Alacaklının, borçlu şirket hakkında 10.11.2008 tarihinde 1 adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlattığı icra takibinde, borçlu vekili tarafından icra mahkemesinden takibin kesinleşmesinden sonra gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Takibe konu edilen kambiyo senedi çek vasfındadır. Takip dayanağı çekin keşide tarihi itibariyle uygulanması gerekli olan TTK.nun 726. maddesi, “hamilin, cirantalarla, keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren altı ayı geçmekle müruru zamana uğrar”, TTK.nun 730. maddesi atfı ile aynı kanunun 662. maddesinde ise; “dava açılması, takip talebinde bulunması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebebiyle kesilir” Yine aynı kanunun 663. maddesinde de “…müruru zaman kesilince, müddeti aynı olan yeni bir müruru zaman işlemeye başlar” hükmü mevcuttur.
Somut olayda, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde; borçlunun, Ankara 17. Müdürlüğü’nde alacaklısı olduğu dosyalar üzerine haciz konmasına ilişkin 18.09.2009 Tarihli işlem ile borçluya ait hacizli araca yakalama şerhi konmasına yönelik 26.03.2010 tarihli işlemler arasında ve henüz menfi tespit davasının açıldığı 25.11.2010 tarihinden önce 6 aylık zamanaşımı süresi dolmuştur. Belirtilen bu iki tarih arasında gerçekleşen İİK’nun 100. maddesine göre dosya bilgilerinin soruşturulmasına yönelik bila tarihli işlem, alacaklının takibin sürdürme iradesinin varlığını gösteren ve alacağı tahsil amacını taşıyan bir işlemi olarak değerlendirilemeyeceği gibi yine aracın trafikten menine yönelik masrafı ödenmeyen ve gereği yerine getirilmeyen 11.11.2009 tarihli işlem de, zamanaşımını kesen nitelikte değildir.
O halde mahkemece, borçlunun zamanaşımı itirazı kabul edilerek İİK.nun 71/son maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı yasanın 33/a maddesi gereğince, borçlu hakkındaki icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA)…
12. HD.08/10/2012 T. E: 24350 K: 28595