T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
23. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/37
KARAR NO : 2022/830
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 9. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2020
NUMARASI : 2019/559 Esas – 2020/487 Karar
DAVANIN KONUSU : Şikayet
KARAR TARİHİ : 11/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/05/2022
Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İstanbul Anadolu 1. İcra Dairesinin 2012/10969 E sayılı dosyasından gerçekleştirilen 26.05.2017 tarihli ihaleye, ihale alıcısı olarak katılarak ihale konusu 4 adet menkul hükmünde olan enkaz niteliğindeki taşınmazları ihale ile satın aldığını, ihale bedelinin dosyaya yatırıldığını, İstanbul Anadolu 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/809 esas sayılı dosyasında görülen ihalenin feshi davası neticesinde davanın reddedildiğini, ancak kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesinin 2018/2223E.- 2019/224K. sayılı kararı ile kaldırılarak ihalenin feshine karar verildiğini ve kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini, müvekkili tarafından ihale bedeli icra dosyasına yatırıldıktan sonra, ihale bedelinin en yüksek banka mevduat faiziyle nemalandırılması taleplerinin icra müdürlüğünce kabul edildiğini, ancak ihalenin feshinin kesinleşmesi üzerine söz konusu ihale bedeli nemalarıyla birlikte müvekkiline iade edilmiş ise de, ödenen nema bedelinin, taraflarınca hesaplanan nema bedelinden çok fahiş derecede düşük olduğunu, ihale bedeline Vakıfbank tarafından uygulanan mevduat faiz oranlarının (%5,50-8,75 arasında değişen oranlarda) çok düşük olduğunu, hiçbir yasal dayanağı olmadığını, icra müdürlüğüne talepte bulunularak söz konusu ihale bedelinin %22den az olmamak kaydıyla 32 günlük mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile nemalandırılarak nemanın hesaplanması ve aradaki nema farkının müvekkiline ödenmesine karar verilmesi istediklerini, ancak taleplerinin reddedildiğini beyan ederek icra müdürlüğünün 05/08/2019 tarihli kararırının iptaline, 32 günlük mevduata uygulanan en yüksek banka faizi araştırılarak tespiti ile ihale bedeline uygulanarak nemalandırmanın yeniden hesaplanması ve ortaya çıkacak nema farkının müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme; şikayetçinin 6/05/2017 tarihinde yapılan ihaleye alıcı olarak katıldığı ve ihale bedelinin dosyaya yatırıldığı, İstanbul Anadolu 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/809 Esas sayılı dosyasında açılan ihalenin feshi davasının reddedildiği ancak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 2018/2223 Esas ve 2019/224 Karar sayılı ilamı ile ihalenin feshine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, İİK 134/5 maddesinin son cümlesine göre icra müdürü ödenen ihale bedeli ile ilgili olarak ihalenin feshine yönelik şikayet sonucunda verilecek karar kesinleşinceye kadar para bankalarda nemalandırması gerektiği ve ihalenin feshine yönelik şikayetin kabulüne veya reddine yönelik kararın kesinleşmesi üzerine ihale bedeli nemaları ile birlikte hak sahiplerine ödenceği, madde metninde ihale bedelinin hangi bankaya ve hangi faiz oranı üzerinden nemalandırılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü’nün Sayı:82084579/7176, 08/02/2019 tarihli genelgelerinde; icra iflas dairesince ihalenin feshi davası açılması veya sıra cetveline itiraz veya şikayet halinde bedelin bakanlığın ekli 104/1 sayılı genelgesi gereğince kamu bankası olarak hizmet veren Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıflar Bankası’nın ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın “mevduat ilan edilen yıllık faiz oranları bildirim formu” ile bildirilen ve şubelerinde ilan edilen 1 aylık mevduata uygulanacak “tabela faizi (cari faiz)” oranlarında en yüksek olandan az olmamak üzere nemalandırılmasının belirtildiği, mevduata uygulanan 32 günlük mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile ihale bedelinin nemalandırılacağına herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığı, icra müdürlüğü tarafından yukarıda belirtilen Adalet Bakanlığı Genelgesi doğrultusunda nemalandırma işlemi yapıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek Mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
İİK’nın 134. maddesinin 4.fıkrasında “… İcra Müdürü, ödenen ihale bedeli ile ilgili olarak ihalenin feshine yönelik şikayet sonucunda verilecek karar kesinleşinceye kadar, para bankalarda nemalandırılır. İhalenin feshine ilişkin şikayetin kabulüne veya reddine ilişkin kararın kesinleşmesi üzerine ihale bedeli nemaları ile birlikte hak sahiplerine ödenir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; icra müdürlüğünce yatırılan nakit ihale bedelinin “…32 günlük mevduata uygulanan en yüksek faizli kısa vadeli bir hesap açılıp, ihale bedelinin bu şekilde nemalandırılmasına karar verilmiştir.” şeklinde nemalandırılması için ilgili bankaya yazı yazıldığı görülmüştür. Yapılan ihale nedeniyle yatırılan ihale bedelinin en yüksek banka faizi ile nemalandırılacağına dair herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığından, icra müdürlüğünce yasaya uygun olarak ihale parasının nemalandırılmasının yapılmış olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece verilen karar usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davacının istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubuna ve 26,30-TL bakiye harcın davacıdan Hazine yararına tahsiline,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere neticesinde, HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.