Dava konusu taşınmazda idare ile birlikte yirmi hissedarın bulunduğu, kamulaştırmaya ilişkin bir şerh bulunmadığı, idare tarafından İcra Müdürlüğüne sunulan talep yazısında taşınmazda bulunan muhdesatların Kamulaştırma Kanunu’nun 20. maddesine göre icraen tahliye edilmesinin istenildiği, söz konusu taşınmazın idare adına tapuya tescil edilmediği dolayısıyla taşınmaz ve taşınmaz üzerindeki muhdesatlar kamulaştırılmış olsa bile taşınmaz idare adına tescil edilmediğinden taşınmazda bulunan muhdesatların Kamulaştırma Kanunu’nun 20. maddesine göre icraen tahliye edilmesinin ve taşınmazda bulunan kişilere tahliye için muhtıra gönderilmesinin mümkün olmadığı-
I. DAVA
Şikayet eden vekili şikayet dilekçesinde; tahliyesi istenilen yerle ilgili yapı kayıt belgesi olduğunu, tahliye muhtırasından evvel tarafına ödeme emri ya da herhangi bir tebligat gönderilmediğini, taşınmaz üzerinde abisi N. Algıer’in hissesi bulunduğunu ileri sürerek tahliye muhtırasının ve takibin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Karşı taraf vekili cevap dilekçesinde; 1018 parsel sayılı taşınmazın ifraz sonrasında 1865 ve 1866 parsellere ayrıldığını, taşınmazın kamulaştırılmasının tamamlanması üzerine hak sahiplerine bedellerin ödendiğini, N. Algıer tarafından taşınmazın boş olarak teslim edileceği 19.06.2000 tarihli tutanakla taahhüt edildiğini beyan ederek talebin reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 17.08.2020 tarihinde davacıya usulüne uygun tebligatların çıkartıldığı, 19.06.2000 tarihinde tahliye işlemine konu binanın boş olarak teslim edileceğinin taahhüt edildiği, TMK’nın 705. maddesi uyarınca kamulaştırma işleminin mülkiyetin tescilsiz kazanıldığı hallerden biri olduğu ayrıca şikayet edenin abisinin taşınmaz üzerinde malik olup olmamasının tahliyeye etkisi olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet eden vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Takibe dayanak bilgi ve belgelerin tarafına tebliğ edilmediğini, kamulaştırmanın evin bahçesinin küçük bölümünü kapsadığı, tahliye talebinin hukuka aykırı olduğu beyan edilerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 1018 parsel sayılı taşınmazın ifraz işleminden sonra 1865 ve 1866 sayılı parsel sayılı iki taşınmaz haline geldiği, 1866 parsel sayılı taşınmazın tapuya yol olarak kayıt edilip şikayetin 1866 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olduğu, 1866 parsel sayılı taşınmazda idare ile birlikte yirmi hissedarın bulunduğu, kamulaştırmaya ilişkin bir şerh bulunmadığı, idare tarafından İcra Müdürlüğüne sunulan talep yazısında taşınmazda bulunan muhdesatların Kamulaştırma Kanunu’nun 20. maddesine göre icraen tahliye edilmesinin istenildiği, 1866 parsel sayılı taşınmazın idare adına tapuya tescil edilmediği dolayısıyla taşınmaz ve taşınmaz üzerindeki muhdesatlar kamulaştırılmış olsa bile taşınmaz idare adına tescil edilmediğinden taşınmazda bulunan muhdesatların Kamulaştırma Kanunu’nun 20. maddesine göre icraen tahliye edilmesinin ve taşınmazda bulunan kişilere tahliye için muhtıra gönderilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle şikayet eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikâyetin kabulü ile Alanya İcra Müdürlüğü’nün 2020/13648 Esas sayılı dosyasından düzenlenen tahliye muhtırasının iptal edilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde karşı taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Kamulaştırma bedellerinin hak sahiplerine ödendiğini, rızaen tahliye olmadığı için takip başlatıldığını, 19.06.2000 tarihinde N. Algıer tarafından tahliyenin taahhüt edildiğini beyan ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Kamulaştırma Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca gönderilen tahliye emrinin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Kamulaştırma Kanunu’nun 20. maddesi
3. Değerlendirme
1-Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2-Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup karşı taraf vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz eden harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.05.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
12. HD. 18.05.2023 T. E: 2022/10860, K: 3546