T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/13014
KARAR NO : 2009/20389 Y A R G I T A Y İ L A M I
***************************** ********* ** **** ***** ****************** ********************* ************************** *************** ***** ************** *************** ****************** Şikayet
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili tarafından Ağrı Aile Mahkemesi’nin 2004/24-142 sayılı 16.03.2004 karar ve 25.03.2004 kesinleşme tarihli kararı dayanak yapılarak, borçlu hakkında ilamlı takibe geçildiği ve adı geçene toplam 4.800,00 YTL alacağın tahsili için icra emri gönderildiği tespit edilmiştir. Borçlu vekili; takip alacaklısının ilama göre alacaklı sıfatının ve ayrıca takibin konu ve dökümünün olmaması nedeniyle takibin iptaline, eĞer takibe konu borç nafaka alacağına ilişkin ise takipten evvel itfa nedeni ile borcun tamamına, yasal faizi ve ferilerine itiraz ederek takibin geri bırakılmasına karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurmuştur.
Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf, gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür. (TMK. Md. 182) Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabidir.
İlama bağlı alacaklar ile ilgili olarak başlatılan takibe karşı icranın geri bırakılması isteminin hangi belgelere dayalı olarak ileri sürülebileceği İİK.nun 33 ve sonraki maddelerinde hükme bağlanmıştır.
Borçlu itfa itirazına dayanak yaptığı ödemelere ilişkin ödeme belgeleri sunmuştur. Sunulan ödeme belgelerinin, nafaka borcu için yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklama içermedikleri ve dolayısiyle İİK.nun 33. maddesinde belirtilen niteliği taşımadıkları saptanmıştır.
Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre, yukarıdaki özelliği taşımayan ödemelerin “ahlaki bir borcun yerine getirilmesi niteliğinde olduğu” kabul edilmekte ve nafaka borcundan düşülemeyeceği sonucuna varılmaktadır.
Davacı alacaklının müşterek çocuğuna velayeten takip yapmasında usule aykırı bir yön bulunmamaktadır. Mahkemece borçlunun faize yönelik itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.