T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2023/1658
KARAR NO: 2023/6003
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 27/12/2022
NUMARASI : 2022/1971-2022/1964
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ile ihale alıcısı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili, satış ilanı ve kıymet takdir raporunun müvekkiline kanuna uygun olarak tebliğ edilmediğini, taşınmazın düşük değere ihale edildiğini ileri sürerek ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince, satış ilanının borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, şikayet tarihi itibariyle şikayetin süresinde ileri sürülmediği gerekçesiyle, süresinde açılmayan davanın reddine karar verildiği, borçlu vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayet eden borçlunun bilinen son adresine satış ilanının 18.02.2022 tarihinde tebliğe çıkarıldığı, yine aynı tarihte satış ilanının mernis adresine 7201 Sayılı TK’nın 21/2. maddesi uyarınca tebliğe çıkarıldığı, her iki tebligatın 07/03/2022 tarihinde belirtilen adrese ulaştığı dolayısıyla TK 21/2 maddesi uyarınca çıkarılan tebligatın usulüne uygun olduğundan bahsedilemeyeceği zira tebligat düzenlendiği anda ortada bilinen en son adrese çıkarılıp iade edilmiş bir tebligatın bulunmadığı dolayısıyla satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle borçlu vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle Giresun İcra Hukuk Mahkemesince verilen 06.07.2022 tarih ve 2022/141 Esas, 2022/206 Karar sayılı kararın HMK’nun 353/(1)-b-2. maddesi gereğince kaldırılmasına, davacının davasının kabulü ile Giresun İcra Müdürlüğünü’nün 2021/444 Talimat sayılı icra dosyasında Giresun İli, Keşap İlçesi ……….Köyü, 312 Ada 38 Parsel sayılı taşınmazın, 5. Kat, 18 Nolu bağımsız bölümünün satışına ilişkin 18.04.2022 tarihinde yapılan ihalenin feshine karar verildiği, kararın alacaklı ve ihale alıcısı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK’nın 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki alacaklı vekili isteğinin reddine oy birliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi:
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa’nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Aynı Kanun’un tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine, 6099 Sayılı Yasa’nın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.
7201 Sayılı Yasa’nın 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin Kanun gerekçesinde; kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, ancak yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 Sayılı Kanun’a göre adres kayıt sistemindeki adresinin, bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.
7201 Sayılı Yasanın 21. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde ise, 21/1. maddeye göre, bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, 10. madde gereği adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak başkaca araştırma yapılmaksızın o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır. Bunun yapılabilmesi için de, tebligatı çıkaran merciin, adresin, adres kayıt sistemindeki mernis adresi olduğunu ve bu adrese tebligat yapılacağını tebliğ evrakında belirtmesi gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa, adres kayıt sistemindeki adresine, buna ilişkin şerh verilerek 21/2. madde uyarınca tebligat çıkartılmalıdır.
Ayrıca Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir” hükmü yer almaktadır. Bu yönetmeliğe göre; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna ve bu adrese tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur. Yani; tebligatı çıkaran merci tarafından, adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerh verilmeden, tebliğ memuru tarafından 2l/2. maddeye göre tebliğ işlemi yapılamaz.
Somut olayda; şikayetçi borçlunun alacaklı banka tarafından takip talebinde bildirilen ve ödeme emri tebliğ edilen ………. mahallesi P…… sokak no: 15 Pınarbaşı/Kayseri adresine gönderilen icra emrinin “muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrıldığı(İstanbul) komşu A…….. tarafından sözlü beyan edilmiş, Muhatabın yeni adresi belirlenememiş olup, tebligat Pulpınar mahalle muhtarlığı onayı ile iade edilmiştir.” şerhi ile 15.11.2021 tarihinde bilâ tebliğ iade edilmesi üzerine bu kez mernis adresi olan aynı adrese 06.12.2021 tarihinde TK’nın 21/2. maddesine göre icra emrinin tebliğ edildiği, 29.12.2021 tarihinde kıymet takdir raporunun, 07.03.2022 tarihinde de satış ilanı tebligatının borçlunun aynı mernis adresine TK’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca çıkartılan tebligatlarda tebligat zarfları üzerinde ”mernis adresidir ” ibaresi ile birlikte tebliğ işleminin TK’nın 21/2. maddesine göre yapılacağına dair tebligatı çıkaran mercii tarafından Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verildiği, dolayısıyla, tebliğ memurunca, şikayetçi borçluya yapılan satış ilanı tebliğ işleminin TK’nın 21/2. maddesine göre usulüne uygun olarak yapıldığı görülmektedir. Bununla birlikte belirtmek gerekir ki, icra emri TK’nın 21/2 maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinden daha sonra yapılmış olan satış ilanı tebliğ işlemi yönünden TK’nın 21/2 maddesindeki tebliğ koşulları oluştuğundan, bu maddeye göre tebligat yapılmadan önce bilinen adrese TK’nın öngördüğü diğer usullerde tebligat gönderilmesi ve beklenmesi gerekli değildir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince satış ilanı tebligatının usulüne uygun olarak şikayet edene tebliğ edildiği buna bağlı 18.04.2022 tarihli ihale için şikayet edenin yasal yedi günlük süre içinde ihalenin feshi şikayetinde bulunmadığı, 09.06.2022 tarihinde yapılan ihalenin feshi şikayetinin süresinde olmadığı anlaşıldığından reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Alacaklı ve ihale alıcısı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 27.12.2022 tarih ve 2022/1971 E. – 2022/1964 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.