunun çiftçi kaydı bulunmadığı, sosyal ve ekonomik durum araştırmasında emekli olduğu, evli, bir çocuklu olduğu, üzüm bağlarından yıllık 100.000,00 TL kazandığı tespit edildiği anlaşılmakla beraber mahkemece, borçlunun geçimini çiftçilik ile sağlayıp sağlamadığına dair belirsizliğin de giderilmediği anlaşılmaktadır.
 O halde mahkemece, borçlunun ziraat ile meşgul olup olmadığının, ilgili kurumlardan araştırılıp, tereddüde mahal olmayacak şekilde belirlenmesinden sonra, çiftçilik mesleğini icra ettiği tespit edildiği takdirde, gerekirse şikayet tarihinde haczedilen ve haczedilmeyen tüm taşınmazlarından elde ettiği gelir tespit edilip, haciz anında kanunen bakmakla yükümlü oldukları kişilerin kimler olduğu, haczedilen tarla vasfındaki taşınmazların, kendileri ve ailelerinin geçimleri için zaruri olup olmadığı ya da ne kadarının zorunlu olduğunun belirlenmesiyle, elde edilen tüm veriler birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
   SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca, istinaf talebinin esastan reddine ilişkin İzmir  Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin  06.03.2023  tarih 2022/3382 E.-2023/447 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, Turgutlu İcra Hukuk Mahkemesinin 29.09.2022 tarih 2022/115  E.-2022/202  K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu