İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
İİK.nun 78. maddesinde belirtilen sürelerin geçirilmesi halinde, alacaklının “haciz isteme hakkı”nın düşeceği, bu durumda, alacaklının, yeniden haciz isteyebilmek için yenileme talebinde bulunması ve bu talebin borçluya tebliğ edilmesi gerekeceği, ilâma dayalı olmayan takiplerde, yenileme talebi üzerine harç alınacağı-
-
İcra Edilebilirlik Şerhi İçeren Belge Her Koşulda İlamlı Takibe Konu Edilemez.
-
Borçlunun Kardeşinin, Muristen Borçluya Düşecek Hisseye İlişkin Haczin Kaldırılmasını İsteyemez
-
İhalenin Gerçekleştirilmesinden Sonra Dosya Borcunun Ödenmesi İhalenin Feshini Gerektirmez
-
Tebligat İade Edilmişse de Bu Dilekçe Asile Tebliğ Edilmediğinden Vekilin Görevi Devam Etmektedir.
-
İcra müdürünün haciz talebini yerine getirme konusunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmadığının kabulü gerekir (HGK’nın 31.03.2004 tarih 2004/12-202 E., 196 sayılı kararı) Ancak kural bu olmakla birlikte, İİK’nın 82. maddesine, 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile eklenen ve son fıkrada yer alan; “İcra memuru, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirir ve talebin kabulüne veya reddine karar verir” hükmü karşısında, icra memuruna tanınan takdir hakkı, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığına ilişkin olup somut olayda icra memurunun mal kaçırma riski olmadığını gerekçe göstererek haciz talebini yerine getirmemiş olduğundan anılan madde kapsamında takdir hakkı kullandığından söz edilemez.
-
Ön Alım Hakkına Dayalı Tapu İptail ve Tescili Davasında Başvurucuya Ait Ön Alım Bedelinin Nemalandırılmaması ve Değer Kaybına Uğratılarak Ödenmesi Nedeniyle Mülkiyet Hakkının İhlali
-
Tasarrufun İptaline Konu Olan Taşınmazın Satışını İsteme Süresi
-
İİK’nın 45. maddesi asıl borçlular ile ilgili olarak düzenlenmiş olup, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin “rehni veren” hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçmesini önlemekte ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tâbi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin bulunmaktadır. Bir diğer anlatımla, İİK’nın 45. maddesi asıl borçlu için getirilmiş bir kural olup, kefiller hakkında uygulanmaz.
-
Düzenlediği teminat mektubuna ilişkin bankanın borcu, riskin gerçekleşmesinden sonra bankadan ödeme talebinde bulunulmasıyla muaccel hale gelecektir. Teminat mektubunun paraya çevrilmesi için ilk talep 28.03.2000 tarihli olsa da teminat mektubu üzerindeki tedbir kararı ilamın kesinleştiği 25.04.2006 tarihine karar devam edeceğinden ve paraya çevirme mümkün olmayacağından teminat mektubunu düzenleyen banka ve bankanın külli halefi olan şikayetçi banka yönünden bu tarihe kadar borcun muaccel hale gelmesi söz konusu olmayacaktır.
-
Öte yandan, keşide yeri unsuru bulunmayan dayanak belge bono olarak kabul edilemeyeceğinden, TTK’nın 776/1-f maddesinde öngörülen koşulu taşımayan bu belgeye dayanarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılması da mümkün değildir.
-
Dava konusu eser sözleşmesine ilişkin ayıp iddiasına ilişkin uyuşmazlığın Arabuluculuk dosyasında “anlaşmayla” sonlandığı, ilam niteliğindeki anlaşma belgesini hükümleri doğrultusunda taraflar arasında başka bir ihtilafın kalmadığı, böylelikle uyuşmazlık konusu mezkur kazanın arabuluculuk faaliyeti ile sonlandırılmış olduğu ve Arabuluculuk Kanunu mad. 18/5 gereğince yeniden dava açılmasının mümkün olmadığı, davanın açılmasında hukuki yarar dava şartının bulunmadığı-
-
İcra müdürlüğünce “tahliye talebi” içermeyen takip talebine dayalı olarak örnek 13 ödeme emri gönderilemeyeceği, gönderilse bile alacaklının, böyle bir ödeme emrine dayanarak taşınmazın tahliyesini isteyemeyeceği- Davalı borçlu kiracının ödeme olgusunu ispat edemediği, uyarlama davasının, icra hukuk mahkemesindeki itirazın kaldırılması davasında bekletici mesele yapılması savunmasının, tahsil talebine konu edilen kira dönemi ve icra hukuk mahkemesinin özel yargılama usulü dikkate alındığında yerinde olmadığı-
-
Dairemizce arabuluculuk anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesine ilişkin davalarda haklı çıkan taraf lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2.kısım 1.bölüm 1-a bendinde düzenlenmiş; duruşmasız olarak sonuçlandırılan “Görülmekte olan bir dava içinde olmamak koşulu ile ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, delillerin tespiti, icranın geri bırakılması, ödeme ve tevdii yeri belirlenmesi işleri için” öngörülen avukatlık ücretinin kıyasen uygulanması ve bu miktar kadar avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
-
Her ne kadar davacı vekili tarafından takipte birikmiş nafakanın talep edildiği, her ay devam eden nafaka talebi bulunmadığından ve yapılan dosya kapak hesabına göre nafaka borcu ödendiğinden dosyanın kapatılması ve hacizlerin kaldırılmasına ilişkin taleplerinin reddi yönündeki icra müdürlüğünün 11/10/2022 tarihli kararının iptali talep edilmiş ise de, takip talebinde borcun sebebi olarak ” İncesu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/25 Esas 1. Celse ara kararı ” yazıldığı yine alacaklı vekilinin 26/01/2022 tarihli dilekçesi uyarınca her ay devam nafaka taleplerinin bulunduğu, ayrıca İncesu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/25 Esas dosyasında 01/02/2022 tarihinde karar verildiği ve verilen kararda tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar aynen devamına karar verildiği anlaşılmakla, takibin devam eden aylar nafakasını da kapsadığı, bu nedenle icra müdürlüğünün red kararının ve bu karara ilişkin şikayet sonucunda mahkemenin şikayetin reddi kararının yerinde olduğu
-
TMK mad. 328 göre, anne ve babanın çocuğuna bakma mükellefiyetinin çocuğun reşit olmasıyla sona ereceği, çocuk reşit olduktan sonra eğitimine devam ediyorsa, bu takdirde, yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabileceği, çocuğun reşit olduğu tarihe kadar dosya borcunun bilirkişi aracılığı ile hesaplanarak, çocuk reşit olduktan sonra ise nafaka alacağının sadece anne yönünden devam edeceği göz önünde bulundurularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-