12. Hukuk Dairesi2021 YılıHacizİpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İcra Takibi

Dava dışı takip borçluları tarafından alacaklıya karşı takibin taliki veya iptali talepli dava açıldığı, açılan davanın yargılaması sırasında takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiği ve sonrasında davanın kabulüne ve davacı borçlular yönünden takibin iptaline karar verilmiş olup, tarafların temyiz etmemesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşıldığından, dava dışı borçluların yaptığı itiraz, İİK 78/2’de belirtilen itiraz kavramına girmeyeceğinden 1 yıllık sürenin hesaplanmasında dikkate alınmayacağı

Dava dışı takip borçluları tarafından alacaklıya karşı takibin taliki veya iptali talepli dava açıldığı, açılan davanın yargılaması sırasında takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiği ve sonrasında davanın kabulüne ve davacı borçlular yönünden takibin iptaline karar verilmiş olup, tarafların temyiz etmemesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşıldığından, dava dışı borçluların yaptığı itiraz, İİK 78/2’de belirtilen itiraz kavramına girmeyeceğinden 1 yıllık sürenin hesaplanmasında dikkate alınmayacağı- Alacaklı, İİK. 150/e uyarınca, bir yıllık yasal sürede masrafını da yatırmak suretiyle satış talebinde bulunmadığına göre takibin düşmüş olacağı ve ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-

Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkik borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Duyan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü

Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, süresinde satış istenmemesi nedeniyle takibin düşmesine rağmen 19.07.2018 tarihinde yapılan ihalenin usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshini istediği, İlk Derece Mahkemesi’nce, şikayetin reddi ile borçlu aleyhine para cezasına hükmedildiği, şikayetçi borçlu tarafından bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

İİK’nun 150/e maddesinin, icra emri tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan hükmüne göre; “Alacaklı, taşınır rehnin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren 6 ay içinde, taşınmaz rehninin satışını da aynı tarihten itibaren 1 yıl içinde isteyebilir. Satış yukarıdaki fıkrada gösterilen müddetler içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddetler içinde yenilenmez ise takip düşer. 78. maddenin ikinci fıkrası hükmü, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipte de kıyasen uygulanır.” Buna göre, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibinde, alacaklının ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren taşınmazlar için 1 yıl içinde satış isteme zorunluluğu vardır. İİK.’nun 150/e maddesi son fıkrasının göndermesiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanunun 78/2. maddesinde belirtilen “itiraz” kavramından, icra mahkemesine İİK.’nun m. 68-68/a maddeleri uyarınca yapılan itirazın kaldırılması talebinin, aynı maddede yazılı “dava” kavramından ise genel mahkemelere İİK.’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasının anlaşılması gerektiği kuşkusuzdur. Bu nedenle icra mahkemesinde kıymet takdirine itiraz edilmesi, satış isteme süresinin işlemesini durdurmaz (Prof. Dr. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, sh. 1021).

Somut olayda, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı takipte, dava dışı takip borçluları tarafından 29/11/2012 tarihinde İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesinde 2012/1665 esas sayılı dosyası ile alacaklıya karşı takibin taliki veya iptali talepli dava açıldığı, açılan davanın yargılaması sırasında 16/01/2013 tarihinde takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiği görülmektedir. Anılan Mahkeme’nin 2012/1665 E., 2015/557 K. ve 23.06.2015 tarihli kararı ile davanın kabulüne ve davacı borçlular yönünden takibin iptaline karar verilmiş olup, tarafların temyiz etmemesi üzerine kararın 04.07.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Yukarıda belirtilen ilkeler göz önüne alındığında dava dışı boçluların İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesine yaptığı itiraz, İİK’nun 78/2. maddesinde belirtilen itiraz kavramına girmeyeceğinden 1 yıllık sürenin hesaplanmasında dikkate alınmaz. Diğer taraftan İİK’nun 364/3. maddesi gereğince, temyiz, satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. Bu hükme göre, takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen icra mahkemesi kararları kesinleşmeden satış yapılamaz ise de satış talebi icra işlemi olup, takibe itiraz edilmiş olması alacaklının satış talebinde bulunmasına engel değildir.

Bu durumda borçluya icra emrinin 28.11.2012 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklının 1 yıllık yasal süre içinde satış talebinde bulunmadığı anlaşılmaktadır.

O halde mahkemece, alacaklı, İİK’nun 150/e maddesi hükmüne uygun şekilde bir yıllık yasal sürede masrafını da yatırmak suretiyle satış talebinde bulunmadığına göre, takip düşmüş olup, satışın yapılması mümkün olmadığından, İlk Derece Mahkemesi’nce, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesi’nce verilen şikayetin reddine ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesi’nce esastan reddedilmesi isabetsiz olmakla, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 18.05.2021 tarih ve 2021/779 E. – 2021/1182 K. sayılı istinaf talebinin reddine ilişkin kararının (KALDIRILMASINA), Datça İcra Hukuk Mahkemesi’nin 05.03.2020 tarih ve 2019/67 E. – 2020/19 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğininde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18/11/2021gününde oy birliğiyle karar verildi verildi.

12. HD. 18.11.2021 T. E: 10044, K: 10347

Related Articles

Back to top button