12. Hukuk Dairesi2023 Yılıİpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İcra Takibi

İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinin iptali istemine ilişkin uyuşmazlıkta; tarafların aralarında düzenlemiş oldukları bedelli ipoteğin kesin borç (ana para) ipoteği niteliğinde olmadığı, bu nedenle İİK’nun 149. maddesinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı-

İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinin iptali istemine ilişkin uyuşmazlıkta; tarafların aralarında düzenlemiş oldukları bedelli ipoteğin kesin borç (ana para) ipoteği niteliğinde olmadığı, bu nedenle İİK’nun 149. maddesinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı-

Taraflar arasındaki ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibinde takibin iptali istemli şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi Kiraz Koyuncu C. tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Borçlu icra mahkemesine başvurusunda;

1-İpotekli taşınmazlardan 1069 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın hissedarı olduğunu, 1068 ada nolu taşınmazda ise malik veya hissedar olmadığını,

2-Takip 11.259.908,92 TL alacak için takip başlatılmış ise de 1069 ada 1 parseldeki ipoteğin 4.923.511,92 TL bedelli olduğunu, aynı taşınmazdaki 4.000.000,00 TL bedelli ipoteğin teminat ipoteği niteliğinde olduğunu, takipte açıklama ve dayanaklarının gösterilmediğini, ne kadarının ödenmesi gerektiğinin açıklanmadığını,

3-4.000.000,00 TL bedelli ipoteğin faizsiz olduğunu, faizin iptalini istediklerini,

4-Maliki olmadığı 1068 ada 1 parselin de takibe dahil edildiğini, 8.923.511,92 TL’lik ihtarname ile takipte istenen 11.258.908,92 TL arasında fahiş bir fark oluştuğunu,

5-Takip alacaklısi ile arasında akdi ilişki olmadığını, şahsen borcunun olmadığını, ipotek resmi senedinde taraf olmadığını

6-1069 ada 1 parselde küçük bir hissesinin olduğunu, sadece hissesine düşen kısmın istenebileceğini, taşınmazın 27.08.2015 tarihinde Eyfel Yapı … Ltd. Şti.’den alındığını,

7-Borcun muaccel hale gelmediğini, ödeme isteminin iletilmediğini,

8-Takipte birden fazla borçlu olmasına rağmen gösterilen kişilerin hangi taşınmazların maliki olduğu ve borcun ne kadarından sorumlu olduklarının gösterilmediğini ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Alacaklı vekiline şikayet dilekçesi 24.03.2021 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İpotekli taşınmazın mülkiyetinin değişmesi sebebiyle asıl takiple birleştirilmek üzere ek takip yapılabileceği, ipoteğin hisse üzerine aynen intikal ettiği, şikayetçi borçlu 1068 ada 1 parseldeki taşınmazda malik olmadığı halde sorumlu olduğu borç miktarı gösterilmeksizin takip başlatıldığı, bu sebeple bu ipotek için borçlu yönünden takibin iptali gerektiği, borçlunun hissedarı olduğu 1069 ada 1 parsel numaralı gayrimenkuldeki limit ipoteği yönünden alacaklı taraf banka veya finans kuruluşu olmadığından takibin iptaline karar verilmesi gerektiği, aynı taşınmazdaki karz ipoteği yönünden de benzer şikayetler sebebiyle aynı mahkemenin 2017/828 Esas ve 2017/810 Esas numaralı dosyalarında bulunan 05.02.2021 tarihli bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli bulunarak;

İstanbul 10. İcra Dairesi’nin 2017/4885 numaralı takip dosyasında davacı yönünden İstanbul Beykoz Çayağzı (Riva) mahallesi 1069 ada 1 parsel numaralı gayrimenkuldeki 26.03.2014 tarih, 2531 yevmiye numaralı ana para ipoteği için davacı cihetinden takip tarihi itibariyle icra emrinin;

4.923.511,85 TL asıl alacak,

3.059,00 TL ihtarname masrafı,

332.640,55 TL işlemiş faiz olmak üzere 5.259.211,40 TL olarak icra emrinin düzeltilmesine, takip tarihi itibariyle icra emrinin bakiye kısmının iptaline, takibin buna göre devamına,

İstanbul Beykoz Çayağzı (Riva) mahallesi 1069 ada 1 parsel numaralı gayrimenkuldeki 26.03.2014 tarih, 2363 yevmiye numaralı 4.000.000 TL’lik limit ipoteği için ise davacı yönünden takibin iptaline

İstanbul Beykoz Çayağzı (Riva) mahallesi 1068 ada 1 parsel numaralı gayrimenkuldeki 01.09.2014 tarih, 8738 yevmiye numaralı 1.620.000,00 TL ana para ipoteği için davacı yönünden takibin iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Alacaklı tarafından;

1- 4.000.000,00 TL bedelli limit ipoteğine ilişkin hesap kat ihtarı tebliğ edildiğinden İİK’nın 150/ı maddesine göre takip yapılabileceğini, hem asıl borçlu hem de taşınmaz malikleri yönünden temerrüdün oluştuğunu, asıl takiple birleştirilmek üzere ek takip yapıldığının gözden kaçırıdıldığını,

2-Şikayetçi borçlunun taşınmazdaki hisseyi ipotekle yükümlü olarak alması nedeniyle ipoteğe katlanmak durumunda olduğunu,

3-İcra emrinin bakiye kısmının ve 4.000.000,00 TL ve 1.620.000,00 TL’lik takiplerin iptaline yönelik kısmen kabul kararının ortadan kaldırılarak şikayetin reddine karar verilmesini istedi.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince; 01.09.2014 tarih ve 8738 yevmiye numarası ile 1. derecede, 1.620.000,00 TL bedelle tesis edilmiş ana para ipoteği yönünden; borçlunun bu taşınmazın maliki olmaması sebebiyle bir sorumluluğunun bulunmadığı, 15.12.2016 tarihine kadar süreli, faizsiz, 26.03.2014 tarih, 2363 yevmiye numarası ile 1.derecede 4.000.000,00 TL bedelle tesis edilmiş limit ipoteği yönünden; ipotek akit tablosu kesin borç ipoteği niteliğinde olmadığından ve alacaklı da kredi kuruluşu olmadığından ve hesap kat ihtarının tebliği ile borç muaccel hale gelemeyeceğinden, ilamlı icra takibi yapılarak icra emri gönderilemeyeceği, 1069 ada, 1 parsel numarasında kayıtlı taşınmazın maliklerinin bu taşınmazdaki ana para ipoteği yönünden takip tarihi olan 15.09.2017 itibariyle sorumlu olacağı tutarın 4.923.511,85 TL asıl alacak, 3.059,00 TL ihtarname gideri, 332.640,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.259.211,40 TL olarak hesaplandığı ve icra emrinin buna göre göre düzeltilmesine karar verildiği, bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, mahkeme kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Alacaklı tarafından;

1-İpotek akit tablosu kayıtsız şatsız para borcunu içermese dahi İİK 150/ı maddesindeki şartların tahakkuku halinde yine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılabileceğini, hem asıl borçluya hem de taşınmaz maliklerine temerrüt ihtarı tebliğ edildiğini, asıl takibin itirazsız kesinleştiğini, maliklere yönelik olarak da ek takip yapıldığını, 01.02.2019 tarihinde her iki takibin birleştirildiğini, bu sebeple 4.000.000,00 TL’lik ipotek yönünden takibin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğunu, ihtarname ile kesin borç ipoteği haline geldiğini, icra emrinin iptali/düzeltilmesi gerektiğini,

2-1.620.000,00 TL bedelli ipotek yönünden takibin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğunu, takibin esas takiple birleştirilmek üzere ek takip olarak açıldığını, maliklere gönderilen ihtarnamelerin sunulduğunu, ihtarname içeriği incelendiğinde bu ipotekten A. H. Özel, B. Tatlıcı ve M. D.er’in sorumlu olduğunun belirtildiğinin açıkça görüleceğini, dolayısıyla şikayetçinin bu ipotekten sorumluluğu bulunmamasına rağmen takibin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğunu,

3-İpoteğin bölünmezliği ilkesi gereğince Eyfel Yapı’ya karşı tüm ipotekler için takip yapıldığını, bu ilkenin kesinleşmiş olan takibe rağmen kendileri aleyhine uygulanmasının doğru olmadığını ileri sürerek 4.000.000,00 TL’lik ve 1.620.000,00 TL’lik ipotekler için takibin iptaline ilişkin kısmın bozulmasına karar verilmesini istedi.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

İİK’nın 150/ı ve TMK’nın 873/3 maddeleri.

3. Değerlendirme

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

İİK’nın 150/ı maddesinde; “Borçlu cari hesap veya kısa orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi,… krediyi kullandıran tarafın başvurusu üzerine ve anılan maddede yazılı koşulların oluşması halinde … icra müdürü 149’uncu madde uyarınca işlem yapar….” hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan TMK’nın 873/3 maddesi aynı alacak için birden çok taşınmazın rehnedilmiş olması halinde, rehnin paraya çevrilmesi isteminin taşınmazların tamamı hakkında yapılacağını düzenlemiştir. Bu hükme kıyasen aynı alacak için aynı taşınmaz üzerinde farklı derece ve/veya sırada tesis edilmiş ipotek varsa bunlar hakkında da birlikte takip yapılması gerekir. (Dairemizin benzer 30.05.2016 tarih, 2016/14425 Esas ve 2016/15081 Karar sayılı kararı.)

Somut olayda; şirket tarafından dava dışı asıl borçlu Eyfel Yapı … Ltd. Şti. hakkında başlatılan 2017/163 Esas sayılı takip dosyası ile birleştirilmek üzere şikayetçi ve dava dışı diğer taşınmaz hissedarları hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatılmıştır. Şikayetçi borçlunun hissedarı olduğu 1069 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine, 26.03.2014 tarih ve 2351 yevmiye numaralı 4.923.511,92 TL bedelli ana para ipoteği ile “…aralarında düzenlemiş oldukları 26.03.2014 tarihli sözleşmede yazılı şartlar dahilinde doğmuş doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere 1. derece faizsiz 15.12.2016 süre ile 4.000.000,00 TL bedelle” ipotek tesis olunduğu, 4.000.000,00 TL bedelli ipoteğin kesin borç (ana para) ipoteği niteliğinde olmadığı, bu nedenle İİK’nun 149. maddesinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmaktadır. İİK’nın 150/ı maddesindeki düzenleme ise, banka ve kredi kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin, anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmaları mümkün değildir.

Buna göre, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, banka ve kredi veren kuruluş olmayan alacaklının limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması usulsüz ise de; ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermemesi, alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapılmasına engel olmayıp bu durumda borçluya örnek 9 ödeme emri gönderilmesi gerekir.

O halde mahkemece, yukarıda yazılı gerekçelerle limit ipoteğine dayalı ilamlı takip yapılamayacağına yönelik şikayetin kısmen kabulü icra emrinin iptali ile yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde takibin iptaline hükmolunması isabetsizdir. Bunun yanı sıra gerek resmi senet, gerekse takipte dayanılan hesap kat ihtarnamesi ve cevap dilekçesi içeriğinden aynı taşınmazda aynı alacağın teminatı olarak tesis edildiği anlaşılan ipotekler için tek bir takip yapılması usul ve yasaya uygun ise de takipte tek bir icra emri düzenlenmiş olup limit ipoteği yönünden icra emrinin iptaline karar verilmesi sebebiyle, aynı taşınmazdaki karz ipoteğini de kapsayacak şekilde icra emrinin tümden iptaline karar verilmesi gerekirken diğer şikayet nedenleri incelenerek icra emrinin düzeltilmesi yerinde bulunmamış fakat borçlu tarafın buna ilişkin istinaf ve temyiz başvurusu bulunmadığından bozma sebebi yapılmamış, eleştirilmekle yetinilmiştir.

Diğer taraftan, takipte yer alan 1068 ada 1 nolu parseldeki ipotek nedeniyle icra emrinde dava dışı taşınmaz malikleri A. H. Özel, M. D.er ve B. Tatlıcı gösterilmek suretiyle takip başlatılmış olup, borçlunun bu taşınmazlar yönünden malik sıfatı ve dolayısıyla aktif husumet ehliyeti bulunmadığı halde bu ipotek yönüyle başlatılan takibin şikayetçi borçlu yönünden iptaline karar verilmesi de doğru görülmemiş olup kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Alacaklının temyiz isteminin kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 05.07.2022 tarih ve 2021/3618 E. – 2022/2224 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,

İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 21.05.2021 tarih ve 2017/858 E. – 2021/1155 K. sayılı kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine,

11.01.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 11.01.2023 T. E: 2022/9949, K: 88

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu