T. C.
Y A R G I T A Y
6 . H U K U K D A İ R E S İ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
Esas No : 2023/4119
Karar No : 2024/1700
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20.10.2022
SAYISI : 2019/185 E., 2022/325 K.
DAVA TARİHİ : 09.10.2014
HÜKÜM/KARAR : Kabul
TEMYİZ EDEN :Davalı vekili
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve temyiz incelemesinden geçen sıra cetveline itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı borçluya ait taşınmazın 151.500,00 TL bedelle dosya alacaklısı Adil Akdemir’e alacağa muhsuben satılarak paraya çevrildiğini, ancak ilk sıradaki haczin hukuki niteliğe haiz olmadığını, ilk sıradaki alacaklının alacağı kambiyo senedine dayalı olduğundan ve kambiyo senedi her zaman düzenlenebilir belgelerden olduğundan ispat yükünün davalıya ait olduğunu, haczin muvazaalı takip neticesinde konulduğunu, satışın usulsüz bir şekilde alacağa mahsuben gerçekleştiriliğinden yani icra dosyasına satış bedeli alınmadığından dolayı davanın lehe sonuçlanması halinde dosyada tahsil edilecek herhangi bir ihale bedeli bulunmayacağından esasında bu hususun bir yolsuz tescil olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.04.2015 tarihli ve 2014/596 Esas, 2015/173 Karar sayılı kararıyla; davacının muvazaa nedeniyle sıra cetveline itiraz davası açtığı, ancak icra dairesince düzenlenmiş herhangi bir sıra cetvelinin bulunmadığı, sıra cetvelinin düzenlenmemesi halinde bu hususun icra dairesinin işlemini şikayet olarak icra hukuk mahkemesine başvurulabileceği, sıra cetvelinin düzenlenmesinden sonra mevcut davanın açılabileceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin (Yargıtay kapatılan 23. Hukuk Dairesi) 03.10.2017 tarih ve 2015/7924 Esas, 2014/2480 Karar sayılı ilamıyla; icra memuru tarafından bedeli paylaşıma konu taşımazın satış bedeli ancak ilk haciz sahibi alacaklıya yettiğinden bahisle sıra cetveli düzenlenmeden satış bedelinin bu alacaklıya ödenmesine ilişkin kararın teknik anlamda bir sıra cetveli olduğu, diğer alacaklıların muvazaaya dayalı itiraz davası açabileceği, bu nedenle mahkemenin yazılı gerekçelerle davanın reddine karar vermesi doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile borçlu adına kayıtlı taşınmazın talimat dosyasında 151.500,00 TL bedelle davalının alacağına mahsuben satıldığı, davalının takibinin her biri 20.000 USD meblağlı ve 30.05.2006 tanzim tarihli 30.06.2006 – 30.07.2016 – 30.08.2006 – 30.09.2006 -30.10.2006 -30.11.2006 tarihli 120.000 USD asıl alacak, 36.200 USD faizi toplamı 136.200 USD karşılığı 163.862,22 YTL tutarlı 6 bonoya dayandığı, bu bonoların davalının ortağı olan Mehmet Sedat Özyürek’in borçlu Bekir Şahin’den aldığı çeklerin iade edilmesi üzerine davalıya ortaklık payı olarak verildiğinin iddia edildiği, her zaman düzenlenmesi mümkün olan bononun, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmadığı, ispat yükünün davalıda olduğu ve davalının borçlu Bekir Şahin ile aralarındaki alacağın muvazaalı olmadığına dair başkaca delil sunmadığı, davalının alacağını ispat edemediği ve bunun sonucunda alacağının muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkili alacağının davacının alacağından önce doğduğunu, 2010 yılında doğacak olan alacağın 3 yıl öncesinden bilinemeyeceğini, muvazaanın ileri sürülemeyeceğini, davanın süresinde açılmadığını, davacının devam eden haczi bulunmadığını, müvekkili alacağının gerçek alacak olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muvazaa nedeni ile sıra cetveline itiraza ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
İİK’nın 142. maddesi
3. Değerlendirme
Sonradan doğacak bir borç için önceden muvazaa yapılamaz. Bu nedenle alacağı dava ettiği takipten sonra doğan bir alacaklının önceden yapılan takip nedeniyle dava açması mümkün değildir.
Somut olayda, davalının icra takibine dayanak 6 adet bononun tanzim tarihleri 30.06.2006-30.11.2006 (dahil) tarihleri arasında olup, icra takibi ise 17.10.2007 tarihidir. Davacının icra takibine dayanak senedin 05.07.2010 vade tarihli olduğu ve davacı takip tarihinin 28.07.2010 olduğu dikkate alındığında, davalı alacağının dayanağı bonoların en son düzenlenebileceği tarih davalı takip tarihi olan 17.10.2007 olup davacının alacağının doğumundan çok önce olduğu sabittir.
Bu durumda mahkemece, daha önce doğan alacağın daha sonra doğan alacağa muvazaa teşkil etmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcın istek hâlinde ilgilisine iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.