Gecikme faizine de, temerrüt faizi uygulanacak şekilde faize hükmedilemeyeceği-
Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 22.Sulh Hukuk Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.07.2011 gün ve 2009/828 E- 2011/938 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesi’nin 19.06.2012 gün ve 2012/4677 E-2012/7496 K. sayılı ilamı ile;
(…Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Davada, Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı halde davalının ödemesi gereken borca ayrıca Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesi uyarınca %10 hesabıyla gecikme tazminatı ödenmesine karar verilmiştir. Mahkemece davacının takip talebindeki istemi dikkate alınarak takip konusu alacağa yasal faiz uygulanması gerekirken, gecikme tazminatı uygulanmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş bu konuda bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp sonucuna göre karar vermek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlatıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca açılan, ortak giderlere ilişkin yapılan takibe, itirazın iptalidir.
Davacı vekili müvekkili apartman yönetiminin, kat maliki davalı aleyhine 02.09.2004 tarihli yatırım daire ekstresi ve 06.09.2004 tarihli bakiye analiz raporuna dayalı olarak alacağın tahsili amacı ile icra takibi yaptığını, davalının yapılan takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının İstanbul 7.İcra Müdürlüğü’nün 2004/16187 esas sayılı dosyasında asıl alacağa ve 684,52 TL gecikme faizine yapmış olduğu itirazın iptaline, bu miktarlar üzerinden takibin devamına ve aidat alacağının likit olması nedeni ile asıl alacak olan 1.730,79 TL üzerinden hesaplanan 692,30 TL %40 inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıya metni aynen alınan ilamla bozulmuştur.Yerel Mahkeme önceki gerekçe ile direnmiştir.
Direnme kararını temyize davalı vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; takip konusu alacağa yasal faiz mi, yoksa 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 20. maddesinde düzenlenen gecikme tazminatı mı uygulanması gerektiği; buna göre bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; İstanbul 7.İcra Müdürlüğü’nün 2004/16187 esas sayılı dosyasında alacaklı-davacı Kemerköy Mahallesi Yöneticiliği tarafından, borçlu-davalı Marmara Taşımacılık Turizm ve D.cilik San.Dış Tic. A.Ş aleyhine anapara ve faizi ile toplam 2.930.320.605 TL için; 02.09.2004 tarihli yatırım daire ekstresi ve 06.09.2004 tarihli bakiye analiz raporuna dayanılarak 10.09.2004 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 16.09.2004 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirket tarafından 21.09.2004 tarihli dilekçesi ile anapara, faiz ve aylık %10 faize itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Kemerköy Mahallesi’nin birden fazla parsel üzerinde kurulu olduğundan, 14.11.2007 tarihinde kabul edilen 5711 sayılı Yasa’dan önceki uyuşmazlıklarda birden fazla parsel üzerinde kurulu bulunan taşınmazlar açısından Kat Mülkiyeti Kanunu’nun uygulanması mümkün değildir.Uyuşmazlığın çözümünde yönetim planı,burada açıklık olmaması halinde ise genel hükümler uygulanmalıdır. Dava konusu taşınmazlara ait olan ve tapuya tescil edilen yönetim planına bakıldığında; “Mahalle Ortak Giderlerinin Ödenmesi” ana başlıklı 23.2. maddesinde : “Avanslarını Mahalle İşletme Projesine göre belirlenip kendisine bildirilmiş olan tarihlerde ödemeyen bağımsız bölüm maliklerinden bu tutarlar 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nda öngörülen gecikme tazminatı ile birlikte tahsil olunur…” hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm ile oran belirtilmeksizin Kat Mülkiyeti Kanunu’na atıfta bulunulduğundan, gecikme tazminatı hususunda Kat Mülkiyeti Kanunu’nun uygulanması gerektiğine ilişkin yerel mahkeme kararı yerindedir.
Ne var ki, davacı yönetim, 10.09.2004 tarihli takip talebinde 1.730.794.045 TL anapara yanında 21.09.2003’ten itibaren işleyen gecikme faizi olarak da 1.199.526.560 TL olmak üzere toplam alacak tutarına gecikme faizi uygulanmasını istemiş olup, mahkemece her iki isteğin gecikme faizi ile tahsiline karar verilmiş ise de; mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 104/son maddesinde; “… Geçmiş günler faizinin tediyesinde temerrüt sebebi ile faiz yürütülemez.” ; (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 121/son) hükmü gözetilmeden, gecikme faizine de temerrüt faizi uygulanacak şekilde faize hükmedilmesi doğru değildir.
Öte yandan 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 20. maddesinde 28.11.2007 tarihinde yayımlanan 5711 sayılı Yasa ile değişiklik yapılarak %10 olan gecikme tazminatının, %5’e indirilmesine rağmen, mahkemece bu hüküm gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru değildir.
O halde mahkemece belirtilen bu hususlar gözetilerek hesaplama yaptırılarak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan bu değişik gerekçe ile usul ve yasaya aykırı olan direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarda açıklanan değişik gerekçelerle 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.
HGK. 09.04.2014 T. E:2013/18-683, K:504