2019 Yılı3. Hukuk Dairesi

Davacının kira dönemi sona ermeden kiralananı tahliye ettiği, davalının zarar görmesine sebebiyet verdiği, kimse kendi kusuruna dayanarak bundan bir hak talep edemez kuralının hukukun genel ilkelerinden olduğu-

Davacının kira dönemi sona ermeden kiralananı tahliye ettiği, davalının zarar görmesine sebebiyet verdiği, kimse kendi kusuruna dayanarak bundan bir hak talep edemez kuralının hukukun genel ilkelerinden olduğu-

Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili kiracının kira sözleşmesini feshettiğini, anahtarın 01.08.2012 tarhinde notere teslim edildiğini, 5.000 TL depozito bedelini 2012 Haziran, Temmuz aylarına mahsup etmek istediklerini ancak davalının kabul etmediğini, icra takibi başlattığını ve 2012 Haziran, Temmuz ayları kira bedelinin icra dosyasına ödendiğini, davalının depozito bedelini iade etmesi gerektiğini, depozito alacağının iadesine yönelik başlatılan icra takibine haksız itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili; davacının dönem sonunu beklemeden erken tahliye ettiğini, taşınmazı ancak 01.10.2012 tarihinde yeniden kiraya verdiklerini, üç aylık kira kayıplarının olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece taşınmazın yeniden kiraya verilmesi için makul sürenin iki ay olduğu, kiraya verenin iki aylık 5.000 TL kira bedeli talep edebileceği ancak, taşınmazın daha yüksek bedelle aylık 2.900 TL ye kiraya verildiği dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile 2.800 TL asıl alacak ve 337.40 TL işlemiş faiz yönünden itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davalının temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;

Taraflar arasında düzenlenen 01.05.2007 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. TBK.nun 325. maddesinde; “Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği taktirde, kira sözleşmesinden doğan borçları kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Kiracının bu sürenin geçmesinden önce kiraya verenden kabul etmesi beklenebilecek, ödeme gücüne sahip ve kira ilişkisini devralmaya hazır yeni bir kiracı bulunması halinde, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona erer” , TBK’nun 325/son fıkrasında ise; “kiraya veren yapmaktan kurtulduğu giderler ile kiralananı başka biçimde kullanmakla elde ettiği veya elde etmekten kasten kaçındığı yararları kira bedelinden indirmekle yükümlüdür” düzenlemesine yer verilmiştir.

Somut olayda; kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul süre iki ay olarak kabul edilmiş, ancak kiracının tahliye etmeseydi dönem sonuna kadar aylık 2.500 TL kira ödeyeceği, davalı kiraya verenin ise taşınmazı 01.10.2012 tarihinde aylık 2.900 Tl den yeniden kiraya verdiği, dönem sonuna kadar toplam 2.800 TL fazladan gelir elde ettiği gerekçesiyle kira alacağından 2.800 TL indirilmiş ve davalınan alacağının 2.200 TL olduğu kabul edilmiştir.

Davacı kira dönemi sona ermeden kiralananı tahliye etmiş, davalının zarar görmesine sebebiyet vermiştir. Kimse kendi kusuruna dayanarak bundan bir hak talep edemez kuralı hukukun genel ilkelerindendir.

Mahkemece kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul süre iki ay olarak kabul edilmiş olmakla, 5.000 TL depozito alacağından iki aylık makul süre kira bedeli 5.000 TL nin mahsubu sonucu davacının alacağı kalmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde TBK.nun 325/2 fıkrasına farklı anlam yüklenerek karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz talebinin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

3. HD. 19.04.2017 T. E: 10232, K: 5629

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu