İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
Borçluya gönderilen ödeme emrinin 04.08.2009 tarihinde tebliğ edildiğinin ve yasal 1 yıllık süre içinde alacaklının 06.11.2009 tarihinde haciz talebinde bulunduğunun görüldüğü, bu nedenle alacaklının haciz isteme hakkı düşmemiş olup olayda İİK’nun 78/5. maddesi gereğince harç alınmasının ve borçluya yenileme emrinin tebliğe çıkarılmasının gerekmeyeceği, haczin birden fazla yenilenmesinin anılan kuralın uygulanmasını engellemeyeceği, o halde, mahkemece, alacaklının yeniden haciz istemesi için yenileme harcı yatırması gerektiğine ilişkin icra müdürlüğü işleminin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
-
İcra müdürlüğünce alacaklının “emekli ikramiyesinin haczine” ilişkin talebinin kabulüne karar verildikten sonra, alacaklının, “borçlunun emekli ikramiyesinin haczine yönelik bir talebinin bulunmadığı” belirtilerek “yeni” bir kararın verilmesinin, “icra müdürlüğünün kendi kararından kendiliğinden dönemeyeceği” ilkesine aykırı olacağı
-
Her ne kadar süresinde talep edilen hacizlerin, İİK’nun 106-110 maddeleri gereğince düşmüş olduğu kabul edilse bile; İİK’nun 78/son fıkrasında ifadesini bulan hususun yani borçluya yenileme emri çıkarılması ve tebliğ edilmesi gerekliliğinin; baştan beri icra emri tebliğinden itibaren, 1 yıllık süre içerisinde haciz istememe haline münhasır olacağı anlaşılmakla, haciz istemek hakkı düşmediğinden dosyanın işlemden kaldırılmasının doğru olmadığı-
-
Ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde alacaklı tarafından haciz istenmediği takdirde haciz talebinde bulunulabilmesi için takibin yenilenmesinin zorunlu olduğu
-
Haczin, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürlüğünün el koyması işlemi olduğu- Haciz şerhinin terkini-
-
İtirazın iptali davasının, dava şartı arabuluculuk kapsamına girmediği-
-
Şirkete çıkarılan ilk tebligatta kapı numarası yazmıyorsa da, tebligatın “adres bulunamadığından” bahisle iade edilmediği, “şirketin, adresten ayrılmış olduğu” hususu tespit edilerek iade edildiği, dağıtıcının şirketin adresini bulunamaması, yanlış adrese gidilmesi gibi durumların söz konusu olmadığı, davacının da bu yönde bir iddiasının bulunmadığı, bahsi geçen eksikliğin adresin bulunmasına engel teşkil etmediği, dağıtıcı tarafından gidilen adresin, borçlu şirketin adresi olduğu anlaşıldığından, bila tebliğ iade edilen tebligat sonrası şirketin ticaret sicil adresi olan adresine Teb. K. mad. 35 uyarınca tebligat yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığı-
-
Alacaklı, ödeme emri tebliğinden itibaren yasal bir yıllık süre içinde borçlunun taşınırlarının, taşınmazlarının ve maaşının haczini talep etmiş olmakla alacaklının haciz isteme hakkı düşmemiş olduğu anlaşıldığından, alacaklının yeniden haciz isteyebilmesi için borçluya yenileme emrinin tebliğine ve dolayısıyla yenileme harcı alınmasına gerek olmadığı
-
Çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürünün, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için anonim şirket merkezine gitmek zorunda olmadığı- Üçüncü kşi şirketin haciz müzekkeresinin iptalini istemesinde hukuki yararı bulunmadığı-
-
Dava dışı takip borçluları tarafından alacaklıya karşı takibin taliki veya iptali talepli dava açıldığı, açılan davanın yargılaması sırasında takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiği ve sonrasında davanın kabulüne ve davacı borçlular yönünden takibin iptaline karar verilmiş olup, tarafların temyiz etmemesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşıldığından, dava dışı borçluların yaptığı itiraz, İİK 78/2’de belirtilen itiraz kavramına girmeyeceğinden 1 yıllık sürenin hesaplanmasında dikkate alınmayacağı
-
İcra ve İflas Kanunu’ndaki süreler hakkında HMK’nın 102 ila 104. maddelerinde düzenlenen adli tatile ilişkin hükümler uygulanamayacağı- İİK’nın 269/a maddesinde öngörülen ihtar müddetinin bitim tarihinin adli tatile denk gelmesi durumunda, ihtar müddeti adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılmayacağı
-
Alacaklının icra emri tebliğinden itibaren 1 yıllık sürede (4 ay 8 gün sonra ) satış talebinde bulunduğu ve satış avansı yatırdığı görülmüş ise de ihalenin feshi davası 09.04.2019 tarihinde kesinleştiğinden, ilk satış talebi ile duran satış isteme süresinin kaldığı yerden işlemeye devam edeceği, buna göre, 1 yıllık süreden kalan 7 ay 22 günlük sürede satış talebinde bulunulmamış olup, kaldı ki yeni bir satış isteme süresi başlatılsa dahi satış talebinin 1 yıllık süreden de sonra 26.08.2020 tarihinde yapıldığının kabulü gerekeceği, o halde, alacaklı, İİK’nun 150/e maddesi hükmüne uygun şekilde yasal sürede satış talebinde bulunmadığına göre, takip düşmüş olup, satışın yapılması mümkün olmadığından, mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği
-
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle takip kesinleşmeyeceğinden, bu tarihten önceki hacizlerin hükümsüz kaldığının kabulü gerekir. Ödeme emrinde belirtilen ödeme süresi geçmedikçe, alacaklı tarafça haciz istenemeyeceği gibi, bu koşullar oluşmadan önce konulan hacizler de geçersizdir.
-
Borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırılması, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmelidir. Yerleşik Yargıtay kararları da bu yöndedir.
-
Belediye Mallarının Haczi
-
Meskeniyet şikayetinde; ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin haciz tarihi itibariyle bankaya kredi borcunun devam ettiği durumlarda, borçlunun konulan haciz dolayısıyla meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı olmadığı