ÖZETİ : İcra müdürlüğünce ihalenin kesinleşmesinden sonra ihale alıcısına vergilerin ödenmesi için süre verilmesi zorunlu olup verilen bu süre içinde anılan ödentilerin ödenmemesi durumunda 23.03.1995 tarihli 1/5 sayılı İBK gereğince, ihalenin satış memurluğunca kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, buna göre, KDV ve damga vergisi yükümlülüğü ihalenin kesinleşmesi ile doğacağından bu yöndeki istinafın da isabetsiz olduğu,
12. Hukuk Dairesi 2022/13756 E. , 2023/1709 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki ihalenin feshi şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ihalenin feshi talebinin reddine, şikayetçinin ihale bedelinin %5’i oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Şikayetçi borçlu; satışın süresinde istenmediğini, usulüne uygun satış ilanı tebliğ edilmediğini, satışa esas olarak gönderilen dosya hesabı raporunda 42.000,00 TL ödemenin hiç hesaplanmadığını, dosya alacağı olması gerektiğinden fazla gösterilerek alacaklı tarafa ihale bedeli ödenmeden alacağa mahsuben alma olanağı sağlandığını, önceden yaptığı tüm ödemeler hesaplanarak bir dosya hesabı yapılmış olsaydı bu bedel alacaklının alacağa mahsuben alabileceği rakamın altında çıkacağını ve alacaklının bu ihale sebebiyle icra dosyasına ödeme yapmak zorunda olacağını bu şekilde artırmaya fesat karıştırılmış olmasının ihalenin feshi sebebi olduğunu, kasten yapılmış izlenimi veren bu hesaplama hatası dolayısıyla yapılan usulsüz ihale ve alacaklı tarafa haksız menfaat sağlanması nedenleriyle ayrıca suç duyurusunda bulunma hakkını saklı tuttuklarını ileri sürerek ihalenin feshin karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Alacaklı/ihale alıcısı; süresinde satış istendiğini, avansın da aynı gün icra veznesine depo edilldiğini, satış ilanının usulün uygun yapıldığını, ileri sürülen hususların mesnetsiz olduğunu belirterek istemin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlu tarafından haricen yapılan 42.000,00 TL ödeme söz konusu takibe konu alacak miktarından mahsup edilse dahi ihale bedeli itibariyle davalı alacaklı lehine fark olduğu, dolayısıyla alacak tutarının ihale bedelini karşıladığı, karşılamadığı bir durumda ise; taşınmazda başka bir haciz mevcut olmadığından sıra cetveli yapılmasını gerektirir bir durumun da bulunmadığı halde satışı yapan icra müdürlüğünün alacaklıya aradaki fark tutarı kadar ihale bedelini yatırmak üzere gerek satış anında, gerekse satış anında hesaplama yapılması mümkün olmadığı takdirde makul en kısa süre içerisinde hesaplama yapılarak, ihale alıcısı alacaklıya hesaplanan fark tutarının 10 günlük süre içerisinde yatırılması yönünde tebligat çıkarılması gerekeceği, söz konusu işlemlerin yapılmasının ihalenin feshi davasının bulunmasının hukuki engel oluşturmayacağı, aksine dava açılmış olsa dahi ihale bedelinin yatırılması gerektiği yönündeki yasa hükmünün gözetilmesi gerektiği, satış ilanının borçlu vekiline usulüne uygun tebliğ edildiği, süresinde satış talep edilip avans yatırıldığı, alacağın ihale bedelinden az olduğu iddiasının izah edildiği üzere ihalenin feshi sebebi olmayacağı gibi, ihaleye fesat karıştırma olarak da değerlendirilemeyeceği, kamu düzenine aykırılık da olmadığı gerekçesi ile ihalenin feshi talebinin reddine, şikayetçinin ihale bedelinin %5’i oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Şikayetçi borçlu; şikayet dilekçesini tekrarla, takip dosyasında alacak miktarının doğru hesaplanmadığını, ödemelerin düşülmediğini, esas icra müdürlüğünce takip sonrası ödemelerin talimat dosyasına bildirilmeden alacağın kasten fazla gösterilerek gayrimenkulün alacağa mahsuben alınmasının sağlandığını, alacaklının alacağının belirtilen miktar olmadığı halde alacağa mahsuben almasının usul ve yasaya aykırı olduğunu bu suretle ihaleye fesat karıştırılığını ileri sürerek İlk Derece Mahkmesi kaldırılmasına ve ihalenin feshi talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takibe konu alacak tutarının 248.747,87 TL olarak belirtildiği, ihale bedelinin ise 150.000,00 TL olduğu buna göre takip dosyasındaki borç miktarı, ihale bedelini karşıladığından bu yöndeki istinafında isabet olmadığı, dosya borcunun belirtilen kadar olmadığı iddialarının ayrı bir şikayet konusu olup bu aşamada incelenemeyeceği, şikayete konu tek taşınmaz olup, ihale tarihi itibari ile güncel borç miktarının ihale bedelinden fazla olduğu, bu nedenle ihale yapılmasında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, icra müdürlüğünce ihalenin kesinleşmesinden sonra ihale alıcısına vergilerin ödenmesi için süre verilmesi zorunlu olup verilen bu süre içinde anılan ödentilerin ödenmemesi durumunda 23.03.1995 tarihli 1/5 sayılı İBK gereğince, ihalenin satış memurluğunca kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, buna göre, KDV ve damga vergisi yükümlülüğü ihalenin kesinleşmesi ile doğacağından bu yöndeki istinafın da isabetsiz olduğu, kamu düzenine aykırılık olmadığı gerekçesi ile şikayetçi borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Şikayetçi borçlu; şikayet ve istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek, takip dosyasında alacak miktarının doğru hesaplanmadığını, ödemelerin düşülmediğini, esas icra müdürlüğünce takip sonrası ödemelerin talimat dosyasına bildirilmeden alacağın kasten fazla gösterilerek gayrimenkulün alacağa mahsuben alınmasının sağlandığını, alacaklının alacağının belirtilen miktar olmadığı halde alacağa mahsuben almasının usul ve yasaya aykırı olduğunu bu suretle ihaleye fesat karıştırılığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmaz ihalesinin feshi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
İİK’nın 134. maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçi borçlu tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.