Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi G. Tombuloğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Genel haciz yolu ile yapılan takipte, borçlunun itirazının iptaline ilişkin İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden alınan kararın, alacaklı tarafından, asıl takip dosyasına ibrazı ile, dosya borcunun hesaplanması istenmiş, icra müdürlüğünce yapılan bakiye borç hesaplamasına, itirazın iptali ilamında hükmedilen yargılama gideri, icra inkar tazminatı, vekalet ücretinin de dahil edildiği görülmüştür.
İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden alacaklı takibe devam edebilir. Ancak itirazın iptali ilamında ilk defa hükmedilen yargılama gideri, icra inkar tazminatı, vekalet ücreti gibi alacakların, aynı takip dosyasından tahsili için, borçluya örnek (4-5) icra emrinin gönderilmesi gereklidir.
Bu durumda itirazın iptali davası neticesinde hükmedilen icra inkar tazminatı, yargılama gideri, vekalet ücreti gibi alacakların tahsili için borçluya icra emri gönderilmeden, icra müdürlüğünce, bu alacak kalemleri de dahil edilerek dosya hesabı yapılması usulsüz olup, mahkemece, icra müdürlüğünce, bu miktarlar dahil edilmeden yeniden bakiye borç hesabı yapılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin tümden reddi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
Öte yandan, borçlu, itirazın iptali kararını tehiri icra talepli olarak temyiz ettiğini, tüm dosya borcunu karşılar miktarda teminat mektubu sunarak mehil vesikası aldığını, bu nedenlerle hacizlerin aşkın hale geldiğini ileri sürerek hacizlerin de kaldırılmasını istemiştir.
İİK’nun 36. maddesi gereğince; ilâmı temyiz eden borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehin veya esham veya tahvilât veya taşınmaz rehin veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise, icranın geri bırakılması için Yargıtay’dan karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir. Yargıtay’dan tehiri icra kararı almak üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminat, ödeme yerine geçmez ise de, borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer’ileri ile birlikte karşılaması halinde, mevcut hacizlerin aşkın hale geleceği kuşkusuz olduğu gibi, hacizlerin devam etmesi İİK.nun 85/son maddesiyle de bağdaşmayacaktır.
Şu hale göre; borçlu tarafından, dosya borcunun tamamı (asıl alacak ve fer’ileri ile) icra dairesine depo edilmiş olmakla, mahkemece, aşkın hale gelen hacizlerin kaldırılmasına da karar verilmesi gerekirken, bu yöndeki istemin de reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12. HD. 07.04.2016 T. E: 2015/33399, K: 10463