12. Hukuk Dairesiİhalenin Feshiİstinaf&Temyiz

İİK’nın 363/son maddesi uyarınca, istinaf yoluna başvuru satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. Buna göre, takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen icra mahkemesi kararları kesinleşmeden satışa gidilemez. Bu husus mahkemece de re’sen dikkate alınmalıdır.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2024/847
KARAR NO: 2024/2501
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 30.10.2023
NUMARASI : 2023/2383-2023/2464
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu hakkında başlatılan kambiyo takipleri nedeniyle icra dosyalarından taraflarına gönderilen muhtıra ile icra dosyasına borçlu olarak eklenen davacı borçlu şirket vekilince dava dilekçesinde; davacı borçlu şirketin takiplere konu senetlerde keşideci, ciranta, aval veren ya da kefil olarak hiçbir sıfatı ve senetler üzerinde imzası bulunmamasına rağmen, dava dışı borçlunun şahıs şirketi ile aralarında imzalanan şirket birleşme sözleşmesi dayanak gösterilerek davacı şirkete gönderilen muhtıra ile borçlu hale getirildiği, davacı borçlu şirkete ait taşınmaz malvarlığı üzerine haciz konulduğu, haciz ve satış işleminin iptali, yolsuz hacizlerin kaldırılması ve takiplerin iptali için İstanbul 36 İcra Müdürlüğü dosyası yönünden İstanbul 20 İHM’nın 2022/574 Esas sayılı, İstanbul 3. İcra Müdürlüğü dosyası yönünden ise İstanbul 31 İHM’nın 2022/166 Esas sayılı dosyaları üzerinden takibin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına yönelik davaların açıldığı ve bu dosyaların halen derdest olduğu, haczedilen taşınmazların usule aykırı şekilde ihalelerinin yapıldığı, yapılan ihalelerde 2 adet taşınmazın belirli hisselerinin satıldığı ancak söz konusu taşınmazlardaki hisselerin tek bir kalem halinde bir bütün olarak satılması gerekirken hisselerin 6 ayrı hisseye bölündüğü, bu durumun ekonomik bütünlüğü bozduğu, ilanların usule uygun yapılmadığı gerekçeleriyle ihalenin feshinin istendiği, İlk Derece Mahkemesince fesih nedenleri yerinde görülmeyerek ayrıca taşınmaz hisseleri muhammen bedelin üzerinde ihale olduğundan zarar unsuru bulunmadığına ve para cezasına yer olmadığına şeklinde hüküm kurulduğu, davacı borçlu şirket vekilince kararın istinaf edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı yerinde görülerek davacı borçlu şirketin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Kararın davacı borçlu şirket tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan inceleme neticesinde; borçluların sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK’nın 363/son maddesi uyarınca, istinaf yoluna başvuru satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. Buna göre, takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen icra mahkemesi kararları kesinleşmeden satışa gidilemez. Bu husus mahkemece de re’sen dikkate alınmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta; alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile ilamsız icra takibine karşı davacı borçlu şirket tarafından takibin iptali talebi ile yapılan şikayet başvurusu üzerine, İstanbul 20. İcra Hukuk Mahkemesinin 16.09.2022 tarih ve 2022/574 E. – 2022/649 K. sayılı kararı ile şikayetin reddine hükmedildiği görülmekte olup kararın niteliği gereği istinaf edilmesinin satışı durduracağı tabidir. Söz konusu karar ihale tarihi olan 26.12.2022’den önce 25.09.2022’de istinaf edilmiş olduğundan ve istinaf başvurusu üzerine verilecek karar beklenmeden ihale yapılması İİK’nın 363/son maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, taşınmazların satışı mümkün değildir. Dosya kapsamından anlaşılan bu durumun, mahkemece, gerek istem üzerine gerekse re’sen dikkate alınması gerekmektedir.
O halde, İlk Derece Mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda şikayetin kabulü ile şikayete konu ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 30.10.2023 tarih ve 2023/2383 Esas ve 2023/2464 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve Çorlu İcra Hukuk Mahkemesinin 30.05.2023 tarih ve 2023/3 Esas, 2023/332 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,  14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu