İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
Kira sözleşmesinde kira bedelinin yabancı para olan EURO olarak ödenmesi kararlaştırıldığından bunun tahsiline yönelik takibe itirazın kaldırılmasına karar verilerek icra inkar tazminatının ise Türk parası cinsinden belirlenmesi gerektiği-
-
Ödeme emrinin iptaline karar verilmesi halinde takibin devamını sağlamak için, borçluya yeniden ödeme emri çıkarılması gerekeceğinden alacaklının itirazın kaldırılması istemi konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
-
İtirazın tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını istemeyen alacaklının bir daha aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yoluyla takip yapamayacağı-
-
Kira sözleşmesinin ön yüzünde kira bedelinin “her yıl, yıllık peşin” olarak ödeneceği, sözleşmenin hususi şartlar bölümünde ise kira bedelinin ayın ilk 5 gününde ve her ay peşin ödeneceği düzenlendiğinden, itirazın kaldırılması iseminin reddi gerektiği-
-
Uyuşmazlık, yabancı para olarak belirlenen kira bedeline 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun yürürlük tarihinden sonra sözleşmedeki kira artış oranının uygulanıp uygulanmayacağına ilişkindir.
-
Yazılı kira sözleşmesine dayalı olarak, ödenmediği iddia olunan kira alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesine rağmen takibe, sözleşmenin varlığına ve aylık kira miktarına itiraz etmediği, bu durumda kira ilişkisi ve talep konusu aylık kira bedelleri ile takip konusu miktarın kesinleştiği, ödeme emrindeki yasal 30 günlük sürede borcun ödendiği davalı tarafca ispat edilemediğinden temerrüdün gerçekleştiği-
-
Borçlunun 30 günlük ödeme süresi içinde takibe konu ana parayı ödemesi, tahliyeyi engelleyici bir faktör olup faiz, icra giderleri ve vekalet ücreti gibi kira borcundan sayılmayan kalemleri ödememiş olması nedeniyle de icra mahkemesinden tahliye istenemez
-
Arabuluculuk son tutanağının düzenleme tarihi itibarıyla temerrüdün gerçekleşeceği- Arabuluculuk anlaşmama (son) tutanağının, “gizlilik” veya “beyan ve belgelerin kullanılamayacağı” gerekçesiyle temerrüt oluşturmayacağının kabul edilemeyeceği-
-
İcra takibinde “Haciz ve Tahliye” talep edilmişse de, takibe itiraz üzerine açılan davada sadece “mecurun tahliyesinin” talep edilmesi durumunda, “itirazın kaldırılması talep edilmeden yalnızca tahliye talep edilemeyeceğinden” ve “itirazın kaldırılmasının ıslah yoluyla da talep edilmesinin mümkün olmadığından” davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Alacaklının tahliye isteminden hareketle borçlunun itirazının kaldırılmasını da istemiş olduğunun farz edilemeyeceği-
-
İpotek alacaklısı olan şikâyetçiye satış ilanının tebliğ edilmemesi ihaleye katılıp pey sürme olanağı ile ihaleye talebi ve talibi arttırıcı yönde çalışmasını engellediğinden ihalenin feshi sebebi teşkil etmekte olduğu, her ne kadar taşınmazlar muhammen bedelin üzerinde bir bedelle satılmış ise de, somut olay ile hukuki yarara ilişkin hükmün taşınmazın gerçek değeri ile satılmasını sağlamaya yönelik olarak ihdas edildiği ve bu anlamda eldeki talep bakımından şikâyetçinin hukuki yararının bulunduğu dikkate alındığında ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
-
Borçlu şirkete ait elektronik tebligat adresi bulunmaması halinde, tebliğ işleminin Teb. K. m. 35’de belirlenen esaslara uygun olarak yapılması gerekeceği- Şikâyetçi borçlunun ticaret siciline kayıtlı adresinde yer alan “…Sk.” ibaresi yazılmadan yapılan tebligatın Teb. K. m. 35’e uygun olmadığı- Borçlunun ihaleden daha önceden haberdar olduğuna dair dosya kapsamında bir bilgi de bulunmadığından ihalenin feshi istemine ilişkin şikâyetin süresinde olduğunun kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
-
İhale konusu geminin sicil kaydı ilgili Başkonsolosluktan istenmişse de, “sicil kaydı” yerine sicil kaydındaki bilgiler bildirildiğinden, sicil kaydının denetlemesinin mümkün olmadığı ve geminin sicil kaydının takip dosyasına sunulduğunun kabul edilemeyeceği-
-
Takip dosyasında ipotekli taşınmazın 02.10.2020 tarihli satış ilanında KDV oranının %1 olacağının belirtildiği, bu şekilde ilanın yapılarak duyurulduğu, satış ilanının kesinleştiği, tüm alıcıların bu oranı bilerek satışa katıldıkları, satış ilanının kesinleşmesinden sonra KDV oranının değiştirilmesinin mümkün olmadığı,
-
Taşınmazın kıymet takdiri raporunda belirlenen 540.000,00 TL muhammen bedelin üzerinde bir bedel ile 997.000,00 TL’ye ihale edildiği, bu nedenle zarar unsurunun gerçekleşmediği anlaşıldığından, ihalenin feshi talebinin reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
-
Takibe dayanak senedin bedel bölümüne rakamla “2.250.000 Amerikan doları” yazıldıktan sonra yazı ile de “iki milyon iki yüz elli bin Amerikan doları” yazılması halinde, matbu senetteki TL ve Türk Lirası yazılarının hukuki sonuç doğurmayacağı, (aksine kabulün, aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olacağı)- “Adli Tıp Kurumu raporuna göre senedin dört farklı kalemle yazıldığı, senet bedelinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, senedin iki ayrı meblağ içerdiği” görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
-
Davacı vekilinin istinaf dilekçesi ile satışı yapılan malların satışının yasaklandığını bozulup ekonomik değerini yitirdiğini iddia ettiği ancak, söz konusu husus ilk derece mahkemesi yargılaması sırasında ileri sürülmediğinden HMK’nın 357/2. maddesi uyarınca istinaf yargılaması sırasında dikkate alınmadığı, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu