12. Hukuk Dairesi2015 ve Öncesi Yıllarİlamların İcrasıTakip AçılışTakip Kayıt

Geçit Hakkı Tesisine İlişkin İlamın İnfazının Nasıl Uygulanacağı

ÖZET : Bu yasal düzenlemeler ışığında, geçit hakkı tesisine ilişkin ilamın infazı sırasında, icra müdürlüğünce yapılması gereken iş, geçit hakkı tesis edilen yerin bilirkişi marifeti ile belirlenerek, taraflara gösterilmesi ve mülkiyet sahibi borçluların kullanımını engellemeyecek şekilde işaretlendirme yapılmasından ibarettir. Tel örgü ile veya benzeri şeylerle geçit hakkı tanınan bölümün ana mülkiyetten ayrıştırılması ve taşınmaz maliki borçluların kullanımlarının engellenmesi mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece şikayete konu infaz işleminin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle belirlendikten sonra, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinde ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/23569
KARAR NO : 2010/5410
Y A R G I T A Y   İ L A M I
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı S.. Koç tarafından Bergama Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.06.2008 tarih ve 2007/689 esas, 2008/627 karar sayılı geçit hakkı tesisine ilişkin ilamına dayalı olarak borçlular Y…. Kökçü ve H…. Kökçü hakkında ilamlı icra takibine başlandığı ve adı geçenlere örnek 2 nolu icra emri tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Geçit hakkı tesisine ilişkin ilama dayanılarak meni müdahale ve tahliye istenemez. Bu nedenle anılan ilama dayalı olarak başlatılan takipte, borçlulara İİK. nun 30 ve 31.maddeleri ile İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği’nin 19/d maddesi uyarınca örnek 4 nolu bir işin yapılmasına veya yapılmamasına, bir irtifak hakkının kaldırılmasına veya gemi üzerindeki intifa hakkının kaldırılmasına veya yükletilmesine dair ilâmların yerine getirilmesine ilişkin icra emri tebliği gerekip, borçlulara taşınır teslimine veya taşınmaz tahliye ve teslimine ilişkin örnek 2 numaralı  icra emri gönderilmesi doğru değildir. Borçluların bu yöne ilişkin başvuruları ilama aykırı olarak yapılan icra takibine yönelik olduğundan süresiz şikayete tabidir.
O halde, mahkemece yukarıda belirlenen kurallar çerçevesinde borçlulara tebliğ edilen icra emrinin iptali yerine şikayetin  reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Kabule göre de;  4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 747. maddesine dayalı olarak tesis edilen  geçit hakkı, mülkiyet hakkını sınırlayan bir irtifak hakkı olup, aynı yasanın 779.maddesine göre; “taşınmaz lehine irtifak hakkı, bir taşınmaz üzerinde diğer bir taşınmaz lehine konulmuş bir yük olup, yüklü taşınmazın malikini mülkiyet hakkının sağladığı bazı yetkileri kullanmaktan kaçınmaya veya yararlanan taşınmaz malikinin yüklü taşınmazı belirli şekilde kullanmasına katlanmaya mecbur kılar.”  Yine, TMK. nun 786.maddesi uyarınca; “İrtifak hakkı sahibi, hakkının korunması ve kullanılması için gerekli olan önlemleri alabilir; ancak, hakkını yüklü taşınmazın malikine en az zarar verecek biçimde kullanmak zorundadır.”
Bu yasal düzenlemeler ışığında, geçit hakkı tesisine ilişkin ilamın infazı sırasında, icra müdürlüğünce yapılması gereken iş, geçit hakkı tesis edilen yerin bilirkişi marifeti ile belirlenerek, taraflara gösterilmesi ve mülkiyet sahibi borçluların kullanımını engellemeyecek şekilde işaretlendirme yapılmasından ibarettir. Tel örgü ile veya benzeri şeylerle geçit hakkı tanınan bölümün ana mülkiyetten ayrıştırılması ve taşınmaz maliki borçluların kullanımlarının engellenmesi mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece şikayete konu infaz işleminin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle belirlendikten sonra, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinde ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
SONUÇ:  Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Related Articles

Back to top button