İçtihatlar Kategorisine En Son Eklenenler
-
İhtiyati haciz kararı ilam niteliğinde olmadığından ilama aykırılık olarak kabul edilemeyeceği
-
Tüzel kişiliği olmayan hastane hakkında takip yapılmazsa da, takipten haberdar olan üniversite rektörlüğünce takibe taraf sıfatı ile itiraz edildiğinden, takibin borçlusunun üniversite rektörlüğü olduğunun kabulü gerektiği
-
Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi, HMK’nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Anılan hüküm, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi yoktur.
-
İtirazın iptali- Taraflar arasındaki alacak borç durumunun tespiti- Davacıya verilen çekin ödenmiş sayılıp sayılmayacağı-Davacı kayıtlarında yer alan davalının imzasını taşımayan senet- Bilirkişi incelemesi-
-
Teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılması istemi-
-
Boşanma kararı ile birlikte hükmedilmiş tazminatın takibe konulması halinde, ancak, infaz edilebilir hale geldiği boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz istenebilir.
-
İlamdaki ziynet alacağına ilişkin hüküm tarafların mal varlığını etkileyen edaya ilişkin hüküm olduğundan kesinleşmeden icra takibine konulması mümkündür.
-
Karşılık davanın konusunu oluşturan ziynet eşyalarının iadesi, olmazsa bedellerinin tahsili istemi boşanmanın fer’i niteliğinde olmadığından, ziynet eşyaları yönünden verilen kararın infazı için de ilam kesinleşmeden takip başlatılabilir.
-
İcra Memurunun, İİK’nun 133. maddesi hükmü uyarınca, taşınmaz kendisine ihale olunan kimse derhal veya verilen mühlet içinde parayı vermezse, ihale kararını kaldırma yetkisine sahiptir. Bunun dışında, ihalede usulsüzlük bulunsa dahi, icra memurunun, bu hususu kendiliğinden nazara alarak satışın düşürülmesine karar vermesi mümkün değildir.
-
Borçlunun, ilamda kendi lehine hükmedilen ilam vekalet ücretini, alacaklıya olan borcu sebebiyle ödeme yaparken mahsup etmesi, kendi lehine olan bir hükümden vazgeçmesi anlamına gelir ki, bu durum Avukatlık Kanunu’nun 164/5. maddesine aykırı değildir.
-
Nafaka Alacaklısının Birikmiş Nafaka Alacağına Haciz Konulamaz.
-
İİK 149/a-2. uyarınca borçlunun başvurusu “icranın geri bırakılması” değil de, İİK’nun 16-18. maddeleri kapsamında şikayet ise genel kural olan İİK’nun 363/4 ve 364/3 maddeleri uyarınca istinaf-temyiz istemi satışı durduracağı
-
Tebliği alan kişinin şirketin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş kişi olup olmadığı araştırılmaksızın, şirket temsilcisi çarşıda olduğundan doğrudan daimi işçisine yapılan tebliğ işlemlerinin usule aykırı olduğu
-
Mahkemece aynı ilamda hüküm altına alınan alacak kalemleri için tek ve aynı dosya ile ilamlı icra takibinde bulunulmasını zorunlu kılan türden yasal düzenlemenin mevcut olmadığı gerekçesine dayanılmıştır. Ancak yasalarda bir ilamla hüküm altına alınan haklarla ilgili olarak ayrı ayrı takip yapılabileceğine ilişkin hiç bir düzenleme de mevcut değildir.
-
Göreve ilişkin bu kural; icra takibi öncesinde alınan ihtiyati haciz kararları için geçerli olduğu gibi, icra takibi başladıktan sonra alınan ihtiyati haciz kararları için de uygulanır.
-
Satış isteminin varlığını kabul için bu konudaki açık talep yanında satış giderlerinin de yatırılması gerekir. Satış talebinden önce masraf yatırılması, o tarihte satış talebinde bulunulduğu anlamına da gelmez.