İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
Birden fazla takip dosyasına ilişkin itirazın iptali konulu takibe dayanak ilamda hükmedilen icra inkar tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden kurulan hükmün on sekiz adet ayrı takip dosyası için bölünebilir nitelikte bulunmadığı, bu alacak kalemlerinin bütün takip dosyaları için ayrı ayrı miktarlar belirtilmeden tek kalemde hüküm altına alındığı, bu nedenle önceki takip dosyaları üzerinden takibe devamla infazının mümkün olmadığı gözetildiğinde, alacaklı tarafından bu alacak kalemleri yönünden müstakil takip yapılmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmıştır.
-
Alacaklıca bozmadan önce itirazın iptali ilamında hükmedilen feriler yönünden iki ayrı takip başlatılmış olmakla, bozma ilamından sonra aynı alacak kalemlerinin itirazın iptaline konu ilamsız takip dosyasından tekrar istenmesinin mükerrer olduğu- Alacaklı tarafından bozma öncesi karara istinaden icra inkar tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama gideri ile harç yönünden ayrı ayrı takip yapıldığından bozma sonrası verilen karara istinaden düzenlenen şikayete konu icra emrinde talep edilen bu kalemler yönünden icra emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
-
Borçlunun, ilamda kendi lehine hükmedilen ilam vekalet ücretini, alacaklıya olan borcu sebebiyle ödeme yaparken mahsup etmesi, kendi lehine olan bir hükümden vazgeçmesi anlamına gelir ki, bu durumun Avukatlık Kanunu’nun 164/5. maddesine aykırı olmadığı, borçlu, aynı ilamda kendi lehine hükmedilen ilam vekalet ücretini mahsup ettiğini bildirdiğinden ilamda davalı (borçlu) lehine hükmedilen ilam vekalet ücretinin mahsup edilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
-
Alacaklı tarafından üst sınır ipoteğine dayalı olarak başlatılan ilk takipte, üst sınırı aşacak şekilde takibe ilaveler yapılamayacağından itirazın iptali davasına konu icra inkar tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri için ayrı takip yapılmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı,
-
Alacaklının hesabına haricen yapılan kısmi ödemenin öncelikle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masraflarından düşürülmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerektiği-
-
İİK’nun 150/1. maddesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamlı icra takibinde borçlunun ‘hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesi ile icra emri gönderilemeyeceğine’ ilişkin şikayetinin, İİK’nun 16/1. maddesi kapsamında kaldığından yasal 7 günlük süreye tâbi olduğu- Öte yandan, İİK’nun 149/a maddesi göndermesiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde de uygulanması gereken aynı Kanun’un 33. maddesine göre icra emrine karşı itirazların 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu-
-
Yargıtay’dan tehiri icra kararı alabilmek üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminat, ödeme yerine geçmez ise de, borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer’ileri ile birlikte karşılaması halinde, mevcut hacizlerin aşkın hale geleceği kuşkusuz olduğu gibi, hacizlerin devam etmesinin İİK’nun 85/son maddesiyle de bağdaşmayacağı, şu hale göre; borçlu tarafından, dosya borcunun tamamı (asıl alacak ve fer’ileri) icra dairesine depo edilmiş olmakla, mahkemece, aşkın hale gelen hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
-
Yargıtay’dan tehiri icra kararı almak üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminat, ödeme yerine geçmez ise de, borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer’ileri ile birlikte karşılaması halinde, mevcut hacizlerin aşkın hale geleceği-
-
İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulması sırasında tehiri icra talep edilmesi ve icra müdürlüğüne başvurularak gerekli teminatın yatırılması halinde icra müdürlüğünce Bölge Adliye Mahkemesinden tehiri icra kararı getirmek için süre (mehil vesikası) verilmesinin gerektiği, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesi tarafından takibe dayanak ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi durumunda, bu karara karşı temyiz yolunun açık olması ve tehiri icra talepli temyiz dilekçesi verilmesi halinde de, icra müdürlüğünce Yargıtay’dan tehiri icra kararı getirmek için süre (mehil vesikası) verilmesi gerektiği (Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasındaki uyuşmazlığın Yargıtay 12. HD.’nce giderilmesine dair karar)-
-
İİK’nun 72/4 ve 5. maddelerine göre menfi tespit davalarının kabul veya ret ayrımı yapılmaksızın, ilamın fer’isi olan alacakların, hüküm kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceğinin kabulü gerekeceği-
-
Menfi tespit davasından dönüşen istirdata ilişkin ilam ile; borçlunun bir ilamlı takip yapmasına olanak ve gerek olmadığı, borçlunun ilamı icra dosyasına ibraz ederek İİK. mad. 72/5, c: 2 uyarınca, icranın eski hâle getirilmesini istemesi gerektiği, fakat icranın eski hâle getirilebilmesi için istirdat davasının kabulü kararının kesinleşmesi gerektiği-
-
Kesinleşmeden infaz edilemeyecek (takip konusu yapılamayacak) ilamların infaz edilecek kısmının, hüküm bölümü olduğu- Hüküm bölümünde, “… … borçlu olmadığının tespiti ile …TL ‘nin istirdadı ile davacıya verilmesine” karar verildiğinden, hüküm fıkrasının menfi tespiti de içerdiği ve ilamın infazı için kesinleşmesi gerektiği-
-
HMK.’nin 350/2 ve 367/2. maddelerine göre, aile ve şahsın hukuku ile ilgili ilamlar ve taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara dair kararlar kesinleşmedikçe icra takibine konu edilemeyeceği- İlamın bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tâbi olduğu- İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden, eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu olamayacağı-
-
Menfi tespit davasının reddine karar verilmesi ile ihtiyati tedbirin kaldırılmasına dair hüküm kurulması aranmadan tedbirin kendiliğinden kalkacağı ve İcra Müdürlüğü’nün ihtiyati tedbirin nihai kararın kesinleşmesine kadar devam edeceğine ilişkin kararının yasaya aykırı olduğu-
-
Üst sınır ipoteğinde limit fazlası alacak için alacaklı tarafından ayrıca takip yapılarak haciz konulmadığı sürece, üst sınır limitinden fazla pay ayrılamaz. Diğer anlatımla, üst sınırı aşan alacaklar, teminattan faydalanmazlar ve adi alacak olarak kalırlar.
-
Alacaklı vekilinin 17/06/2022 tarihli dilekçesi ile bu aşamada takipten vazgeçtiğini beyan ettiği, feragat harcı, tahsil harcının bir türevi olup ayrı bir niteliği bulunmadığı, somut olayda icra dosyasında, takip safhasına göre hacizden sonra satıştan önce vazgeçildiğinden tahsil harcının yarısı yani % 4,55 oranında tahsil harcı alınması gerektiği, %9,10 oranı üzerinden tahsil harcı kesilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, yine 2548 sayılı Kanunun 1. maddesinde yer alan yasal düzenleme uyarınca cezaevi harcının, icra müdürlüğünce tahsil olunan paranın alacaklıya ödenmesi sırasında alacaklıdan tahsil edileceği, borçluya yüklenemeyeceği, icra dosyasında tahsil edilmiş bir para bulunmadığından borçluya iade edilen paradan cezaevi harcı kesilmesi yönündeki Müdürlük işleminin de usul ve yasaya aykırı olduğu