12. Hukuk Dairesi2023 YılıFaizİlamların İcrası

İlama konu alacak faiz alacağı olduğundan, bu alacağa mahkeme karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin mümkün olmadığı-

İlama konu alacak faiz alacağı olduğundan, bu alacağa mahkeme karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin mümkün olmadığı-

Taraflar arasındaki icra memur muamelesini şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi F. H.başoğlu tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Şikayetçi borçlu vekili dava dilekçesinde; müvekkili aleyhine başlatılan ilamlı takipte, ilama konu alacağın faiz alacağı olduğunu, faize faiz yürütülemeyeceğini, aksinin kabulü halinde dahi, faizin, kararın tebliğinden sonra başlatılması gerektiğini, dosya kapak hesabında vekalet ücreti ve nisbi karar harcına hukuka aykırı olarak tecil faizi işletildiğini iddia ederek dosya hesabına ilişkin müdürlük işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; borçlunun aynı icra takibine yönelik olarak Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/774 E. sayılı dosyası ile icra faizine itiraz ettiğini, işbu davada, davanın konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, davanın esasına girilmeksizin usulden reddi gerektiğini, vekâlet ücreti ve nisbi karar harcına yasal faiz talep edildiğini, takipte fazla faiz talep edilmediğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şikayete konu icra takibinin ilamlı takip olduğu, icra emrinin ilama uygun düzenlenmesi gerektiği ve hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, takibe dayanak mahkeme kararında “tazminat talebinin 18.561.048,04 TL’lik kısmının kabulüne, fazlaya ilişkin tazminat talebinin reddine ” şeklinde hüküm kurulduğu, bu nedenle alacağa faiz işletilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, bilirkişi raporu ile hesaplama tarihinde dosya borcunun 22.353.366,04 TL olduğu, icra dairesince 482.443,60 TL’nin fazladan hesaplandığı hususlarının tespit edildiği gerekçesiyle şikayetin kısmen kabulüne 11.05.2020 tarihli hesap tablosundaki miktarının 22.353.366,04 TL olarak düzeltilmesine, fazla talep edilen kısmın iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Şikayetçi borçlu vekili istinaf dilekçesinde; icra emrinin dayanağı olan ilamda sehven maddi tazminat denilmekte ise de, davanın tazminat davası olmayıp bir alacak davası olduğunu ve alacağın mahiyetinin de faiz olduğunu, ilama konu alacak faiz alacağı olduğundan, söz konusu alacağa mahkeme karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin mümkün olmadığını, alacaklının dava açılmasına sebebiyet veren taraf olduğunu, yargılama giderlerinin tümüyle karşı taraf üzerinde bırakılması gerektiğini iddia etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takibe dayanak mahkeme kararında alacak kaleminin açıkça tazminat olduğu belirtildiğinden, davacı tarafça kararda hükmedilen alacak kaleminin faiz niteliğinde olduğu, faize faiz işletilemeyeceği yönünde ileri sürülen hususun yerinde olmadığı, bilirkişi incelemesi yapılarak alınan denetime elverişli rapordaki hesaplama doğrultusunda sonuca gidilmesinin ve davanın kısmen kabulü ve buna göre yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre taraflar arasında paylaştırılmasının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Şikayetçi borçlu vekili temyiz dilekçesinde; icra emrinin dayanağı olan ilamda sehven maddi tazminat denilmekte ise de, davanın tazminat davası olmayıp bir alacak davası olduğunu ve alacağın mahiyetinin de faiz olduğunu, ilama konu alacak faiz alacağı olduğundan, söz konusu alacağa Mahkeme karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin mümkün olmadığını, hem yerel hem istinaf yargılamasına ilişkin yargılama giderlerinin tümüyle karşı taraf üzerinde bırakılması gerektiğini iddia etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, icra memur muamelesine şikayete ilişkindir.

2. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçi borçlu tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.02.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 14.02.2023 T. E: 2022/8263, K: 860

Related Articles

Back to top button