İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
Ortaklığın giderilmesi ilamına dayalı ihalede ortaklığın giderilmesi davasındaki vekile satış ilanı tebliği geçerlidir
-
Bilinen adresin (TK 10) mernis adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iadesi halinde, tebligat mernis adresine şerh verilerek 21/2’ye göre çıkarılır.
-
Borçluya satış ilanı “birlikte oturduğu damadı A…..’ya tebliğ edildi” şeklinde tebliğ edildi. Borçlunun mernis adresi farklı ancak; zabıta araştırmasında damadıyla oturduğu belirlendi. Bu durumda borçlunun bilinen adresi damadıyla oturduğu adres olup, mernis adresine tebligat çıkmaz
-
Gecikmesinde zarar doğacak hallerde memur vasıtasıyla tebligat yapılabilir. (TK 2. ) Ancak yönetmeliğin 5/2 maddesine göre memur vasıtasıyla tebligat yapılmasını gerektiren sebep tebligat evrakında gösterilmezse tebligat usulsüzdür
-
Tatbik edilen ihtiyati hacizler ödeme emrinin tebliği ve ödeme süresinin geçmesi ile kesin hacze dönüştüğünden, haciz isteme hakkının düşmeyeceği ve bu durumda, haciz talep edilmediğinden bahisle “dosyanın işlemden kaldırılmasına” karar verilemeyeceği
-
Takip konusu olan ilam, karşılıklı edimleri içermekte olup, alacaklının takibe devam edebilmesi için kendi edimini yerine getirmesi gerekir.
-
İİK’nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine bildirilmesi zorunlu olduğu, borçlunun itirazlarını, icra dairesi yerine İcra Mahkemesine bildirmiş olmasının fuzuli bir işlem olup, yanlış merciye yapılan başvurunun hukuki sonuç doğurmayacağı-
-
Borca itiraz dilekçesinde şirkete ait tek imzanın bulunduğundan, borçlu şirket adına itiraz eden şirket yetkilisine kesin süre verilerek diğer yetkililerin itiraza icazetini sağlaması gerektiği-
-
İtiraz dilekçesinin üzerinde yazılı tarihin itiraz tarihi olarak kabulüne imkan bulunmadığı ve itiraza esas olan tarihin, anılan dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihin olduğunun açık olduğu, bu tarih nazara alındığında borçlu tarafından İİK.’nin 62. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre içinde yapılmış bir itirazın varlığından söz edilemeyeceği-
-
İcra müdürlüğünce herhangi bir talep ve hukuki sebep olmaksızın ödeme emri tebliğe çıkartılamayacağından, talep ve hukuki sebep olmaksızın çıkartılan tebliğ evrakının yok hükmünde olduğu,
-
İlamsız takiplerde yetkiye yönelik itirazın kamu düzenine ilişkin olmadığı
-
Ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Çünkü ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir. İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. Tutanağa geçirilmeyen dilekçeler tanık beyanı ile de ispat edilemez.
-
Takipte nafaka alacakları yönünden devam eden aylar bakımından maaş haczinin ve kesintilerin devamında hukuka aykırılık bulunmadğından, ilk derece mahkemesinin şikayetin reddine dair kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.
-
Hacze dayanak yapılan tasarrufun iptali ilamında yalnızca “satış işleminin iptali”ne karar verilmekle yetinilmiş olup, 3. kişi adına olan tapu kaydının iptali ile borçlu adına tesciline dair bir hüküm kurulmamış olduğundan, taşınmazın mülkiyetinin 3. kişiye ait olduğu ve bu durumda, şikayetçi tapu malikinin taşınmaz üzerindeki haczin İİK. mad. 106-110 gereğince kaldırılmasını istemekte aktif husumet ehliyeti bulunduğu-
-
Tasarrufun iptali davasında İİK. m. 281/2 uyarınca verilen ihtiyati haciz kararının tapu kaydına işlenmesinden ve dava sırasında taşınmazın dördüncü kişiye satılmasından sonra, borçlu vekilinin talebi ile icra dairesince İİK m. 106 ve 110 gereğince haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşıldığından, bu aşamada, taşınmaz, dördüncü kişiye ait olduğundan, bu taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilmesinin mümkün olmadığı, dördüncü kişi, tasarrufun iptali davasına dahil edilip hakkında bir hüküm kurulmadığından, taşınmaz üzerine haciz konulması şartlarının gerçekleşmediği
-
Tasarrufun iptali davasında, taşınmazın tapu kaydına “ihtiyati haciz” değil, “ihtiyati tedbir” şerhi konulması halinde, tasarrufun iptali davasının kabul edildiği tarihin kesin haciz tarihi olarak kabul edilemeyeceği-