12. Hukuk Dairesi2022 YılıKira Alacağının Ödenmemesine Dayalı İcra Takibi (Örnek 13)

İtirazın tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını istemeyen alacaklının bir daha aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yoluyla takip yapamayacağı-

İtirazın tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını istemeyen alacaklının bir daha aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yoluyla takip yapamayacağı-

Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Duyan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Borçlunun itirazıyla duran adi kiraya ve hasılat kiralarına ilişkin haciz yolu ile takipte alacaklının icra mahkemesine başvururarak itirazın kaldırılması ve tahliye talep ettiği, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, karara karşı alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve icra takibinde davalı borçlunun 10.322,40 TL asıl alacak ve asıl alacağın her aya ilişkin kısmı yönünden ayın 6. gününden takip tarihine kadar işlemiş yasal faizine yönelik itirazının kaldırılmasına, takibin bu miktar ile takip masrafları üzerinden devamına, asıl alacak üzerinden belirlenecek % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verildiği, bu kararın Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/9346 E. – 2021/8559 K. sayılı ilamı ile “ Bölge Adliye Mahkemesince, kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde çelişki oluşturulması HMK’nın 298/2. maddesine aykırı ve başlı başına bozma sebebi olup, anılan çelişki giderilmek suretiyle yeniden hüküm tesisi gerektiği” gerekçesi ile bozulduğu, bozma üzerine yeniden, Bölge Adliye Mahkemesince, davanın kabulü ile icra takibinde davalı borçlunun 103.224,00 TL asıl alacak ve asıl alacağın her aya ilişkin kısmı yönünden ayın 6. gününden takip tarihine kadar işlemiş yasal faizine yönelik itirazının kaldırılmasına, takibin bu miktar ile takip masrafları üzerinden devamına, asıl alacak üzerinden belirlenecek % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verildiği görülmüştür.

Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.09.2015 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı bu kira sözleşmesine dayanarak tahliye istemli olarak 02.10.2017 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2015 yılı Eylül ayı ile 2017 Eylül ayları arası için 25 aylık olmak üzere asıl alacak 103.224,00 TL, 9.951,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 113.175,21 TL’nin tahsilini istemiştir. Davalı yargılama sırasında 25.01.2016 tarihinde Eylül 2015, Ekim 2015, K. 2015, Aralık 2015 ve Ocak 2016 aylarına ilişkin Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün 2016/2320 Es. Sayılı icra dosyası ile yapılan takip ile işbu davaya konu kira dönemlerinin aynı olduğunu, 02.02.2016 tarihinde yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, davacı tarafından itirazın kaldırılması ya da iptalinin istenmediğini, bu dönemlere ilişkin olarak takip yapılamayacağını savunmuştur.

İİK’nun 269. maddesi gereğince itirazın tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını istemeyen alacaklı bir daha aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yoluyla takip yapamaz.

Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün 2016/2320 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; aynı kira sözleşmesine dayanılarak Eylül 2015, Ekim 2015, K. 2015, Aralık 2015 ve Ocak 2016 ayları için ayrı takip yapıldığı, ilk takipte yapılan itiraz üzerine aynı alacak yönünden takibin durmuş olduğu, İ.İ.K.’ nun 269/3. maddesi gereğince altı ay içerisinde Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün 2016/2320 Esas sayılı takibine vaki itirazın kaldırılması istenmediğinden mükerrer takibe konu olan ve daha önceden istenmiş kira dönemi alacakları yönünden yeniden takip yapılamayacağının anlaşılmasına göre bu aylara ilişkin davanın reddine karar vermek gerekirken itirazın tümden kaldırılmasına karar verilmesi isabetsiz olup bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 18/01/2022 tarih ve 2021/2955 Esas – 2022/63 Karar sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26/05/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi verildi.

12. HD. 26.05.2022 T. E: 4169, K: 6347

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu