12. Hukuk Dairesi2023 Yılıİpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İcra TakibiKambiyo Senetlerine Özgü Haciz YoluTakip Açılış

İİK 45 ve İİK 167 gereği alacaklının tercih hakkını öncelikle kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip türünden yana kullanması halinde, aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapılamayacağı, bu hususun kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikayete tabi olduğu- Şikayet kabulü ya da reddi halinde tarafların lehine ya da aleyhine tazminat verilemeyeceği-

İİK 45 ve İİK 167 gereği alacaklının tercih hakkını öncelikle kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip türünden yana kullanması halinde, aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapılamayacağı, bu hususun kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikayete tabi olduğu- Şikayet kabulü ya da reddi halinde tarafların lehine ya da aleyhine tazminat verilemeyeceği-

Taraflar arasındaki ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte mükerrer takip şikayetinden dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince istemin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı alacaklı tarafından istinaf dilekçesi ile, şikayetçi borçlular tarafından süre tutum istinaf dilekçesi ile istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi H. Kocabey tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Şikayetçi borçlular vekili isteminde; aynı alacağın tahsili amacıyla kambiyo senedine dayalı ilamsız takip başlatıldığını, mevcut takibin mükerrer nitelikte olduğunu, alacaklının takip hakkını kambiyo senedine dayalı ilamsız takip dosyası yönünde kullandığından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan işbu takibin İİK’nun 45. ve 167.maddelerine aykırı olduğunu ileri sürerek takibin iptalini ve lehine tazminat verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı alacaklı banka vekili cevap dilekçesinde; alacağın rehinle temin edilmiş olsa bile kambiyo takibi yapılabileceğini, alacaklının birden fazla yol ve usul ile takibin geçmesine engel bir durum olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ; alacaklı tarafından başlatılan her iki takibin konusunun aynı alacağa ilişkin olduğunu, somut olayda, İİK md.45 ve md.167 gereği, öncelikle bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçildiğinden, alacaklı tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapılamayacağı, bu hususun kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikayete tabi olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulü ile mükerrer olan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilamlı icra takibinin davacı borçlular yönünden iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlular vekili süre tutum istinaf, davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1.Şikayetçi Borçlular Vekili İstinaf Başvuru Dilekçesinde ; lehlerine tazminata hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.

2. Davalı Alacaklı Vekili İstinaf Başvuru Dilekçesinde ; yerel mahkeme kararının dosyada şikayetçi olmayan ve aynı zamanda kambiyo takibinde borçlu olarak yer almayan 3. şahıs hakkında takibin iptali sonucunu doğurduğu, alacaklının kambiyo senetlerine mahsus takip ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip arasında mecburi bir seçimlik hakkı bulunduğu gerekçesinin hukuki dayanağının bulunmadığı, açılmış olan takip dosyaları incelendiğinde ipotekli takip ve kambiyo takibinin taraflarının birebir aynı olmadığı, davacı tarafların her iki takipteki sıfatlarının farklı olup, davacıların hepsinin kredi borcunun asıl borçlusu olmadığı, davacıların ipotekli takipte ipotek borçlusu 3. Kişi sıfatıyla yer almakta iken, kambiyo takibinde ise aval veren sıfatıyla yer aldığı, davacılar her iki takipte aynı sebeple ve aynı sıfatla takip edilmeyeceği ileri sürülmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ; İİK md.45 ve İİK md.167 gereği alacaklının tercih hakkını öncelikle kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip türünden yana kullandığından, davacı borçluların şikayetlerinin kabul edilerek İstanbul 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/2456 esas sayılı dosyasındaki takibin davacı borçlular yönünden iptaline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm kısmında iptaline karar verilen takip dosya numarası 2019/2556 esas olarak bildirilmiş ise de, bu hususun ilk derece mahkemesince her zaman düzeltilecek maddi hata niteliğinde olduğunun anlaşıldığı, davacı borçluların icra mahkemesine başvurularının şikayet niteliğinde olduğu, şikayetin kabulü ya da reddi halinde tarafların lehine ya da aleyhine tazminat verilebileceğine dair yasal düzenleme bulunmadığından, davacıların lehlerine tazminat verilmesi istemlerine dair istinaf başvurularının yerinde olmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

İstinaf dilekçesindeki itiraz sebeplerinin tekrar edildiği görülmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte mükerrer takip nedeniyle takibin iptali şikayeti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, …

2. 2004 sayılı İİK md.45. , İİKmd.167. ,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı alacaklı banka vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle ;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 06.02.2023 T. E: 2022/7731, K: 634

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu