İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
Usulsüz tebligat halinde, TK. 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak bildirilen tarih olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği- İlamsız icra takibinde itirazların, düzeltilmesine karar verilen tebliğ tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde icra dairesine yapılması gerektiği- Alacaklının sunduğu Whatsapp yazışma içeriği belirsiz olduğundan ve ayrıca öğrenme tarihinin belirlenmesi açısından şikayetçi borçlunun bildirdiği tarihin esas olduğu, bu tarihin aksinin karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği-
-
Ödeme emrinin tebliğ edilmemesi- Savunma hakkının ihlali-
-
Menfi tespit davası- Davacının sahte imzayla çek tedavüle koymayı alışkanlık haline getirip getirmediği-
-
Usulsüz tebligat şikayeti İİK’nun 18. maddesi gereğince icra mahkemesi tarafından incelenip karara bağlanır. İİK’nun 16/1 ve 18/2. maddesindeki açık hükümler gereğince şikayetin icra mahkemesine yapılması gerekir; icra müdürlüğüne yapılan şikayet geçerli değildir.
-
Borçlunun, ilam kesinleşmeden ilamın icraya konulamayacağı yönünde bir şikayeti bulunmamasına rağmen, mahkemece, talep aşılıp bu husus değerlendirme konusu yapılarak icra emrinin iptaline karar verilmesi doğru değildir. Kaldı ki, takip dayanağı ilam, katılma alacağına ilişkin olup, infazı için kesinleşmesi de gerekmemektedir.
-
İpoteğin kaldırılmasına ilişkin davanın kabulü ile “ipotek bedelinin 0.095 TL olduğu ve şerhin terkin edilmesine” dair yerel mahkeme kararında istinaf sınırı-
-
Nafaka yükümlülüğü doğmadan yapılan bu ödemeler nafaka borcundan mahsup edilemez.
-
Açılmış olan tasarrufun iptali davası sırasında mahkemece alacaklının talebi üzerine davalının araçları hakkında verilmiş olan ihtiyati haciz kararının, ‘araç kayıtları üzerine yakalama şerhi işlenerek” uygulanmasının mümkün olmayacağı
-
İcra takibinin asıl kredi borçlusu (lehine ipotek verilen) aleyhine açılmasının asıl olduğu, takip sonunda üçüncü kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olduğundan, o kişi hakkında da takip yapılması gerekeceği, ipotek veren üçüncü kişi ya da ipotekli taşınmazı ipotekle yükümlü olarak alan 3.kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı olduğu
-
Döviz Alacaklarına İlişkin İcra Takiplerinde TL’ye Çevirme Esnasında Merkez Bankası Efektif Satış Kurunun Dikkate Alınması Gerektiği
-
Borçlunun haciz yapılan yerde anne ve babasının yaşıyor olması nedeni ile malların borçlu ile üçüncü şahsın birlikte ellerinde bulundurduklarını ispat için yeterli olmadığı,
-
İkinci haczin ilk haczin gerçekleştiği mekanda yapılmak istendiği, 3. kişiye ait bir mekandaki mallar kaideten asıl-mütememmim cüz ilişkisi çerçevesinde 3. kişiye ait olup, İİK 99. maddede kaideten mekanı ve içindekileri de ilişilmez kıldığını
-
Takibin kesinleşmesi halinde müdürlükçe uyulması ve yapılması gereken işlem ve esaslar İİK’nın 78 ve devamı maddelerinde belirtildiği, aynı kanunun ve 74 ve 76. maddesinde de borçlunun ödeme emrinin tebliği üzerine mal beyanında bulunması gerektiği düzenlendiği, İİK 367. madde de icra iflas dairelerinin hangi hallerde üçüncü kişilerden borçlunun mal varlığı hakkında malumat isteyeceği belirtildiği, somut olayda borçlunun vergi dairesine verdiği formları İİK 89. maddenin dayanağını teşkil etmek üzere istenmesinin mümkün olmadığı,
-
Takip dayanağı senedin incelenmesinde tanzim yerinin olmadığı, ayrıca borçlu adresi ve adres kısmında da tanzim yerini içerir bir ibarenin bulunmadığı, her ne kadar senet üzerinde ihtilaf vukuunda İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmiş ise de bu ibarenin tanzim yeri olarak kabulünün mümkün olmadığı,
-
İcranın geri bırakılması kararının, ancak lehine tehiri icra kararı tesis edilen borçlu yönünden hüküm ifade ettiği, borcun, tehiri icra kararı için sunulan teminat mektubu ile değil, bu teminat mektubunun paraya çevrilmesi ile ödenmiş sayılacağı
-
Davacının mahcuzu kiraya vermesi halinde de şikayeti yapabileceği, davacının eşi adına başkaca taşınmazların bulunması da meskeniyet şikayeti yönünden bir engel olmadığı