Taraflar arasında görülen davada … 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 04.07.2017 tarih ve 2016/14 E. – 2017/612 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nce verilen 07.04.2021 tarih ve 2018/405 E- 2021/582 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi A. H. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.**
Davacı vekili, davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu hakkında … 3. İcra Müdürlüğü’nün 2013/37 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bu takip dosyasında davacıya, A. inşaat firmasının hak ve alacaklarının haczi için 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, sonrasında sırasıyla 89/2 ve 39/3 ihbarnameleri gönderildiğini, icra dosyasındaki borçlu şirket ile müvekkili şirket arasındaki iş ortaklığına ilişkin 02.04.2015 tarihli sözleşmenin 3. maddesine göre iş ortaklığının faaliyet konusunun ”S. Bakımevi Sahasma 7600 Ton Kapasiteli Sabit Asfalt Tankları ve Müştemilat Binaları ile 60 Tonluk Kantar Yapımı” işi ile sınırlı olduğunu, müvekkili firma yetkilisinin ihbarnamelerden haberdar olmaması nedeniyle süresinde itiraz edemediğini ileri sürerek, davacının dava dışı takip borçlusuna borçlu olmadığının tespiti ile üçüncü haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile borçlu arasında ticari ve mali ilişkinin bulunduğunu, davacı şirketin banka hesap hareketlerinin sağlanması halinde ticari ilişkinin varlığının anlaşılacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı şirket ile dava dışı takip borçlusu A. İnşaat Tesc. Ltd. Şti arasında ticari ilişkin bulunup bulunmadığı kapsamında davacı şirketin hesap hareketleri bulunan bankalara müzekkereler yazıldığı, banka kayıtlarına göre iki şirket arasında ticari ilişkinin bulunmadığının anlaşıldığı, davacı ile dava dışı borçlu şirket arasında bugüne kadar hiç cari hesap olmadığının anlaşıldığı, davacı şirket ile dava dışı şirket arasında herhangi bir ticari ve mali ilişkiyi belirten fatura banka dekontu, tahsil, tediye, sözleşmesinin bulunmadığı, davacı şirket ile dava dışı şirket arasında ticari ilişkinin 02/04/2015 tarihinde taraflar arasında düzenlenen iş ortaklığı sözleşmesi ile sınırlı olduğu, ayrıca bilirkişilerce davacı şirketin 2015 yılı ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapıldığı ve yapılan incelemeler neticesinde dava dışı A. İnşaat Tes. Ltd Şti arasında ticari ilişkiyi belirten kaydın bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının dava dışı – takibp borçlusu A. İnş. Tes. Ltd. Şti firmasına borçlu olmadığının ve bu firmanın davacı yedinde her hangi bir hak ve alacağının bulunmadığının tespitine, … 3. İcra Müdürlüğünün 2013/37 sayılı dosyasından gönderilen 89/3 haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, karar usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine ancak davanın kabulüne karar verildiğine göre menfi tespit kararı ile yetinilmesi gerekirken icra takip işlemi olan haciz ihbarnamesinin de iptaline karar verilmesi doğru görülmediği gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararının düzeltilmesine ve yeniden hüküm kurulmasına, buna göre davanın kabulüne, davacının dava dışı takip borçlusu A. İnş. Tes. Ltd. Şti firmasına borçlu olmadığının ve bu firmanın davacı yedinde her hangi bir hak ve alacağının bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, dava dışı şirket hakkında başlatılan icra takibi ile ilgili olarak davacıya gönderilen haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz edilemediğinden bahisle davacının takip borçlusuna borcunun olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığının tespitine ve gönderilen 3. haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmiş, davalı vekilinin kararı istinaf etmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ancak haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden hüküm tesis edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun “Duruşma yapılmadan verilecek kararlar” başlıklı 353. maddesinin 6. maddesinin (b) bendinde “Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak 1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir” düzenlemesine yer verilmiş olup, istinaf mahkemesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildikten sonra yazılı şekilde ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden hüküm kurulması mezkur maddede sayılan ihtimallerle çelişki oluşturduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen bozulması gerekmiştir.
2- Kabule göre de dava dışı takip borçlusu A. İnş. Teç Ltd. Şti.’nin ticaret defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı şirket ile arasında geçmişe dayalı ticari ilişki bulunup bulunmadığı, davacının adıgeçen dava dışı şirketten alacaklı olup olmadığının tespiti ile varılacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 19.12.2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai karada, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakınından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına, davacının usulüne uygun düzenlenen ticari defterlerine ve yapılan araştırma sonuçlarına göre davacının dava dışı şirkete borçlu olduğunun ispat edilememesine, dava dışı şirketin ticari defterlerinde yapılacak tek taraflı incelemenin davacı aleyhine sonuç doğurmayacak olmasına, davacının dava dışı şirkete borçlu olduğu hususunun başkaca yasal delillerle ispat edilememiş bulunmasına, Bölge Adliye Mahkemesince tesis olunan hükmün 6100 sayılı HMK 353/6-b maddesi gereğince usulüne uygun kurulmuş olmasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.
11. HD. 19.12.2022 T. E: 2021/4748, K: 9205