İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
Borçlu şirketin tebliğ tarihinde UETS adresi faal olduğundan bu adrese zorunlu olarak yapılan tebligatın da usulüne uygun olduğu- Basiretli tacir kabul edilen şirketin “UETS adresi alındığından bilgileri olmadığına” dair iddianın samimi görülemeyeceği
-
Vekil vasıtası ile takip edilen işlerde, tebliğin vekile yapılacağı asıl olduğundan, davacı asil adına çıkarılan tebligatın hukuki sonuç doğurmayacağı- Vekalet verilen 15 avukattan birinin avukatlık bürosundan ayrılmasından dolayı dosyadan kaydının silinmesini talep etmesi halinde, geriye kalan 14 avukat yönünden dava takip yetkisinin devam ettiği-
-
Kıdem tazminatına uygulanması gereken faizi düzenleyen ilgili hükümde özel banka ile kamu bankası ayrımı yapılmamıştır. Yasada, “uygulanan en yüksek faiz” sözcüklerine yer verilmiş olmakla sözü edilen faiz oranının uygulanıp uygulanmadığı tespit olunmalıdır. Bankaların belli dönemlerde T.C. Merkez Bankasına uygulayabileceklerini bildirdikleri faiz oranı filen uygulanmış olmadıkça ücret dikkate alınmaz.
-
İtirazın iptali kararının bozulması üzerine İİK. mad. 40 uyarınca takip olduğu yerde duracağı ve mahkemece itirazın iptali yolunda yeni bir hüküm verilinceye kadar haciz yapılamayacağı
-
İtirazın iptali ilamının, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlayan bir ilam olduğu, itirazın iptali davasını kazanan alacaklının, ilamsız icra takibine devam edilmesini (haciz, satış, paranın ödenmesini) isteyebilmesi için itirazın iptali kararının kesinleşmesinin gerekmediği- İtirazın iptali kararını temyiz eden borçlunun, Yargıtay’dan icranın durdurulmasına karar verilmesini isteyebileceği
-
İtirazın iptali kararı bozulmakla İİK’nun 40. maddesi uyarınca takip olduğu yerde duracağından ve takibin durması gereken bu dönemde takip işlemi yapılamayacağından, mahkemece itirazın iptali yolunda yeni bir hüküm verilinceye kadar haciz yapılamayacağı, aksinin kabulünün İİK’nun 66. maddesine aykırı bir durum yaratacağı
-
Dava konusu haciz esnasında bir kısım menkullerin yanı sıra ……. TL değerinde altın haczedildiği, haczedilen altınların muhafaza altına alınmayıp yediemin olarak 3. kişi şirket yetkilisine bırakıldığının anlaşıldığı, mahkemece, altınlar yönünden takip dosyasında geçerli bir haciz bulunmadığından davanın ön koşul yokluğundan reddi gerekeceği
-
Yapılan hacizde altın ve gümüşün haczedildiği, hacze konu altınların yediemin olarak üçüncü kişiye teslim edildiği, fiilen el koyma ve icra dairesinde muhafaza edilme koşullarının gerçekleşmediği, bu durumda mahkemece, geçerli bir haciz bulunmadığından davanın ön koşul yokluğundan reddi gerekeceği-
-
Haczedilen altınların muhafaza altına alınmayarak üçüncü kişi şirket yetkilisine yediemin olarak bırakılması halinde, fiilen el koyma ve icra dairesinde muhafaza edilme koşulları gerçekleşmemiş olacağından, altınlar yönünden geçerli bir haczin söz konusu olmayacağı, ve bu nedenle, bu hacze ilişkin istihkak davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği
-
Takipten önce murisin vefatı üzerine, takibin mirasçılar hakkında başlatıldığı, şikayetçi borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiği, mirasın reddine ilişkin davanın, takibin kesinleşmesinden sonra açıldığı ve mirasın reddinin tesbit ve tesciline karar verildiği, kararın kesinleştiği görüldüğünden, bu durumda, mirasın reddine ilişkin ilamın, takibin kesinleşmesinden sonra alındığı anlaşılmakla, mahkemece borçluların başvurusunun “borca itiraz” olarak nitelendirilemeyeceği, “şikayet” olarak değerlendirilip kabulüne karar verilmesi gerektiği-
-
Borçlunun ölüm tarihinden itibaren mirası ret süresi içerisinde herhangi bir icra takibi yapılamayacağından, satış ilanının tebliğinden sonra borçlunun ölümü üzerine, bu kez satış ilanının mirasçılarına tebliği ile taşınmazın (ölümden yaklaşık 2,5 ay sonra) ihalesinin yapılmasının mümkün olmadığı
-
Borçlunun ölümüyle, alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren yedi günlük sürede kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceği
-
Babasının mirasını reddeden evladın, babasından sonra ölen babaannesinin mirasçısı olacağı
-
İcra takibinin kesinleşmesinden önceki dönemde, mirasın reddedilmiş olduğu hususu maddi hukuka dayalı bir borca itiraz sebebi olup; olayda borçlu tarafından, takibin kesinleşmesinden önce, TMK’nın 606. maddesine göre alınan mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğine ilişkin sulh hukuk mahkemesi kararını, ödeme emri tebliğinden itibaren, yasal yedi günlük sürede icra dairesine bildirilmediği, bu durumda; takibin kesinleşmesinden sonra mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının icra dairesine sunularak hacizlerin kaldırılmasının istenemeyeceği
-
İİK.’nun 45. maddesi asıl borçlu için getirilmiş bir kural olup, kefiller hakkında uygulanmayacağı- Alacağın rehin tutarı ile karşılanamayacağının anlaşılması ve bunun belirgin olması durumunda tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile alacaklının asıl kredi borçlusu hakkında haciz yolu ile takip yapmasına bir engel bulunmadığı-
-
Alacaklı yanca başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi incelendiğinde, rehin tutarının borcu ödemeye yettiği anlaşıldığından, İİK. 45/1 uyarınca, asıl borçlu şirket yönünden yapılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinin iptaline karar verilmesi gerektiği-