2015 ve Öncesi Yıllar23. Hukuk DairesiSıra Cetveli

Kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yolu ile yapılan takipte ihtiyati haczin, ödeme süresinin dolması ile kesin hacze dönüştüğünün ve genel haciz yolu ile takibe vaki itirazın iptali davasında karar tarihinin, ihtiyati haczin kesinleşme tarihi olduğunun gözden kaçırılmasının kabul şekli itibarıyla doğru olmayacağı-

İhtiyati haczin kesin hacizlere iştirakini düzenleyen İİK’nun (30.7.2003 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 4949 sayılı Yasa ile değişik) 268. maddesine göre önceki tarihli ihtiyati haczin, henüz kesinleşmediği bir dönemde, bir başka alacaklı tarafından konulan kesin hacze iştiraki için, aynı Yasa’nın 100. maddesindeki şartları da sağlaması gerekeceği; somut olayda şikayetçinin takibi anılan hükümde gösterilen belgelerden birine dayanmadığından, bu şartın yerine getirildiğinden söz edilemeyeceği- Kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yolu ile yapılan takipte ihtiyati haczin, ödeme süresinin dolması ile kesin hacze dönüştüğünün ve genel haciz yolu ile takibe vaki itirazın iptali davasında karar tarihinin, ihtiyati haczin kesinleşme tarihi olduğunun gözden kaçırılmasının kabul şekli itibarıyla doğru olmayacağı-

Taraflar arasındaki sıra cetvelindeki sıraya şikayetin bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Şikayetçi vekili borçluya ait taşınmaz hissesinin satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde müvekkilinin yedinci sıraya alındığını, oysa müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasından haczin 14.03.2008 tarihinde konulduğunu, bu haczin 03.06.2009 günü kesinleştiğini, şikayet olunanın haczinin 01.04.2008 tarihli olup, bunun ise 6.4.2008 günü kesinleştiğini, müvekkilinin şikayet olunan tarafından konulan hacze iştirak ettirilmesi gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Şikayet olunan vekili, müvekkilinin alacaklı olduğu icra takibinin yasal süresi içinde kesinleştiğini, oysa şikayetçinin alacaklı olduğu dosyadan gönderilen ödeme emrine itiraz edildiğini ve itirazın iptali davasının açıldığı tarih itibariyle şikayetçinin ihtiyati haczinin düştüğünü savunarak, şikayetin reddini istemiştir.

Verilen önceki hükmün Yüksek 19. Hukuk Dairesi’nce bozulması üzerine İcra Mahkemesi’nce, şikayetçinin ihtiyati haczinin 14.03.2008 günü konulduğu ve itirazın iptali davası sonunda verilen kararın kesinleştiği 04.11.2009 günü itibariyle kesin hacze dönüştüğü, şikayet olunanın ihtiyati haczinin 01.04.2008 günü konulduğu ve beş günlük itiraz süresinin geçirilmesi ile 06.04.2008 günü kesinleştiği ve bu itibarla İİK’nun 268. maddesi uyarınca her iki alacağa garameten pay ayrılması gerektiği gerekçesiyle sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir.

Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle şikayetçinin alacaklı olduğu dosyada düzenlenen ödeme emrine itirazın şikayetçiye tebliğ edilmemiş olması karşısında itirazın iptali davasının yasal süresi içinde açıldığının (İİK.m.264/2) kabulünün gerekmesine göre, şikayet olunan vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2- İhtiyati haczin kesin hacizlere iştirakini düzenleyen İİK’nun (30.7.2003 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 4949 sayılı Yasa ile değişik) 268. maddesine göre önceki tarihli ihtiyati haczin, henüz kesinleşmediği bir dönemde, bir başka alacaklı tarafından konulan kesin hacze iştiraki için, aynı Yasa’nın 100. maddesindeki şartları da sağlaması gerekir. Somut olayda şikayetçinin takibi anılan hükümde gösterilen belgelerden birine dayanmadığından, bu şartın yerine getirildiğinden söz edilemez. Öte yandan kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yolu ile yapılan takipte ihtiyati haczin, ödeme süresinin dolması ile kesin hacze dönüştüğünün ve genel haciz yolu ile takibe vaki itirazın iptali davasında karar tarihinin, ihtiyati haczin kesinleşme tarihi olduğunun gözden kaçırılması da kabul şekli itibariyle doğru değildir.

SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenle, şikayet olunan vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bentte açıklanan nedenle, şikayet olunan vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün şikayet olunan yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

23. HD. 22.03.2012 T. E:571, K:2248

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu