İcra memurunun; takip dosyasında borçlunun, taşınmazının bulunduğu arsa üzerinde hissesi oranında malik olmasına rağmen taşınmazın tamamı borçluya aitmiş gibi gerçekleştirdiği satış işlemleri nedeniyle kusurlu olduğu-
Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve diğerleri aleyhine 19/07/2012 gününde verilen dilekçe ile İİK’nin 5. maddesi uyarınca maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 03/05/2016 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 22/10/2019 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı asıl … ile karşı taraftan davalı vekili Avukat… geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, İİK’nin 5. maddesi uyarınca icra memurun kusurlu eylemi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; … 22. İcra Müdürlüğünün 1996/817 esas sayılı dosyasında satışı yapılan dava konusu taşınmazı müvekkilinin 11/12/1997 tarihinde ihale ile satın aldığını, icra dosyasında dairenin bütünü dava dışı borçlu….’a aitmiş gibi işlemlerinin yapıldığını, gayrimenkulun daha sonra davacı tarafından dava dışı …’e, … tarafından da… isimli şahsa satıldığını, taşınmazın diğer hisse sahipleri tarafından … 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/344 esas sayılı dosyasında… aleyhine ecrimisil ve men’i müdahale davası açıldığını, yargılama sonucunda davanın kabulü ile davacıların hissesinin satılmadığının tespitine ve müdahalenin önlenmesine karar verildiğini, bu karar üzerine dava dışı… tarafından … ve … aleyhine … 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/511 esas sayılı dosyasında açılan dava sonucunda Bakanlık açısından davanın reddine, … aleyhine açılan davanın kabulü ile… adına olan hissenin iptali ile davalı … adına kayıt ve tesciline ve taşınmaz değerinin davalıdan tahsiline karar verildiğini, bunun üzerine … tarafından bu defa da davacı … ve … aleyhine … 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/530 esas sayılı dosyasında alacak istemli dava açıldığını ve yargılama sonucunda davacı aleyhine açılan davanın kabulü ile 25.000,00 TL alacağın tahsiline karar verildiğini, kararın icrası için … 25. İcra Müdürlüğünün 2011/4832 esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını ve dosyaya 63.923,60 TL ödeme yapıldığını belirterek, icra memurunun hatalı eylem ve işlemleri neticesinde uğranılan zararın İİK’nun 5. maddesi uyarınca davalı Bakanlık’tan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; dava konusu taşınmazın kıymet takdir işlemlerinin … 22. İcra Müdürlüğü’nün 1996/817 sayılı dosyasında yapıldığını, kıymet takdir işlemlerinde bilirkişi tarafından taşınmazın borçlu K’a ait olduğu yönünde rapor hazırlandığını, hatanın bilirkişi raporundan kaynaklandığını, bununla birlikte davacının da iyi niyetli sayılamayacağını, zira satış ilanında arsanın borçluya ait 6/230500 hissesinin satışının yapıldığının bildirildiğini, buna rağmen itiraz etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; her ne kadar davacı tarafından dava konusu satıştan doğan zararın kendisi tarafından ödendiği iddia edilmiş ise de, … 25. İcra Müdürlüğünün 2011/4832 sayılı dosyasına davacı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, takibe ilişkin bedelin banka yoluyla ödenmesi gerektiği, davacı tarafından ödeme yapıldığı ve ödeme yapılmış olsa bile hangi miktarda ödeme yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; … 22. İcra Müdürlüğü’nün 1996/817 esas sayılı takip dosyasında dava dışı alacaklı … tarafından yine dava dışı borçlu K… aleyhine icra takibi başlatıldığı, takip dosyasında borçlunun taşınmazına haciz konulduğu, taşınmazın kıymet takdirine ilişkin ilk raporda borçlunun hissesinin çok düşük olması nedeniyle kıymet takdiri yapılamadığının bildirilmesine rağmen düzenlenen ikinci raporda taşınmazın tamamının değerinin hesaplandığı, borçlunun taşınmazda hissesi oranında malik olmasına rağmen icra müdürlüğü tarafından yapılan satış ilanında, ”…tapunun 449 parselini teşkil eden 218318 m2 miktarındaki arsanın borçluya ait 6/230500 hissesi ve bu hisseye tekabül eden 21 nolu mesken (3 oda salon ve müştemilatından ibaret 100 m2 kullanım alanı olan)…” ifadelerine yer verildiği ve taşınmazın 11/12/1997 tarihinde 2.430.000 TL bedelle davacı …’a satışının yapıldığı ve taşınmazın 22/01/1998 tarihinde davacı adına 6/230500 hisse ile tescil edildiği, taşınmazın davacı tarafından …’e, … tarafından da…’e satışının yapıldığı, … 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1999/344 esas sayılı dosyasında taşınmazın diğer hissedarları tarafından… aleyhine ecrimisil ve müdahelenin önlenmesi istemli açılan dava sonucunda dava konusu 21 nolu bağımsız bölümdeki davacılara ait 27/48 paya…’in müdahelesinin men’ine, davacılara ait toplam 27/48 payın satılmadığının tespitine karar verildiği ve kararın temyiz edilmekle onanarak kesinleştiği, bunun üzerine davacı… tarafından … ve … aleyhine … 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/511 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve yargılama sonucunda … yönünden, tapudaki işlem ile Gayrımenkul Satış Memurluğu’nun hatalı işlemi arasında illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle ret kararı verildiği, … yönünden ise davanın kabulü ile dava konusu 449 parselde kayıtlı taşınmaz üzerindeki ana gayrımenkulün 21 nolu bağımsız bölümünde… adına kayıtlı olan 6/230500 hissenin iptali ile bu hissenin davalı … adına tapuya kayıt ve tesciline, ayrıca bağımsız bölümün dava tarihi 02/06/2003 tarihi itibariyle tespit olunan değeri 25.897,00 YTL’nin davalı …’den tahsiline karar verildiği, anılan kararın temyiz edilmekle onanarak kesinleştiği, yaşanan bu gelişmelerden sonra bu defa … tarafından … ve davacı … aleyhine uğradığı zararın giderilmesi için … 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/530 esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve yapılan yargılama sonucunda, tapudaki işlem ile Gayrımenkul Satış Memurluğu’nun hatalı işlemi arasında illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle … yönünden davanın reddine, davacı … hakkında açılan davanın kabulüne ve 25.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıdan tahsiline karar verildiği ve kararın temyiz edilmeksizin 22/01/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davaya konu … 25. İcra Müdürlüğünün 2011/4832 esas sayılı takip dosyasında ise; alacaklı … vekili tarafından, davacı borçlu … aleyhine … 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/530 esas sayılı ilamına istinaden icra takibi başlatıldığı, icra dosyasında davacı borçlunun taşınmazları hakkında haciz işlemleri uygulandığı, alacaklı vekilinin talebi üzerine dosya kapak hesabı yapılarak 17.07.2012 tarihinde alacaklı vekilinin ”… Dosya alacağının tamamını haricen tahsil ettik. Dosyanın hitamını ve tüm hacizlerin fekkini talep ederim.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir.
İİK 5. maddesinde, “İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır.Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır.” düzenlemesine yer verilmiştir
Şu durumda, dava dışı borçlu aleyhine başlatılan … 22. İcra Müdürlüğünün 1996/817 esas sayılı takip dosyasında borçlunun taşınmazının bulunduğu arsa üzerinde hissesi oranında malik olmasına rağmen taşınmazın tamamı borçluya aitmiş gibi gerçekleştirilen satış işlemleri nedeniyle icra memurunun kusurlu olduğu benimsenmelidir. Her ne kadar mahkemece ödeme olgusunun ispatlamadığı belirtilmiş ise de, icra dosyasının incelenmesinde davacı tarafından ödeme yapıldığı ve bunun alacaklı vekili tarafından dosyaya beyan edilerek dosyanın kapatılmasının talep edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece işin esası incelenerek davacının uğradığı zararın kapsamının belirlenmesi ve davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerekirken yukarıda anılan gerekçe ile istemin reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve davacı yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
4. HD. 22.10.2019 T. E: 2016/16378 , K: 4839