12. Hukuk Dairesi2024 YılıMeskeniyet Şikayeti

İİK’nın 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şart olduğu gibi, haczin yargılama süresince de ayakta kalması gerekir. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle ve mahkemece re’sen İİK’nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşüp düşmediğinin belirlenmesi gerekir. 

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2023/9298
KARAR NO: 2024/4654
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 17.10.2023
NUMARASI : 2022/2292-2023/2859
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
 Temyiz incelemesinin murafaalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK’nın 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin reddine oy birliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi:
Temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Örnek 4-5 İcra takibi ile 4.450.496,09 TL alacağın tahsili için Bakırköy 5. İcra Müdürlüğünün 2021/750 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde, borçlunun adına kayıtlı İstanbul ili, Maltepe İlçesi, Çınar mahallesi, 15826 ada, 233 parselde kayıtlı 4 nolu bağımsız bölüm nolu taşınmaza 09.02.2021 tarihinde haciz konulduğu, borçlunun 15.02.2021 tarihinde icra mahkemesine başvurarak taşınmazın haline münasip meskeni olduğunu beyanla haczin kaldırılmasını istediği, İlk Derece Mahkemesince; davacının davasının kısmen kabulüne dair hüküm kurulduğu, borçlu tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK’nın 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şart olduğu gibi, haczin yargılama süresince de ayakta kalması gerekir. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle ve mahkemece re’sen İİK’nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşüp düşmediğinin belirlenmesi gerekir. 
Öte yandan, taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için icra müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesi zorunlu değildir. Konuya ilişkin tasarruf yetkisi kısıtlamalarının tapu kütüğüne şerh verilebileceğini hükme bağlayan TMK’nın 1010. maddesi emredici nitelikte olmayıp, aynı maddenin son fıkrası uyarınca haciz şerhi verilmekle, taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir. Tapuya işlenmesi, haczin kurucu unsuru olmayıp bildirici nitelik taşır. Ne var ki üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında, İİK’nın 106-110. maddeleri uyarınca haczin düşüp, düşmediği belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihi esas alınmalıdır.
Somut olayda, Bakırköy 5. İcra Müdürlüğünün 2021/750 Esas sayılı takip dosyasında  taşınmaz üzerine 09.02.2021 tarihinde şikayet konusu haczin konulduğu, haciz tarihi itibariyle İİK’nın 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, şikayet tarihi olan 15.02.2021 tarihi itibarı ile haczin ayakta ve geçerli olduğu; ancak usulüne uygun satış talebi olmadığından icra mahkemesinin karar tarihi olan 23.03.2022’den evvel 09.02.2022 tarihinde düştüğü anlaşılmaktadır.
O halde, İlk Derece Mahkemesince, konusuz kalan şikayet hakkında hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 17.10.2023 tarih ve 2022/2292 E. – 2023/2859 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, Bakırköy 14. İcra Hukuk Mahkemesinin 23.03.2022 tarih ve 2021/576 E. – 2022/239 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde borçluya iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu