İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
İcra emrinin borçlu vekiline tebliğ edilmediği, öğrenme tarihinin 21.08.2020 olduğu, takip kesinleşmeden haciz uygulandığı, paranın iadesi için ise İİK’nın 361. maddesindeki şartların oluşmadığı gerekçesi ile icra emri tebliğ tarihinin 21.08.2020 olarak düzeltilmesine, hacizlerin kaldırılmasına, tahsil edilen paranın iadesine ilişkin talebin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
-
Davacı-borçlu hakkında kira alacağı nedeniyle icra takibi başlatıldığı ve örnek 13 nolu ödeme emri gönderildiği itiraz üzerine mahkemece hem itirazın kaldırılmasına hem de tahliyeye karar verildiği, davacı borçlunun kararı temyiz ettiği ve icranın durdurulması için İİK’nın 36 maddesinden yararlanıp teminat sunduğu, sürenin dolması üzerine borçlunun 02.10.2015 tarihinde 2. kez ek mehil talebinde bulunduğu ancak müdürlükçe ilk verilen ek mehilin bittiği ve tehiri icra kararı getirilmediğinden bahisle infaza karar verildiği,
-
Takibe dayanak ilâmın tapu sicil kayıtlarında değil, mal varlığında değişiklik oluşturacak nitelikte olması halinde ilâmın takibe konulması için kesinleşmesinin gerekmediği-
-
Alacaklı, yabancı para alacağının TL karşılığını, takip talebinde göstermek zorunda olup, buna bağlı olarak bu zorunluluğun ödeme emrinde de yerine getirilmesi gerekmektedir. Anılan noksanlık kamu düzeni ile ilgili ve devletin hükümranlık haklarına ilişkin olması nedeniyle takibin her safhasında re’sen göz önünde tutulmalıdır
-
Faiz alacağına mahkeme ilamında hükmedildiğinden, bu alacaktan açıkça feragat edilmediği sürece hukuki varlığını koruyacağından alacaklı, fazlaya dair hakkını saklı tutmasa bile ilamdan doğan alacağını zamanaşımı süresinin sonuna kadar isteyebilir. Alacaklının daha önce başlattığı takipte, eksik istediği ve istemi sınırlandırıldığından o dosyada talep edemeyeceği bakiye faiz alacağını, yeni bir icra takibiyle istemesinde yasal bir engel yoktur.
-
Aynı ilamdan kaynaklanan alacakların aynı takip dosyası üzerinden tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı takip başlatılmasının usul ekonomisine aykırılık teşkil ettiği
-
Uyap sisteminde borca itiraz sekmesinin seçilmesinin itiraz iradesinin ortaya konulması amacına hizmet etmediği- Beyan dilekçesi içeriği başka bir takip dosyası ile ilgili olduğundan, takibin durdurulmasının mümkün olmadığı-
-
Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmış ise sözleşmenin tarafı olmayan eşin, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline geleceği ve dava konusu kiralananın aile konutu olması halinde dahi dava dışı eş takip tarihine kadar kiralayana bir bildirimde bulunmadığından kira sözleşmesinin tarafı haline gelemeyeceği- İcra takibinde haklılık durumunun takip tarihi itibariyle değerlendirilmesi gerektiğinden mahkemece açılan davanın bekletici mesele yapılmamasının da yerinde olduğu-
-
Alacaklının İİK’nın 149. maddesi kapsamında yaptığı takip talebi üzerine, İcra Müdürlüğünün takip talebini kabulüne ilişkin yetkisinin ancak ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarı içerip içermediği ve alacağın muaccel olup olmadığına ilişkin hususlarla sınırlıdır.
-
Davacı bankanın uzun yıllara sari ilişki sonrasında fazla tahsilat yaptığını kabul ederek iade ettiği bir parayı, sonradan hata ettiği gerekçesiyle talep etmesinin mümkün olmadığı, davacı bankanın davalı hakkında takibe girişmedeki gerekçesi yerinde değil ise de takibinde kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davacının itirazın iptaline ilişkin davasının reddine
-
Takip talepnamesindeki “.. başlangıç tarihli kira sözleşme metni ile tahliyesi” ibaresinden alacaklı tarafından tahliye yolunun da tercih edildiğinin anlaşıldığı- Takip dayanağı kira sözleşmesinden kiralanan yerin adresi belli olduğundan ayrıca tahliye adresinin gösterilmesi zorunlu olmadığı
-
Döviz alacağı yönünden uygulanacak faiz oranının, dava tarihinden itibaren Devlet bankalarının USD ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına fiilen ödenen en yüksek faiz oranı olmasının gerektiği-
-
Sadece «takip talebi»nde veya hem «takip talebi»nde ve hem de «ödeme (icra) emri»nde, takip konusu yabancı para alacağının Türk parası ile tutarının (karşılığının) -«harca esas değer» olarak- gösterilmemiş olması halinde, icra mahkemesince doğrudan doğruya (kendiliğinden) veya (süresiz) şikayet yoluyla yapılacak başvuru üzerine «takibin iptaline» karar verilmesi gerekeceği, İİK. 58/II-3 hükmünün devletin hükümranlık hakları ve kamu düzeniyle ilgili bir hüküm olduğu
-
Takip talebinde yer alan özellikle, “…fiili ödeme günündeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı olan Türk Lirası karşılığı olarak borçludan tahsili…” ibaresi de dikkate alındığında alacaklının, TBK 99 uyarınca seçimlik hakkını, yabancı para alacağının fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığı olarak tahsil edilmesini talep ederek bu yönde kullandığının anlaşılmakta olduğu- İcra takip talebinde yabancı para alacağı Türk Lirasına çevrilerek “1.706.318,34TL’den oluşmakla” denilip bu alacağa “takip tarihinden itibaren yasal faizi” ibaresi eklenmişse de, burada belirtilen yasal faizin, yabancı para alacakları için öngörülen yasal faiz olduğu anlaşıldığından, davacı alacaklının talebinin USD döviz cinsinden olduğunun kabulü gerektiği-
-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemi-
-
Kiraya verenlerin birden fazla olması durumunda aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, temerrüt nedeniyle tahliye kararı verilebilmesi için icra takibinin tüm kiralayanlar tarafından yapılmasının ve davanın da birlikte açılmasının zorunlu olduğu, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekeceği, davanın açılmasındaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün ise de temerrüde esas ihtarnamedeki ve temerrüt ihtarı yerine geçen icra takibindeki noksanlığın sonradan giderilmesinin mümkün olmadığı-