12. Hukuk Dairesi2023 YılıKesinleşmeden İcraya Konulamayacak İlamlarTakip Açılış

Davanın, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin iptali ve ödenen bedelin iadesi davası olduğu, takibe konu ilamın eda hükmünü içeren alacak davasına ilişkin olduğundan infazı için kesinleşmesi gerekmediği-

Davanın, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin iptali ve ödenen bedelin iadesi davası olduğu, takibe konu ilamın eda hükmünü içeren alacak davasına ilişkin olduğundan infazı için kesinleşmesi gerekmediği-

Taraflar arasındaki şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi Ummahan Y. tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün 2019/1976 Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, yapılan takibin hukuka aykırı olduğunu, gönderilen icra emrini 15.02.2021 tarihinde tebliğ aldıklarını, takibe konu mahkeme kararının kesinleşmeden infazının mümkün olmadığını, dava konusunun istirdata dönüşmüş bir menfi tespit davası olduğunu, 27.11.2020 tarihinde istinaf yoluna başvurduklarını, verilen kararın kesinleşmediğini ileri sürerek takibin iptalini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalının cevap dilekçesinde; davanın konususun bağımsız nitelikte bir alacak davası olduğunu söyleyerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile icra takibinin dayanağı İstanul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi’nin 2018/1022 E. -2020/656 K. sayılı ilamında taraflar arasında yapılan 01.06.2017 tarihli, gayrimenkul satış vaadi adi yazılı sözleşmesinin ve eklerinin iptaline, davacı (dosyamız davalısı) tarafından davalı (dosyamız davacısı) Ak Faktöring A.Ş.’ye ödenen toplam 60.000,00 TL’nin müştereken ve müteselsilen davalıdan alınarak dava tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilerek davacıya verilmesine şeklinde karar verildiği, bu haliyle 60.000,00 TL’ye ilişkin kurulan dayanak ilam, eda hükmü içeren alacak davasına ilişkin olup infazı için kesinleşmesi gerekmez. Kaldı ki; takip dayanağı ilamın incelenmesinde davacının (dosyamız davalısı) talebinin taraflar arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca düzenlenen senetlerden ödenen senetlerin parasının iadesi ödenmeyen senetlerin iptali istemine ilişkindir.Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda takip dayanağı ilama ilişkin davada davacının başlangıçtan itibaren istirdat (60.000,00 TL’ye yönelik) talebinin olduğu, istirdat davalarında verilen kararların infazı için kesinleşmesinin gerekmediği sabit olmakla davacının şikayetinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; takip dayanağı İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi’nin 2018/1022 Esas sayılı dosyadaki dava konusunun istirdata dönüşmüş bir menfi tespit davası olduğunu, söz konusu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduklarını, aleyhlerine başlatılan takibin hukuka aykırı olduğunu, mahkeme kararının kesinleşmeden infazının mümkün olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takibe konu İstanul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi’nin 2018/1022 Esas sayılı dosyasında verilen karar örneğinin incelenmesinde davacının E. A., davalıların ise S.oğlu Yapı İnş. Tic. Şirketi ile şikayetçi Ak Faktoring A.Ş. olduğu, mahkeme kararının incelenmesinde delillerle gerekçe kısmında davanın ”gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin iptali ve ödenen bedelin iadesi davası” olduğunun belirtildiği, kararın hüküm kısmında da davacı ile S.oğlu Yapı İnş. Tic. Şirketi arasında imzalanan adi yazılı sözleşmenin iptaline, davacı tarafından Ak Faktoring A.Ş.’ye ödenen toplam 60.0000,00 TL’nin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınmasına, davacı tarafından S.oğlu Yapı İnş. Tic. Şirketi’ne ödenen 100.000,00 TL’nin bu davalıdan alınmasına, toplam 192.500,00 TL’lik senetlerin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespitine şeklinde karar oluşturulduğu, takibe konu ilamın eda hükmünü içeren alacak davasına ilişkin olduğu, infazı için kesinleşmesi gerekmediği görülmekle istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istirdada dönüşen istemin de temeli menfi tespit davası olduğu için ilamda yer alan alacağın da ilam kesinleşmeden takip konusu yapılmasına olanak yoktur. Somut olayda takip dayanağı ilamının incelenmesinde davanın menfi tespit olarak açıldığı ve yargılama sırasında istirdata dönüştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda anılan ilamın icraya konulabilmesi için kesinleşmesi zorunlu olduğundan mahkemece şikayetin kabulü yerine reddi isabetsiz olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, takip dayanağı ilam kesinleşmeden takibe konulamayacağı iddiasını içerir şikayet talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

İİK’nın 16. madde

6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK’nun 443/1 (HMK. 367/1 m.) maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 07.02.2023 T. E: 2022/7879, K: 654

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu