İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu mad. 121/2 hükmünde faize faiz yürütülemeyeceği düzenlendiği gibi, 3095 sayılı Kanun’un 3. maddesinde de kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemeyeceği, bu konuya ilişkin Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin saklı olduğunun belirtildiği- 6102 sayılı TTK’nun ticari işlerde oran serbestisini ve bileşik faizi düzenleyen “Ticari İşlerde Faiz” başlıklı 8. maddesinin 2. bendinde, üç aydan aşağı olmamak üzere, faizin ana paraya eklenerek birlikte tekrar faiz yürütülmesi şartının, yalnız cari hesaplarla her iki taraf bakımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde geçerli olduğu, bu fıkranın sözleşenleri tacir olmayanlara uygulanmayacağının düzenlendiği-
-
Davalı şirket ile davacı sigortalısı arasında sigorta sözleşmesi bulunması nedeniyle uyuşmazlığın ticari iş niteliğinde olduğu- Bu halde temerrüt faizi olarak avans faizine hükmedilmesi gerektiği-
-
Takibe konu ilamda hüküm altına alınan asıl alacağa karar tarihinden itibaren faiz uygulanması suretiyle icra emrinin düzeltilmesi gerekirken, faiz alacağı da dahil edilerek toplam alacak tutarına karar tarihinden itibaren faiz uygulanması suretiyle icra emrinin düzeltilmesinin hatalı olduğu-Takibe konu ilamda hüküm altına alınan asıl alacağa karar tarihinden itibaren faiz uygulanması suretiyle icra emrinin düzeltilmesi gerekirken, faiz alacağı da dahil edilerek toplam alacak tutarına karar tarihinden itibaren faiz uygulanması suretiyle icra emrinin düzeltilmesinin hatalı olduğu-
-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemi- Mahkemece davacı tarafın dava dilekçesi ile itirazın kaldırılmasını talep ettiği asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde faizli alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
-
TBK’nun 88. ve 120. maddelerinde akdi faiz ve temerrüt faizi ile ilgili sınırlamaların, ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamakta ise de, anılan hükümlerde getirilen kısıtlamaların, ticari nitelik taşımayan işler bakımından uygulanmasının zorunlu olduğu- Sözleşmede öngörülen faiz oranının uygulanabilmesi için ise, sözleşmede takip dayanağı bonoya açık atıf yapılmış olması, bir diğer ifade ile bono bedeli hakkında sözleşmede kararlaştırılan faizin uygulanacağının, bononun vade ve tanzim tarihleri ile miktarı belirtilmek suretiyle açıklanması gerektiği-
-
Avans faizi istenebilmesi için borçlunun tacir olması ve borcun da ticari işletmesi ile ilgili bulunmasının yeterli olduğu, alacaklının da tacir olmasının gerekmediği, alacaklının haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacakları için tacir olan borçludan avans faizi oranında temerrüt faizi isteme hakkının bulunduğu
-
Bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte istenen yıllık %36 faiz oranı, yasal ya da ticari temerrüt faiz oranına denk gelmediğinden ve faiz oranına süresinde itiraz da edilmediğinden, alacaklının takipten sonrası için, yasal ya da avans faiz oranının uygulanmasını istediği sonucuna varılamayacağı- Dolayısıyla, takip tarihinden sonraki dönem için işleyecek faizin belirlenmesinde, değişen oranlarda avans faiz oranlarına göre hesaplama yapılması mümkün olmayıp; kesinleşen yıllık %36 oranı esas alınması gerektiği-
-
Taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler aksine hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari sayılacağı ve davacıların alacağın avans faizi ile tahsilini isteyebileceği-
-
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davası- İspat yükü- Borçlunun, taşınmazını üçüncü kişi lehine rehin vermesi-
-
HMK’nın 92/2 maddesinde, yıl olarak belirlenen sürenin, başladığı güne son yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biteceği belirtilmiştir. O halde, 14/12/2018 tarihinde kesilen 3 yıllık zamanaşımı süresinin son gününün 14/12/2021 olduğu, buna göre 3 yıl dolmadan alacaklı vekilince elektronik imzalı olarak haciz talebinde bulunulduğu, icra müdürlüğünce talebin daha sonra kabul edilerek işlem yapılmış olmasının zamanaşımının süresinde kesilmesine engel olmadığı,
-
Meskeniyet şikayeti sonucunda icra mahkemesince verilen kararın Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleştiği, devam eden hacze ilişkin olarak kesinleşmiş mahkeme kararının ardından belirlenen haline münasip eve ilişkin değerin güncellenmesine dair herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığı anlaşılmakla istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
-
İK’nın 82/1-12.maddesinden faydalanma hakkının sadece takip borçlusuna ait olduğu, takipte taraf sıfatı bulunmayan şikayetçi 3. kişinin aile konutu şerhi bulunduğu iddiası ile borçlu adına kayıtlı taşınmazla ilgili haczedilmezlik iddiasında bulunamayacağı
-
İlamda 1.000,00 TL maddi tazminata hükmedildiği, gerekçe kısmında alacaklının zararının 100.000,00 TL olduğu tespit edildikten sonra taleple bağlı kalınarak 1.000,00TL tazminata hükmedildiği, şikayete konu takipte ise alacaklı tarafça ilamda hüküm altına alınmayan 99.000,00 TL ve faizinin tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, bu durumda takip konusu alacağın hüküm altına alınmayan kısma ilişkin olduğu, bu nedenle ilamsız icra takibi başlatılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı,
-
Takibe dayanak senedin, hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarının belirtilmesi gereklidir.
-
Şikayet olunanın 01.08.2016 tarihinde koyulan hacze henüz satış süresi içerisinde 02.06.2017 tarihinde satış avansı olarak 500,00 TL para yatırıldığı, buna göre satış avansını yatıranın satış talebinde bulunmuş olduğu da kabul edilmesi gerektiği
-
Tahsil harcı, ancak icra takibi sırasında, takip dosyasına münhasıran yapılan ödemelerden kesilen bir harç olup, takip kesinleşmediği müddetçe ihtiyati haciz, icrai hacze dönüşmeyeceğinden ve dolayısıyla bu durumda ihtiyati haciz icra takip işlemi sonucunu doğurmayacağından ihtiyati haciz kapsamında, ihtiyati hacizlerin fekki ve teminat mektubunun iadesi talebi nedeniyle tahsil harcının alınması mümkün olmadığı,