İİK. mad. 79/1 uyarınca icra dairesinin haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi yapması gerekeceği- İİK. mad. 85/1 uyarınca borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır malları ile taşınmazlarından ve alacak ve haklarından ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklara yetecek miktarının haczolunacağı- İİK. mad. 85 ve 79 uyarınca icra müdürüne haczin uygulanması konusunda takdir yetkisi tanınmadığı- İcra müdürüne sadece alacaklara yetecek miktarı saptanması konusunda takdir hakkı tanındığı- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu yerleşik kararlarının icra müdürünün bir malın haczinin caiz olup olmadığı konusunda kural olarak takdir hakkının olmadığı, haciz talebini yerine getirmek zorunda olduğu, o malın haczinin caiz olup olmadığı ancak, borçlunun şikayeti üzerine icra mahkemesinde incelenebileceği yönünde olduğu-
Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi N. Y. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu M. Tepe aleyhine genel haciz yolu ile takip başlatıldığı, alacaklı vekilinin talebi ile borçlunun ücret, ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma, hafta sonu ve genel tatil günleri çalışmaları ile izin ücreti, maddi tazminat alacağının, haciz kabil sair hak ve alacaklarının üzerine haciz konulması için çalıştığı işyerine müzekkere yazıldığı, haciz müzekkeresi gönderilen işyerinin cevabında, borçlunun haciz müzekkeresi tebliğ tarihinden önce 04.01.2015 tarihinde işten ayrıldığı, borçlunun herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığının bildirildiği, alacaklı vekilinin icra müdürlüğüne başvurarak işyerine yeniden haciz müzekkeresi yazılmasını talep ettiği, icra memurunun 11.03.2015 tarihinde borçlu işyerinden ayrılmış olduğundan talebin reddi yönünde işlem tesis ettiği, alacaklının tekrar icra memurluğuna başvurarak SGK kayıtlarına göre borçlunun 19.01.12015 tarihinde işyerinden ayrılmış olduğundan yeniden haciz müzekkeresi yazılmasını, borçlunun ücret bordrolarının v.s gönderilmesinin istenmesini talep ettiği, icra memurunun 28.12.2015 tarihinde borçlunun talep tarihinde işyerinde çalışmadığından talebin reddi yönünde işlem tesis ettiği, alacaklının 11.03.2015 tarihli ve 28.12.2015 tarihli memurluk işlemlerinin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece borçlunun maaş ve ücretinin haczi İİK’nın 355 ve devam eden maddeleri hükümlerine göre yapılacağı, İİK 356. maddesi maaş ve ücretler hakkında olup emekli ikramiyesi ve tazminatlar bu kapsamda değerlendirilemeyeceği, borçlunun 3.kişilerde bulunan diğer alacaklarının haczi ancak İİK’nın 89/1 ve devamı maddelerinde belirtilen prosedürle mümkün olduğu, borçlunun Kıraç… Ltd Şti’de bulunan maaş ve ücret alacağının dışındaki tüm alacakları için 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesinin istenmesi gerekirken alacaklı vekili tarafından haciz müzekkeresi yazılması yönündeki talebin de yasal dayanağı olmadığı, sonuç olarak icra müdürlüğünün işleminde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK’nun 79. maddesinin birinci fıkrasına göre icra dairesinin haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi yapması gerekir. İİK’nun 85. maddesinin birinci fıkrasında “Borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır malları ile taşınmazlarından ve alacak ve haklarından ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklara yetecek miktarı haczolunur” hükmünü düzenlemiştir. İİK’nun 85 ve 79. maddelerinden çıkan ortak sonuç icra müdürüne haczin uygulanması konusunda takdir yetkisi tanınmadığıdır. İİK’nun 85. maddesi sadece “alacaklara yetecek miktarı” saptanması konusunda takdir hakkı tanımaktadır. İİK’nun 85/son maddesinde; “haczi koyan memur borçlu ve alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir” şeklinde yer alan hüküm alacaklı ile borçlu arasındaki menfaat dengesini güvence altına almayı amaçlamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Dairemizin yerleşik kararları, icra müdürünün bir malın haczininin caiz olup olmadığı konusunda kural olarak takdir hakkının olmadığı, haciz talebini yerine getirmek zorunda olduğu, o malın haczinin caiz olup olmadığı ancak, borçlunun şikayeti üzerine icra mahkemesinde incelenebileceği yönündedir. (HGK 31/03/2004, 12/202-196). (05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’nun 16. maddesi İİK’nun 82. maddesine ekli son fıkrası ile icra memurunca haczi talep edilen malların haczinin caiz olup olmadığı takdir yetkisini vermiştir).
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, icra müdürlüğü alacaklının talebi ile borçluya ait malvarlığı üzerine haciz koymak zorundadır. Ancak borçlu haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurabilir yada haciz müzekkeresi gönderilen üçüncü kişi şikayet yoluna başvurabilir.
O halde, mahkemece şikayetin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12. HD. 23.03.2017 T. E: 2016/12502, K: 4315