D.li 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/… Esas – 2019/… Karar sayılı dosyası üzerinden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize intikal eden dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili; davalının 2012 yılı Eylül, Ekim, K. ayları için 40,00’ar-TL ve Aralık ayı için 50,00-TL olmak üzere toplam 170,00-TL, 2013 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, ayları için 40,00’ar-TL, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, ayı için 80,00’er-TL, Eylül, Ekim, K. ve Aralık ayları için 40,00’ar-TL olmak üzere toplam 610,00-TL aidat borcu, 2015 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan ayları için 40,00’ar-TL, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, K. ve Aralık ayları için 50,00’şer-TL olmak üzere toplam 560,00-TL aidat borcu bulunduğunu, 2016 yılında toplam 600,00-TL aidat borcu olduğunu, 2017 yılı Ocak ve Şubat ayları aidatlarının 100,00-TL, Mart ayı ile Ağustos ayları arasında aidat 60,00’şar-TL’den 360,00-TL olduğunu, davalının 2017 yılı aidat borcu toplamı 460,00-TL olduğunu, davalının toplam 2.400,00-TL aidat borcu bulunduğunu, davalının 2012 Ocak ile 2014 Aralık ayı sonuna kadar toplam 1.833,00-TL, 2015 yılı Ocak ayı 230,00-TL, Şubat ayı 215,00-TL; Mart ayı 165,00-TL, Nisan ayı 155,00-TL, K. 90,00-TL; Aralık ayı 195,00-TL olup toplam 1.050,00-TL; 2016 yılı Ocak ayı 210,00-TL; Şubat ayı 183,00-TL; Mart ayı 160,00-TL, Nisan ayı 140,00-TL, K. ayı 130,00-TL, Aralık ayı 216,00-TL olmak üzere toplam 1.039,00-TL, 2017 yılı Ocak ayı 266,00-TL, Şubat ayı 270,00-TL, Mart ayı 195,00-TL, Nisan ayı 95,00-TL olup toplam 821,00-TL olduğunu, davalının toplamda 4.342,00-TL yakıt borcu bulunduğunu, davalının yakıt ve aidat borcu olmak üzere toplam 7.142,00-TL için davalı aleyhine D.li 1. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, takibin durduğunu, yapılan haksız itirazın iptaline, takibin devamı ve davalının %20 icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili 17.10.2017 tarihli cevap dilekçesi ile davanın reddini talep etmiş ve davalının % 20‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Yerel Mahkemece yapılan yargılama sonucunda “Davalının, 5627 sayılı Enerji Verimliliği kanununa göre pay ölçer takılmasının zorunlu olduğu yönünde itirazda bulunduğu, Kat Mülkiyeti Kanununun 42. maddesine göre ısı pay ölçer takılmasının faydalı giderlerden olduğu ve ana yapının sayı ve arsa payı çoğunluğu ile verilecek kararla pay ölçer takılabileceğinin hüküm altına alındığı, dava konusu taşınmazın karar defterinin incelenmesinde 09/09/2012 tarihinde sayaç takılması konusunun araştırılmasına uygun görülmesi halinde takılmasına ilişkin karar alındığı, 10/10/2014 tarihinde yapılan toplantıda, doğalgaz sayacı takılması için ödenen paralara ilişkin işin yaptırılamadığı ve sayaç takılmasının mümkün olmadığı, ödenen paralara ilişkin tahsilat işlemi yapılacağına ilişkin karar alındığı, 08/12/2014 tarihli toplantıda 09/09/2012 tarihinde alınan karar uyarınca yakıt sayacı takılması konusunun gündemden kaldırıldığı, pay ölçer sistemine geçilmesi hususunda alınmış bir kat malikleri genel kurul kararı bulunmadığı, davalı tarafça ısı pay ölçer takılmamasına ilişkin alınan kat malikleri kurulu kararına karşı iptal davası açılmadığı, ana yapıya ilişkin hususlar bağımsız bölüm maliklerince, kat malikleri kurulunda alınacak kararla yapılabileceği, mahkemenin bağımsız bölüm maliklerinin iradelerinin yerine geçecek şekilde karar verilemeyeceğinin Yargıtay ‘ın yerleşik içtihadı olduğu, bu nedenle davalı tarafından ısı pay ölçer takılmadığından bahisle yakıt giderlerinin ödenmeyeceği yönünde itirazda bulunamayacağı, bilirkişi raporundan davalı borçlu K1’in takip tarihi itibariyle 2.280,00-TL aidat, 99,38-TL işlemiş faizi olduğu, 3.387,78-TL doğalgaz borcu olduğu, işlemiş faizinin 146,67-TL olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi raporu ve ek bilirkişi raporunun usulüne uygun ve uyuşmazlığı çözebilecek nitelikte bulunduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile; D.li 1 İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 5.667,78-TL asıl alacak ve 246,05-TL gecikme cezası olmak üzere toplam 5.913,83-TL üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin ve dava konusu alacağın miktarının ve talep edilip edilemeyeceği hususları yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkemece davacının davasının kabulüne karar verildiğini, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm tesis edildiğini, 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu’nun geçici madde 6. ve 7. md.nin 1. fıkrasının c bendi ve binalarda enerji performansı yönetmeliği gereğince, yeni yapılmakta olan ve mevcut binaların, 2000 m2 ve üzeri kapalı alana sahip ve merkezi sistemle ısınıyorlarsa 2012 Mayıs ayı itibariyle ısı paylaşım sistemlerini kullanmak zorunda olduklarını, davaya konu E. Beştaş Apt. alanının 2470,46 m2 olduğunu, merkezi sistemin çok kolonlu kalorifer tesisatı olduğu için ısı pay ölçer takılmasının binalarda enerji performansı yönetmeliğine göre bir zorunluluk olduğunu, 2012 yılının 9. ayında apartman maliklerinin ısı pay ölçer taktırma kararı aldıklarını, bu kararın panoya asıldığını, müvekkilinin kendisine düşen 730,00-TL ısı pay ölçer ücretini ve diğer masrafları ödeyip Hollanda’ya gittiğini, 08/12/2014 tarih 09 no.lu yakıt sayacı takılması konusunun çözümü için yapılan toplantıda 19 kat maliki ile yakıt sayacı takılması konusunun gündemden kaldırıldığını, kanuni düzenlemelere göre açıkça kaldırma kararının oybirliği ile alınmasının gerektiğini, dolayısı ile alınan kararın açıkça KMK’na, 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanununa ve Merkezi Isıtma ve Sıhhi Sıcak Su Sistemlerinde Isınma ve Sıhhi Sıcak Su Giderlerinin Paylaştırılmasına İlişkin Yönetmeliğe aykırı olduğunu, ısı pay ölçer taktırmanın keyfiyet değil zorunluluk olduğunu, bu durumun 21/03/2018 tarihli Makine Mühendisi Bilirkişi H. Sayar Ö.’ın raporunda detaylı bir şekilde açıklanmasına rağmen mahkemece dikkate almadığını, müvekkilinin Hollanda da olması nedeniyle alınan bu karardan haberdar olamadığını, yapılan icra takibi sonucu durumu öğrendiğini, öğrendiğinde ise KMK’nun 33. Maddesi gereğince 6 aylık iptal davası açma süresinin çoktan geçtiğini, mahkemenin davacı tarafın iddiaları ile bağlı kaldığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ederek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER: Dava, cevap, bilirkişi raporu, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava aidat alacağı ve yakıt bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi gereğince; istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.
Ana taşınmazda kat mülkiyetinin kurulu olduğu ve davalının davaya konu bağımsız bölümde dava tarihi itibarıyla kat maliki olduğu dosya arasında mevcut tapu kaydından anlaşılmaktadır.
Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19/1. maddesinde “Kat malikleri, anagayrimenkulün bakımına ve mimarı durumu ile güzelliğini ve sağlamlığını titizlikle korumaya mecburdurlar.”; 20. maddesinde de; “Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça: …b)…bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında; …katılmakla yükümlüdür.” hükümleri düzenlenmiştir. Davalı da diğer kat malikleri gibi ana gayrimenkulün gerektirdiği ortak giderlere katılmak zorundadır. Bu konuda işletme projesi hazırlanmamış olması yada davalının kat malikleri toplantısına katılmamış olması onu bu yükümlülükten kurtarmaz. Kat malikleri kurulunun kendisini de ilgilendiren konuda usul ve yasaya aykırı karar alındığı iddiasında bulunan kat maliki bu konuda Kat Mülkiyeti Kanunu’nun hükümleri dairesinde mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. Yanlış olduğunu iddia ettiği kat malikleri kurulu kararını iptal ettirmeyen davalı yasadan doğan yükümlülüğünü yerine getirmeye zorunludur. Kat malikleri kurulunda alınan kararlar usulüne uygun alınmamış ve alınan kararlar ilgili kat malikine tebliğ edilmemiş olsa dahi bu kararların mahkemece iptal edilmediği sürece geçerli olduğu gözetilmelidir.
Olayımızda kat malikleri kurulu toplantısında alınan karar gereğince davalının dava tarihi itibarıyla ve talebe konu dönemde bağımsız bölüme ilişkin belirlenen aidat miktarını ödemekle yükümlü olduğu anlaşılmış olmakla incelenen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, ısı pay ölçer taktırmanın zorunluluk olduğunu ısı pay ölçüm yasası ile ilgili itirazları yönünden yeterle inceleme yapılmadan hüküm verildiğini ileri sürmekte ise de ilk derece mahkemesince verilen kararın gerekçesinde bu konunun değerlendirildiği, merkezi ısınma sistemli ana yapılarda ve sistemlerde merkezi veya lokal ısı veya sıcaklık kontrol cihazları ile bu cihazlara bağlı olarak giderin paylaşılmasının yapılması hususunun faydalı giderlerden olup Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 42/1. maddesinde belirtilen faydalı giderler anayapının sayı ve arsa payı çoğunluğuyla verecekleri karar ile mümkün olduğu, mahkemelerin bağımsız bölüm maliklerinin iradeleri yerine geçecek şekilde karar veremeyeceği, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 15/10/2018 tarih ve 2017/2173 Esas – 2018/6385 Karar sayılı ilamı, 12.11.2018 tarih ve 2017/3280 Esas – 2018/7273 sayılı ilamı ve Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 22.10.2015 tarih ve 2015/571 Esas – 2015/15173 Karar nolu kararlarında da bu hususun vurgulandığı, 2012 tarihli kat malikleri toplantısında alınan karar ile ısı pay ölçer sistemi takılmasına karar verildiği, ancak 08.12.2014 tarihli kat malikleri toplantısında alınan kararın iptal edildiği, ortada kat malikleri kurulunca ısı pay ölçer sisteminin takılması yönünde alınmış yeni bir karar da bulunmadığına göre, ısı pay ölçer takılmadığından dolayı yakıt giderlerine katılınmamasının söz konusu olamayacağı, aidatla ilgili olarak kat malikleri kurulu kararlarının iptali yönünde bir hüküm bulunmadığı, kaldı ki davalının ödemesi gereken aidat miktarının sadece ısınma giderlerinden ibaret olmadığı, davalının da diğer kat malikleri gibi kendi bağımsız bölümüne düşen aidat ve yakıt miktarını ödemekle yükümlü olduğu anlaşıldığından davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin D.li 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.01.2019 tarih ve 2017/1256 Esas – 2019/6 Karar sayılı ilamına yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun esastan REDDİNE,
Alınması gereken 403,97-TL istinaf karar harcından peşin alınan 100,99-TL harcın mahsubu ile bakiye 302,98-TL istinaf karar harcının istinaf yoluna başvuran davalıdan tahsiline,
İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Kesin nitelikte verilen kararımızın taraflara tebliğinin yerel mahkemece yapılmasına dair,
6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1. bendi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 362/1-b maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.07/02/2020
Antalya BAM, 6. HD. 07.02.2020 T. E: 2019/684, K: 126