12. Hukuk Dairesi2023 YılıHaciz

İcra takibine tarafı olmayan bir kişinin UYAP sisteminde dosyaya taraf olarak kaydedilmesi suretiyle bu kişiden borçluya intikal edecek malvarlığı değerlerinin araştırılmasının söz konusu kişi borçlunun murisi de olsa icra takip dosyasına yabancı bir şahıs olduğundan, Anayasadaki temel hak ve özgürlüklere ve bu kapsamda kişisel verilerin korunması kurumuna aykırılık oluşturacağı (Karşı Oy içerir)-

İcra takibine tarafı olmayan bir kişinin UYAP sisteminde dosyaya taraf olarak kaydedilmesi suretiyle bu kişiden borçluya intikal edecek malvarlığı değerlerinin araştırılmasının söz konusu kişi borçlunun murisi de olsa icra takip dosyasına yabancı bir şahıs olduğundan, Anayasadaki temel hak ve özgürlüklere ve bu kapsamda kişisel verilerin korunması kurumuna aykırılık oluşturacağı (Karşı Oy içerir)-

Taraflar arasındaki borçlunun murisi adına kayıtlı taşınır, taşınmaz ve banka hesaplarının sorgulanması ile haciz konulması istemini reddeden 19.04.2022 tarihli icra memur muamelesini şikayet üzerine yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir.

Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Alacaklı icra mahkemesine başvurusunda; borçlunun annesi …’ın öldüğü öğrenildiğinden borçluya intikal edecek olan mal varlığının tespiti ile haciz konulmasını talep ettiklerini, icra müdürlüğünce bu talebin kişisel verilerin korunması kanununa aykırılık teşkil edeceği gerekçesi ile reddedildiğini, ölümle kişisel hakların sona erdiğini, müteveffaya ait taşınır veya taşınmaz olup olmadığını tespit etmenin tek yolunun icra müdürlüğünce yapılacak sorgu işlemi olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğünün 19.04.2022 tarihli kararın kaldırılmasına ve mal varlığı sorgusunun yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Şikayet dilekçesi tebliğ edilmemiş, borçlu tarafından cevap verilmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. Gerekçe ve Sonuç

İcra takibine tarafı olmayan bir kişinin UYAP sisteminde dosyaya taraf olarak kaydedilmesi suretiyle bu kişiden borçluya intikal edecek malvarlığı değerlerinin araştırılmasının söz konusu kişi borçlunun murisi de olsa icra takip dosyasına yabancı bir şahıs olduğundan, Anayasadaki temel hak ve özgürlüklere ve bu kapsamda kişisel verilerin korunması kurumuna aykırılık oluşturacağı, icra müdürlüğü işleminin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Alacaklı, şikayet dilekçesi içeriğini tekrar ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

C.1.Gerekçe ve Sonuç

İlk Derece Mahkemesi ile aynı gerekçeye yer verilmiş ve alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Alacaklı istinaf dilekçesi içeriğini aynen tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, borçlunun murisi adına kayıtlı taşınır, taşınmaz ve banka hesaplarının sorgulanması ile haciz konulması istemini reddeden 19.04.2022 tarihli icra memur muamelesini şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

İİK’nın 16. maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup alacaklının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

Karşı Oy Yazısı:

Bir miras bırakanın ölümü ile bütün yasal ve/veya iradi mirasçıları arasında, yasa gereği kendiliğinden, emredici nitelikte, nihai olarak tasfiye amacına yönelmiş miras ortaklığı veya miras şirketi adını alan, tüzel kişilikten yoksun bir ortaklık meydana gelir (TMK m. 640/1). Söz konusu ortaklığa dahil mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile “unsurları azaltarak veya eksilerek” bir özel malvarlığına dönüşen ve “tereke” olarak adlandırılan malvarlığına dahil aktiflere ortaklık ilişkisi içerisinde “elbirliği ile hak sahipliği” esasına göre (TMK m. 640/II) sahip olurlarken; tereke borçlarından (TMK m. 641/1) ve kural olarak miras bırakan tarafından başkasına yüklenmedikçe vasiyet borçlarından kişisel malvarlıkları ile müteselsilen sorumlu olurlar.

İİK m. 94/1 tahsil edilmemiş bir miras hissesinin haczinin mümkün olduğunu, elbirliği mülkiyeti pay üzerinde maliklerden hiçbirisine tek başına tasarruf yetkisi verilmediğininden (TMK m. 702/III), buradan haczin konusu, pay değil (İİK m. 125/2) elbirliği mülkiyeti ilişkisinin son bulması halinde paya düşecek olan kısımdır. Alacaklı icra mahkemesinden alacağı yetki ile (İİK m. 112) paydaşlığın giderilmesi davası açarak, elbirliği ile mülkiyet ilişkisinin sona ermesini sağlayıp, o pay sıra cetveli sonuca düşecek olan kısmı alabilir.

Bu açıklamadan sonra somut olaya gelindiğinde, borçlunun murisinden kalan mallarının bulunup bulunmadığının araştırılması bir zorunluluk olup, Anayasadaki temel hak ve özgürlükler ve bu kapsamda kişisel verilerin korunmasına aykırılık oluşturmaz. Bu nedenle alacaklının isteminin kabulü ile icra müdürlüğünün 19.04.2022 tarihli kararının kaldırılması görüşünde olduğumuz için çoğunluk görüşüne katılamıyoruz. 14.06.2023

12. HD. 14.06.2023 T.  E: 2022/12642, K: 4248

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu